Başkanlık sistemiyle ilgili anayasa değişikliği referandum sürecine ilişkin konuşan Zengin, “Bizi buraya getiren Türkiye'de demokrasinin bir parçası ve aslında millet. Bunun en önemli dönüm noktası 2007 yılı. Türkiye'de ilginç bir süreç yaşandı. '367 krizi' diye bir kriz yaşadı ve bu Türkiye için önemliydi" dedi.
'DAHA EVVEL OLMAYAN BİR ŞEYDEN BAHSEDİYORUZ'
"Cumhurbaşkanı, yasamayla ilgili problem var ve çözemiyorsa bedelini ödeyecek. Kendi süresini yakmak pahasına seçimleri yenilemeye gidebilir. Sadece 2 dönem, 5+5 şeklinde bu görevi ifa edebilir. Ama meclis herhangi bir yaptırım olmaksızın 360 milletvekilinin kabul oyu vermesiyle iki seçimin de eşzamanlı yenilenmesini isteyebilir. Vekiller tekrar tekrar aday olabilir. Bu da bir çıkış yolu. Problem çıktığında gidecek bir yol haritanızın olması lazım. Halen bir sorumluluğu bulunmayan cumhurbaşkanına anayasa değişikliğiyle soruşturma alanı getiriliyor. Hakkında bir suç iddiası olan cumhurbaşkanı için meclis 301 milletvekiliyle önerge verecek. Bu önerge 360 milletvekilinin 'evet' oyuyla soruşturma komisyonuna gidecek. Oradan çıkan neticede meclis oylanmasında 400 'evet' oyu çıkmasıyla cumhurbaşkanı için yüce divan süreci başlayacak. Daha evvel olmayan bir şeyden bahsediyoruz."
Anayasa teklifi paketini sonuç olarak değerlendiren Zengin, "16 Nisan'da referandumdan geçerse eğer iki maddesi yürürlüğe girecek. Onun dışında ilk uygulamasının sandığın önüne konulması 3 Kasım 2019 olacak. Ama meclis isterse bu tarihi öne de alabilir. Onun öncesinde hayata geçecek iki madde var. Bunlardan birisi 30 gün içinde Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun yeni usulle yeniden şekillenmesi diğeri de eğer isterse cumhurbaşkanının bir siyasi parti ile bağ kurma imkanını vermesi. Şu an ki anayasamızda seçilen cumhurbaşkanının partisinden istifa edeceği maddesi var. Bu cümle yeni anayasada kaldırılmış oluyor" diye konuştu.