ABD Bilim İnsanları Federasyonu Nükleer Enformasyonu Merkezi Direktörü Hans Christensen, füze teknolojileri uzmanı Theodore Postol ve Ulusal Doğal Kaynakları Koruma Konseyi Nükleer Programlar Direktörü Matthew McKinsey tarafından kaleme alınan 'ABD nükleer gücünün modernizasyonu, stratejik istikrarı bozuyor' başlıklı makale, konuya dair bir değerlendirmede bulundu.
'RUSYA VE ÇİN'E KARŞI ÖNLEYİCİ NÜKLEER SALDIRI İÇİN YENİ İMKANLAR DOĞDU'
Gözlemcilerin ABD'nin 2009'dan bu yana stratejik silahlara yönelik gerçekleştirdiği gerçek devrimi gözden kaçırdığını savunan uzmanlar, Rusya ve Çin'e karşı önleyici nükleer saldırı için yeni imkanların doğduğunı ileri sürdü.
YEVSEYEV: MAKALE, ABD'NİN SİLAH BÜTÇESİNİ MEŞRULAŞTIRMAK İÇİN YAZILDI
Yevseyev, şöyle konuştu: "Halihazırda 200'den 400 milyar dolara varan rakamlar için mücadele veriliyor. ABD Başkanı da çelişkili açıklamalar yapıyor; bir yandan stratejik saldırı silahlarının kısıtlanması gerektiğini söylüyor, ardından nükleer silahlar için daha fazla harcama yapılmasını teklif ediyor. Prag'da imzalanan Stratejik Silahların Azaltılması Antlaşması güya ABD'yi tatmin etmiyormuş ve onların hareket özgürlüğüne ihtiyacı varmış."
UZMANLAR, SİLAH MODERNİZASYONUNU GÖZLERİNDE BÜYÜTÜYOR
Yevseyev, devam etti: "ABD'li uzmanlar, başarıyla gerçekleşen nükleer silah modernizasyonunun özel stratejik tesislere yönelik saldırı imkanını artırdığı görüşünde. Örneğin yeni MC4700 (super-füze) sisteminin Trident II füzelerine yerleştirilen nükleer savaş başlıkları. MC4700 sisteminin özelliği, hedefi ıskalama payını ortadan kaldırması; füze hedef üzerinden geçerken kendini alçak irtifada patlatabiliyor. Ayrıca füzeler, yeraltı stratejik tesislerindeki rampalara yönelik nükleer saldırıda etkili biçimde kullanılabilir. Böyle özellikler, başarılı önleyici saldırı için ne kadar önemli?
Günümüzde çok büyük bir atılımda bulunmak veya üstünlük elde etmenin zor olduğunu ifade eden Yevseyev, şunları kaydetti: "Çin adına konuşamam fakat Rusya'da Sovyetler döneminde bile benzer çalışmalar yapılmıştı. Modernizasyonun sağlayacağı iddia edilen özellik, savunma seviyesi çok yüksek hedeflere saldırı amacıyla kullanılabilir. Nükleer başlığın infilak etmesi garantileniyor. Bu nedenle yeraltı tesislerine, örneğin komuta merkezlerine saldırı imkanları açısından ne Rusya'nın geride kaldığını ne de ABD'nin üstün olduğunu düşünüyorum."
YEVSEYEV: ÜSTÜNLÜK SAĞLAMAYA YÖNELİK FİKİRLERİ TEHLİKELİ BULUYORUM
Üstünlük sağlamakla ilgili fikirlerin tehlikeli eğilimlere işaret ettiğini kaydeden Yevseyev, devam etti: "Bu tür savaş başlıklarının yazıda anlatıldığı biçimde çoğaltılması sadece Rusya tarafından karşılıklı eylemlere yol açar. Eğer ABD buna rağmen önleyici saldırı öngörüyorsa, akla hemen şu soru geliyor: Rusya'nın stratejik kuvvetleri sadece yeraltında mı bulunuyor? İki tür seyyar füze sistemleri de var. Bunlar, Topol ve Yars gibi tekerlekli füze sistemleri ve Barguzin gibi demiryolu füze sistemleri. Rusya'nın bir de Borey'i var. ABD, bu füzelere karşı nasıl korunmayı düşünüyor?"