Gabriel'in Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan 'Avrupa için mücadele edelim!' başlıklı yazısı şöyle:
Cumartesi günü, Avrupa'nın doğum günü! Tam 60 yıl önce, 25 Mart 1957 tarihinde, kurucu devletler 'Roma Anlaşmalarını' imzaladılar. Bu tarih, dünyada daha önce hiç görülmemiş, bu en başarılı özgürlük, barış ve refah projesinin kalıcı kilometre taşıdır. Bu bir mutluluk vesilesidir. Ancak 60 yıllık Avrupa'da şimdi bir yol ayrımındayız. Mali kriz ve mülteci akımlarıyla başa çıkma teşebbüsleri, Avrupa'nın birlik projesinin zaaflarını acımasızca gözler önüne serdi. Birkaç gün içinde İngiltere, Avrupa Birliği'nden çıkma isteğini ilan edecek. Bu bir uyarıdır. Avrupa'nın bizim için ne anlama geldiği, Avrupa'yla nereye varmak istediğimiz ve bunun için ne kadar yatırım yapmaya hazır olduğumuz konusunda anlaşmamız gerekiyor. Roma Anlaşmalarının yıldönümünün asıl anlamı buradadır."
'TEK BAŞINA OLMAZ'
"Avrupa'nın birliğinin doğru ve tek yol olduğu açık. Kendimizi kandırmayalım: Krizlerle sarsılan ve kesin olduğuna inanılan çok şeyin yok olduğu dünyamızda, Avrupa devletleri sadece tek sesle konuşarak çıkarlarını ve değerlerini savunabilirler. Hiçbir Avrupa ülkesi, Almanya da dahil olmak üzere, bunu artık tek başına başaramaz. Devletler birlikte olduklarında, her biri ayrı olabileceklerinden çok daha güçlü olabilirler. Bunun için birbirimize daha fazla yaklaşmalı ve aynı zamanda komşularımıza ve partnerlerimize elimizi uzatmalıyız. Bu nedenle 60. yıldönümü bir umut işareti ve Avrupa için mücadele etmeye bir çağrı olmalı. Avrupa'nın birliğinin sona ermesi yönünde beklentiye girenler karşısında sessiz kalmamalıyız. Avrupa için mücadele etmek, ortak değerlerimizi, Avrupa'nın değerlerini savunmak anlamına gelir."
'ARTIK KURTULMANIN ZAMANI GELDİ'
'SCHENGEN İÇİN DIŞ SINIRLARIMIZI KORUMALIYIZ'
Üçüncüsü, Avrupa'da iç güvenlik konusunda ilerlemeler kaydedilmeli. Terörle mücadele ortak bir çabadır. Bu konuda daha fazla işbirliği ve daha fazla bilgi alışverişi sayesinde daha iyi olabiliriz ve olmalıyız. Avrupa'daki insanlar, ne Brüksel'de, ne Paris'te, ne Berlin'de ne de başka bir yerde korku içinde olmalı. Özgürlük ve güvenlik birbirine bağlıdır.
'ALMANYA BUNA HAZIR'
"Dördüncüsü, Avrupa'nın vaatlerinin aynı zamanda refah vaadi olduğunu çok daha fazla göz önünde bulundurmalıyız. Uzun süre boyunca iç pazar çoğumuza refah getirdi. Ancak artık Avrupa Birliği'nin üye ülkelerinde birçok insan ortak Avrupa'dan yararlanamadıkları ve geri planda kaldıkları hissine kapılıyorlar. Bunu anlamalı ve önlem almalıyız. Bu nedenle benim için Avrupa için mücadele etmenin anlamı, iç pazarı güçlendirmek ve Avrupa projesinin sosyal boyutunu ciddiye almaktır. Büyüme ve refah için yeni koşullara ihtiyacımız var. Bu amaçla Avrupa'nın dijital altyapıya ve araştırmaya yatırım yapması gerekiyor. Eğer imkânlarımızı daha iyi kullanabilirsek ve hepimiz Avrupa'nın rekabet gücünü korumaya yönelik gerekli reformları başlatmaya hazır olursak, Avrupa'ya sadece katkıda bulunan veya sadece destek alan ülkeler olmaktan çıkıp hepimiz kazanan ülkeler oluruz. Roma'dan bu mesajın yayılması için birlik olalım: Biz Avrupalılar çalışıyoruz, Avrupa için mücadele ediyoruz ve daha iyisini yapmak istiyoruz! Eğer korkmazsak, cesaret ve özgüvenle Avrupa ruhunu yeniden canlandırırsak, herkesi kucaklar ve bazı milli hassasiyetleri de sorgularsak bunu başarırız. Almanya buna hazırdır."