Belçika’daki Liege Üniversitesi Astrofizik Bölümü’nden Dr. Emmanuel Jehin ve NASA Spitzer Uzay Merkezi’nden Sean Carey'nin Habertürk'ten Nalan Koçak'a verdiği söyleşiden öne çıkanlar şöyle:
Heyecan verici çünkü ilk kez Dünya boyutunda ve Dünya’ya benzer bu kadar gezegeni bir sistem içerisinde keşfettik. Ayrıca bütün gezegenlerin yüzeyinde su bulunması ihtimali var. Gezegenler uydusu oldukları yıldıza çok yakınlar. Daha da ilginç olanı 7 gezegenden 3’ü yaşanabilir. Yani sıvı suyu üzerinde hâlâ barındıran ve atmosferi olan gezegenler. Bir diğer heyecan verici nokta da bu sistemin Dünya’ya yakın olması. TRAPPIST-1 yıldız sistemi Dünya’ya 40 ışık yılı uzaklıkta.
TRAPPIST-1 sistemi Dünya’ya çok yakın olduğu için gezegenlerde atmosfer var mı yok mu ve atmosferi oluşturan maddeler neler anlayabileceğiz. Hayatın olup olmadığını anlamak için de gezegenlerde "biyolojik imza" dediğimiz maddelerin varlığına bakacağız. Yani sadece canlılar tarafından üretilebilen bazı moleküller ve karbondioksit.
Bu bahsettiğim şeyler bilimkurgu değil. Hubble teleskobunun yerine geçecek ve daha gelişmiş olan James Webb teleskobuyla bu bilgileri elde edebileceğiz. "Yıldız yakın" dedim ama şimdiki teknolojiyle aslında uzak. Yüzeyini gerçek anlamda görmek yüzlerce yıl alabilir.
Manzara muhteşem! Şimdi hayal edin, bütün gezegenler birbirine çok yakın duruyor. Bir gezegenden diğerlerine baktığınızda, Dünya’dan bakıldığındaki gibi parlak yıldızlar olarak görmeyeceksiniz. Biz mesela Mars’ı parlak bir nokta olarak görüyoruz değil mi?
Ama bu gezegenlerin birinden baktığınızda, diğerinin yüzeyindeki tüm detayları görebileceksiniz. Yani gökyüzünde Ay’dan büyük diskler olacak. Gökyüzü Dünya’daki gibi mavi değil, turuncu-kırmızı renkte. Çünkü TRAPPIST-1 yıldızının rengi bu. Yani "Gezegenlerde sonsuz bir gün batımı yaşanıyor" diyebilirim.
Hava durumu biraz karışık. Tabii ki gündüz tarafı daha sıcak, gece tarafı daha soğuk olacaktır. Ama atmosfer varsa, bu sıcaklık ve soğukluk durumu dengelenecektir. Mesela rüzgâr sirkülasyonuyla sıcaklık gezegene dağılabilir. Şimdi isterseniz biraz bilimkurgu yapalım, hayal edelim. Gezegenlerde gerçekten hayat varsa, şimdi sahip olduğumuz teknolojiyle bile gezegenler arası seyahat çok kolay.
Hafta sonu için bir gezegenden diğerine gidebilirsiniz. Mesela yıldıza daha yakın, yani daha sıcak olan gezegenlere deniz tatiline, plaja, daha soğuk olan gezegenlere kayağa gidebilirsiniz. Yani Ay’a gitmek için kullandığımız Apollo’yla, 2 günde bir gezegenden diğerine gitmek mümkün.