Hükümetin ‘sığınmacı anlaşması’ açıklamasına muhalefetten tepki

Almanya ve Hollanda’yla yaşanan siyasi krizin ardından hükümetin AB ile sığınmacı anlaşmasını gündeme getirmesine muhalefetten tepki geldi.

TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanvekili ve CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım, sığınmacılar üzerinden siyaset yapılmasının ahlaki ve insani açıdan doğru olmadığını belirtirken, hükümetin referandumda milliyetçi oyları ‘evet’e yöneltmek için bir ‘algı operasyonu’ yaptığını söyledi.

HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu da sığınmacıların bir siyasi pazarlık konusu haline getirilmemesi gerektiğini ifade ederek “Bu krizin referanduma kadar sürdürülecek bir kriz olduğunu düşünüyorum. Her iki tarafta milliyetçi oyları konsolide etmek için yaşatılan bir kriz olduğu kanısındayım” dedi.

AB BAKANI: SIĞINMACI ANLAŞMASININ GÖZDEN GEÇİRİLMESİNİN VAKTİ GELDİ

Almanya’nın Türk bakanların referandum kampanyası yapacakları toplantıları iptal etmesi, Hollanda’nın da Dışişleri Bakanı’na uçuş izni vermemesi ve ülkeye karayoluyla giren Aile Bakanı’nı sınırdışı etmesinin ardından Türkiye, AB’ye karşı mülteci kozunu kullanabileceğinin işaretini verdi. Son olarak AB Bakanı Ömer Çelik, Reuters’e verdiği mülakatta AB’nin sığınmacı anlaşması konusunda verdiği sözleri tutmadığını belirterek “Türkiye’nin bu anlaşmayı yürütme konusunda anlaşmanın karşı tarafına hiçbir yükümlülüğü yoktur. Dolayısıyla istediği zaman, istediği şekilde gözden geçirebilir. Bence de gözden geçirilmesinin zamanı gelmiştir” dedi.

CHP’Lİ YALIM: SIĞINMACILAR ÜZERİNDEN POLİTİKA YÜRÜTMEK DOĞRU DEĞİL

AB Bakanı Çelik’in sığınmacı anlaşması konusundaki açıklamalarını Sputnik’e değerlendiren TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanvekili CHP’li Özkan Yalım, “Her seferinde hem Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın ya da bakanların bu tip tehditvari açıklamalardan bir an önce vazgeçmeleri gerekiyor, özellikle mülteciler konusunda. Bunlar yanlış bulduğumuz söylemler. Bu söylemler hem insan haklarına aykırı, hem de sığınmacılar üzerinden bir politika yürütmek doğru değil” dedi.

'KÜLHANBEYİ GİBİ NARA ATMAK YERİNE SOĞUKKANLI OLUNMALI'

2008 yılında Erdoğan’ın başbakan olduğu dönemde kabul edilen yasayla yurtdışında seçim propagandası yapılamasının yasaklandığını, ancak buna rağmen yurtdışında referandum kampanyası yürütüldüğünü kaydeden Yalım, “Tabii ki biz Türkiye Cumhuriyeti’nin birliği beraberliği için Türkiye’ye yapılan en ufak bir haksızlıkta parti gözetmeksizin tek yumruğuz. Ancak Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın ve bakanların Avrupa ülkelerine ‘Ey Avrupa’ şeklinde sloganlarla külhanbeyi gibi nara atmaları yerine daha tutarlı, daha dostça konuşmaların yapılması gerektiğini düşünüyorum. Ticari ilişkilerin çok daha iyi olması adına, ülkemizdeki ekonomik krizin bir an evvel bitmesi adına ben daha soğukkanlı şekilde davranılmasını arzuluyorum. Mülteciler üzerinden tehditvari bir siyasetin yapılmasını doğru bulmuyorum. Avrupa’nın bu tip tehditleri kabul etmeyeceğini de biliyoruz. Mülteciler üzerinden siyaset yapmanın hem ahlaki hem de insani olmadığını belirtmek istiyorum” diye konuştu.

'YÜKSEK ‘HAYIR’ OYLARINI MHP TABANI ÜZERİNDEN ‘EVET’E DÖNDÜRMEK İÇİN ALGI OPERASYONU'

Hükümetten gelen sığınmacı anlaşmasının gözden geçirilebileceği açıklamalarının söylem düzeyinde kalacağını düşünen Yalım, “Bunların söylem düzeyinde kalacağı kanaatindeyim. Şu anda referandum öncesi bir algı operasyonu yönetiliyor. Daha önce Enerji Bakanı’nın uçağına Irak tarafından iniş izni verilmemişti, o zaman referandum, seçim olmadığından büyük bir tepki göstermediler. Şu anda referandum var, hayır oyları da anketlerde oldukça yüksek geliyor. Burada yapılan, özellikle MHP tabanının oylarının evet yönüne doğru kaydırmak için bir algı operasyonu. Ancak mülteciler üzerinden bu tip bir siyaset üretilmesinin ahlaki olmadığının altını çiziyorum” dedi.

HDP’Lİ KERESTECİOĞLU: MÜLTECİLER ASLA PAZARLIK KONUSU OLMAMALI

HDP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da hükümetten gelen AB ile sığınmacı anlaşmasının gözden geçirilebileceği açıklamalarını Sputnik’e değerlendirdi.

“Ben öncelikle insanların yaşamı üzerinden özellikle de her türlü mağduriyeti yaşayan mülteciler üzerinden kimsenin pazarlık yapmaması gerektiğini düşünüyorum” diyen Kerestecioğlu, “Mülteciler asla pazarlık konusu olmamalı. Bu daha önce de böyle gündeme gelmişti. Ve karşılıklı olarak oluyor bu, sadece Türkiye değil karşı taraf da bunu zaman zaman yapabiliyor. Bu savaş aslında kimsenin dâhil olmaması gereken ve Suriye’ye bu şekilde müdahale edilmemesi gereken bir durumdu. Ama herkes bir şekilde elini soktu ve ondan sonrasında da oradaki mağduriyeti en çok oradaki halklar yaşadı başta Ezidi kadınlar olmak üzere. Bu nedenle ben böyle bir yaklaşımı doğru bulmuyorum. Yapılması gereken, kendi ülkelerindeki zulümden kaçan insanlara gereken desteği vermektir. Bunu pazarlık konusu olarak kullanmamaktır. Bu, evrensel hukuka ve insan haklarına aykırı bir durum. Yapılan şeyler kınanabilir, konuşulabilir, diyalogla çözülebilir, ama başkaları bunun için gündeme getirilip pazarlık konusu yapılmaz” diye konuştu.

'AVRUPA İLE KRİZ REFERANDUMA KADAR SÜRDÜRÜLECEKTİR'

Kerestecioğlu, hükümetin Avrupa ülkeleri ile olan krizi referanduma kadar sürdüreceğini düşündüğünü belirterek “Bu krizin referanduma kadar sürdürülecek bir kriz olduğunu düşünüyorum. Her iki tarafta milliyetçi oyları konsolide etmek için yaşatılan bir kriz olduğu kanısındayım. Yoksa bunun hakikaten karşılıklı konuşarak aşılabilecek bir şey olduğunu düşünüyorum. Bizim parti olarak anlayışımız, kim olursa olsun kimsenin hayatının, yaşam hakkının herhangi bir anlaşmazlıkta pazarlık konusu edilmemesidir. Temel prensip budur. Zulüm görmüş insanların yaşamı kimse tarafından politik malzeme konusu yapılmamalı” dedi.