Rusya’nın Suriye’ye yönelik dış politikası ve bunun Türkiye’ye etkilerini Moskova Devlet Üniversitesi’nden Doç. Dr. Kerim Has ile konuştuk.
'AFRİN’DE ZATEN RUS ASKERİ VARLIĞI VARDI'
Rusya’nın ‘üs kurdu’ haberlerini yalanlamasını da “Orada terörizmle mücadele konusunda Rusya’nın bir üs kurmaya şu aşamada ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum” diye izah eden Has’a göre, Rusya Savunma Bakanlığı’nın açıklamasında asıl önemli noktanın Kürt veya YPG güçlerinin eğitilmeyeceğine yönelik bir yalanlama olmaması. Has, “Dolayısıyla orada YPG güçlerinin Rus askerleri tarafından eğitilmeleri söz konusu olabilir” olasılığına atıf yaptı. Has, Rusya’nın açıklamasında Ateşkes İzleme Merkezi’ne bağlı bir askeri birliği gönderdiğinin belirtilmesini de şöyle izah etti: “Bu bence iki anlama geliyor: birincisi Afrin’deki PYD güçleri bir anlamda Rusya’nın koruması altına alınıyor. Daha önce Menbiç’te yaşandı bu durum. Batısında ve doğusunda 6 köy Rus askerlerine verilmişti. Aynı durum şimdi Afrin’e de yansımış durumda.”
'RUSYA’NIN STRATEJİSİ KENDİ İRADESİNE BAĞLI ŞEKİLLENİYOR'
“Rusya, İran ve Türkiye garantörlüğünde 30 Aralık’ta ateşkes süreci başlatıldı fakat bir türlü ortak bir Ateşkes İzleme merkezi kurulamadı. Astana 3 görüşmelerinde bu mekanizmanı detayları konuşulacaktı, ancak görünen o ki oradan bir sonuç çıkmadı. Çünkü muhalifler güçler Astana 3 görüşmesine katılmadı. Dolayısıyla şu an bu süreç sıkıntılı görülüyor. Üç ülkenin bir Ateşkes İzleme Merkezi’ni uzmanlardan oluşturup, oraya bu üç ülkeden bir birliğin gönderilmesi mantıklı olurdu.”
‘TAMPON BÖLGE İLE TÜRKİYE’YE MESAJ VERİLDİ’
Diğer yandan Afrin’in hemen güneyindeki İdlib’deki el Kaide olgusuna dikkat çeken Has, bu bölgenin ileride çok ciddi çatışmalara yol açabileceğine dikkat çekti.
ABD İLE RUSYA’NIN PYD/YPG’YE BAKIŞINDAKİ AYRIŞMA
PYD/YPG’yi ABD’nin de Rusya’nın da destek verdiği tartışmaları yürütülüken, Kerim Has, iki ülkenin bakış açılarının farklı olduğu görüşünde. Has şu değerlendirmeyi yaptı:
Has, Rusya’yı PYD’de bakışta ABD’den ayrıştıran ikinci noktayı da şu sözlerle izah etti: “PYD’ye verilen destek ile İdlib ve Halep’te Türkiye ile yürütülecek işbirliği birbirine bağlı hususlar. Türkiye İdlib’deki muhalif gruplara olan desteği çekmesine karşılık Rusya’nın PYD ile ilişkilerinde farklılıklar olabilir. Bu konu hem uzun, hem de kısa vadede bir pazarlık aracı olarak tutuluyor. İdlib ABD’nin Türkiye ile pazarlık konusunu değil. Bu iki noktada Rusya’nın pozisyonu ABD’den ayrışıyor.”
‘FIRAT KALKANI HAREKATI DAHA FAZLA İLERLEYEMEZ’
TÜRKİYE’NİN ÜÇ SEÇENEĞİ
“Ya bu cismin arkasındaki Rusya ve ABD ile diplomatik angajmanları arttırıp, cismin sizi tehdit etmemesi için arkasındaki desteği çekmeniz lazım. Bilindiği gibi bu yönde diplomatik çabalar söz konusu ancak burada ciddi bir mesafe alınmadı. Çünkü, Rusya ve ABD’nin desteğinin artarak sürdüğünü görüyoruz. İkincisi bu cismi parçalayabilirsiz. PKK’nın PYD’den ayrışması, PKK’yı marjinalize etme veya ENKS’nin kurulması ve desteğin onlara verilmesi. Türkiye’nin bazı çabaları vardı fakat bu cismi parçalama da şu an için gerçekleşmiş değil. Üçüncüsü de bu cisimle siz karşı karşıya gelebilirsiniz. Gidişat şu anda biraz ona doğru evriliyor. Böyle bir çarpışma olursa da tarihte ilk defa olacak, neticede biz hem Batı ile hem Rusya ile bu alamda bir çatışmaya girmiş değiliz. Umarım öyle bir seçenek gerçekleşmez’.
'TÜRKİYE, RUSYA İLE KÖPRÜLERİ ATMAK İSTEMİYOR’
Türkiye’nin Suriye’de Trump yönetimi dahil Batılı ortaklarını ikna edemediğini ve yaşanan diplomatik gerilimlerin Türkiye için kendi zayıf noktasını açık ettiğini söyleyen Has, şu anki pazarlık sürecinde Rusya’nın ne şekilde ikna edileceğinin bilinmediğini ekleyerek “Eğer İdlib meselesinde işbirliği söz konusu olmazsa, özelikle Rusya burada Fırat Kalkanı Operasyonunu gidişatını uluslararası arenada tartışmaya açabilir” ikazı yaptı.
‘TÜRKİYE’NİN İNİSİYATİF GELİŞTİRMESİ GEREKİYOR’
PYD, Türkiye tarafından ‘terör örgütü’ kabul edilse de masada yer alması gereken en önemli aktörlerden biri olarak sivrildiğini anlatan Has, “Rusya’nın Devlet Duma’sının Uluslarası İlişkiler Komitesi Başkanı Leonid Slutskiy, iki gün önce Suriye’de Esad ile görüştü ve Suriye’de bazı gruplara özerklikler vermeden siyasi çözümü öngörmediğini dile getirdi. Burada Esad’ı ikna etme çabası var. Yarın öbür gün Rusya ile Esad Kürtlere veya PYD’nin kontrol altında tuttuğu bölgelere bir çeşit kültürel dahi olsa otonomi verir ise Türkiye’nin Fırat Kalkanı Operasyonu daha fazla tartışmaya açılabilir. Orada daha zor durumda kalabiliriz. Tahminim veya öngörüm bu siyasi diplomatik alanda Türkiye’nin bir inisiyatif geliştirmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.