TÜRKİYE'YE 29.5, YUNANİSTAN'A 8.5 EURO İÇİN DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NA BAŞVURU
İsveç hükümetinin AB ülkeleriyle Türkiye arasında ciddi miktarda fark oluşturan bu tasarısına karşı İskandinav pazarına yönelik faaliyet gösteren Türkiye'nin en büyük tur operatörlerinden DETUR, Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere ilgili birçok bakanlığa başvurup düzeltilmesi talebinde bulundu.
DETUR'un CEO'su Firuz Bağlıkaya, uygulanması düşünülen kişi başı vergi miktarının 3 kategoriye ayrıldığını belirterek kategoriler ve fiyatlandırmayı şöyle açıkladı: "Yunanistan ve İspanya'nın da bulunduğu Avrupa Birliği içinde kalan ülkeler için 8.5 euro. AB dışında olup, Stockholm'deki Arlanda Havalimanı'na 6 bin kilometreye kadar olan uçuş mesafesinde kalan ülkeler için 29.5 euro. Bu kategoride Türkiye ve Mısır da bulunuyor. Üçüncü kategori ise AB dışında olup Arlanda Havalimanı'na 6 bin kilometreden daha uzun uçuş mesafesinde kalan ülkeler için 45 Euro."
Taslağın meclisten geçmesi durumunda 1 Ocak 2018'te yürürlüğe girmesinin planlandığına işaret eden Bağlıkaya sözlerini şöyle sürdürdü: "Uçakların havaya bıraktığı karbon miktarının siyasi sınırlarla ne ilgisi var? Bir uçağın AB ülkelerine uçarken havayı daha az kirlettiği söylenebilir mi? Bir nevi havayı kirletme vergisinin uçuş süresi ve mesafesine göre olması gerekir.
‘GİRİT ADASI DALAMAN'DAN UZAK'
Stockholm'den Yunanistan'ın Girit Havalimanı'na giden uçak 2 bin 714 kilometre uçuyor. Türkiye'nin Dalaman Havalimanı'na giden uçak 2 bin 673 kilometre uçuyor. Yani Dalaman'a uçmanın mesafesi ve havada karbon salınım süresi daha kısa. Ama buna rağmen Girit'e giden turist 8.5 euro vergi ödeyecek, Dalaman'a giden ise 29.5 euro."
‘AVRUPALI TURİSTİN AB İÇİNDE SEYAHAT ETMESİ İÇİN BİR NEVİ TEŞVİK UYGULUYORLAR, AB DIŞINDA TATİL YAPANLARI CEZALANDIRMAK İSTİYORLAR'
'DİĞER AB ÜLKELERİNİN DE BUNU GÜNDEME GETİRMESİ KAÇINILMAZ OLUR'
Bağlıkaya, konuya dair endişelerini de dile getirdi: "Şimdilik İsveç ile sınırlı bu çalışmaya şiddetle karşı çıkıp etkin bir mücadele yapmazsak, başta İskandinav ülkeleri olmak üzere diğer AB ülkelerinin de bu uygulamayı gündeme getirmesi kaçınılmaz olur."