Diyarbakır'da 2015'teki Nevruz kutlamalarında çözüm hazırlığı olduğunu ve kendilerinden barış temalı bir konuşma yapmaları istendiğini belirten HDP’li Önder "Söylediğim gizli saklı bir şey değil. Gizli olan bir şeyi bugün açıklamış da değiliz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan o gün 'Çözüm yok' dedi. Spekülatif bir bilgiyi söylemedim" diyerek sürecin açık ilerlediğini belirtti.
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun "2013 Mayıs’ına dönülürse her şey konuşulabilir" açıklamasını değerlendiren Önder "O yaklaşımın devamı gelmedi. Hükümetin ve devletin bir kesiminde o zaman bir çözüm arayışı vardı. Hükümet o zaman sivil toplum temsilcisi olarak muhatap aldığı insanları çağırmıştı. Süreç, sivil toplum tarafından başlatılan bir inisiyatife hükümetin olumlu karşılık vermesiyle gelişti. Kandil ile temasa geçtik. Murat Karayılan'ın '2013 şartlarına dönebiliriz' açıklaması da çözüme işaret ediyor. Ancak sonrasında 'Güvenlik bürokrasisini ve diğer engelleri aşamadık' dediler. Güvenlik bürokrasisi dediklerinin hepsi bugün darbe davasından yargılanıyor" dedi.
Öte yandan Kürt sorununa ilişkin akıllardaki en büyük soru çözüm süreci beklentisinin bitip bitmediği sorusu. HDP’li Önder söz konusu soruyu şöyle yanıtladı: "Barış özlemi ve talebi için 'bitti' denilebilir mi? Yeryüzünde sonsuza kadar sürmüş bir savaş var mı? Savaş sonsuza kadar sürdürülebilecek bir şey değil. Sivil siyaset içerisinde olan birilerinde barış ve demokratik siyaset ısrarı her ne pahasına olursa olsun sürecektir, sürmelidir.
Bu noktada herkese söylenebilecek tek bir düstur var, o da şudur: 'Söyleyecekseniz hayır söyleyin, şer söyleyecekseniz susun, konuşmayın' demek lazım. Çünkü şiddeti ve savaşı yükselten her türlü söylem ve pratik, barışla aramızdaki süreyi uzatıyor. 'Barış için gönlünüzü koymuyorsanız, bari savaşı yükseltecek söylemlerden kaçının' demek lazım."
Bu arada referandum sürecinde medyanın yayın politikasını da değerlendiren Önder şöyle konuştu: "HDP’nin adını sadece gözaltı ve mahkemelerle anıyorlar. Bir iki yayın diliminde gözüken 33 dakikalık sürede de 'Filanca vekil gözaltına alındı, filanca vekil tutuklandı' haberleri veriyorlar. Onun dışında bizim siyasi temsilcilerimizin neredeyse bir yıldan beri tutuklu olması haberleri ile Celal Doğan’ın Habertürk’e konuk olmasını bir kenara bırakırsak ana akım medyadan 'Bu işe ne diyorsunuz' sorusu gelmediği gibi, utanmadan 'yokmuşuz' muamelesi yapılıyor. Ama küfredilirken, hakarete uğrarken bol miktarda konuşuluyoruz.
Kimse de ‘Bu kişileri çağırmıyoruz, bari arkasından laf etmeyelim’ demiyor. Benim son 1 yıldan beri çıktığım sizden başka yayın kuruluşu yok."
Dinleyicilerin 'Güneydoğu halkı referandumda ne diyecek?' sorusunu da yanıtlayan Önder "Newroz mitinglerinde bölgenin ne dediği ortaya çıktı. Ağırlıklı olarak 'hayır' çıkacak” dedi: "Zorluk yaşamadığımız, doğal akışında yürüyen tek bir etkinliğimiz yok. Newroz kutlamalarına cevap olarak il ve ilçe yönetimlerimizde tekrar gözaltı furyası başlatıldı. Ne mitingi, ne izni. Bu şartlar altında bile demokratik siyaset ısrarımızı sürdürüyoruz. Ama her taraftan ötekileştirilen, yok sayılan ve daha da ötesi kriminalize edilen bir noktada duruyoruz."