Son dönemde Türkiye ziyaretlerini sıklaştıran IKBY lideri Mesut Barzani, Pazar günü İstanbul'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la, bugün de Ankara'da Başbakan Binali Yıldırım'la görüştü. Barzani, Ankara'da ayrıca görevinden alınan ve bir süre önce cezaevinden çıkan eski Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk ve Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık ile görüştü.
'ZİYARET TRUMP SONRASI SÜREÇLE İLGİLİ'
Barzani'nin Türkiye ziyaretini Sputnik'e değerlendiren yazar Tarık Çelenk, Başbakan Binali Yıldırım'ın Barzani son olarak ile Münih'te gerçekleştirilen Güvenlik Zirvesi'nde görüştüğünü, daha önce de Yıldırım'ın Irak ziyaretinde Barzani ile görüştüğünü anımsatırken ziyaretin iç siyasetle bağlantısı olmadığını söyledi. Çelenk, "Bu sürece baktığınız zaman bunu bir iç politika sorunundan ziyade dışarıdaki güvenlik konjonktürüne bağlamak lazım. İç politikada şöyle bir gerçek var, Türkiye, Kürt sorununun çözümü için PKK dışında, şiddet dışında bir çözüm arayışı içinde. O çözüm arayışı içinde de bu manada Kuzey Irak'taki yönetimin desteği çok açık. AK Parti, kendini destekleyen Kürt seçmenin özellikle son dönemde MHP ile yakınlaşma konusunda ikincil etki uyandırabilir ama benim görüşüm, bu ziyaret tamamen bölgede yeni oluşan Trump sonrası güvenlik konseptiyle ilgili görüş alışverişi ve işbirliğinden kaynaklanıyor. Dış politikada tehditler çok ciddi boyutta" diye konuştu.
'DAHA ÇOK GÜVENLİK VE TİCARET KONULARI GÖRÜŞÜLDÜ'
Çelenk, Barzani ziyaretinin iç politikaya etkileri de olabileceğini ifade ederek "Bundan önce Sayın Barzani geldi, Diyarbakır'da çok önemli bir çıkış yapıldı. Belki HDP'nin durumu konuşulmuştur, onu bilmiyoruz. Ama bence önemli olan dış politikadır burada. Görüşülen konular daha çok güvenlik ve ticaret konularıdır. Bunlar da zaten kendi rutinine oturan konulardır. Bunlar zaten işliyor. Güvenlik ve askeri işbirliği konularında bir sıkıntı yok. Onlar işliyor" dedi.
'KANDİL'E OPERASYONUN GÜNDEMDE OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM'
Çelenk, Suriye'ye IKBY bölgesinden peşmerge gönderilmesi konusuyla ilgili olarak ise "O işbirliği düşünülüyor, her zaman da tercih ediliyor. Ama bunun limitleri var, sahanın gerçekleri, dengesi var. Yarın öbür gün PYD/YPG'nin dönüşümü, veyahut da Rakka konusu, PYD/YPG ile PKK'nın ayrılması konusu da bence kısa vadede olmasa da uzun vadede tartışılacak konular. Kürdistan Bölgesel Yönetimi için de aynı şey geçerli ama bunlar uzun vadede tartışılacak konular. Ama siyasi konularda ‘Şu kesinlikle olmaz' diyemezsiniz" diye konuştu.
'OLAĞANIN ÜSTÜNDE BİR TEMAS TRAFİĞİ VAR'
Türkiye'nin eski Erbil Başkonsolosu Aydın Selcen de Sputnik'e yaptığı açıklamada Türkiye ile IKBY arasında son dönemde ‘olağanın üstünde' bir temas trafiği olduğunu, güvenlik konusunun yanı sıra görüşmelerde Enerji Bakanları'nın olması dolayısıyla enerji konusunun da görüşüldüğü sonucuna varılabileceğini ifade etti.
'KDP PEŞMERGESİ PKK'NIN ÜSTÜNE SÜRÜLEMEZ'
Mesut Barzani'nin üç geleneksel yaklaşımı olduğunu ifade eden Selcen, "Birincisi; Türkiye'nin içişlerine kafasını kesseniz karışmaz. İkincisi, ‘Benden bir katkı isteniyorsa tabii ki yaparım' der, bugüne kadar da yaptı. Üçüncüsü de o 1995'de KDP-KYB arasında yaşanan ‘kardeş katli' dedikleri şey bir daha yaşanmasın, Kürtler arası çatışma çıkmasın. Bunu da şunun için söylüyorum; KDP peşmergesi PKK'nın üstüne sürülemez, ya da Şengal olsun, Suriye olsun o anlamda sıcak bir çatışma olmaz" dedi.
'BARZANİ GELDİ DİYE KÜRT SEÇMEN ‘EVET' OYU VERMEZ'
'BARZANİ ZİYARETİ REFERANDUM ÜZERİNDE ETKİ YAPMAZ'
Selcen, Güneydoğu'daki seçmenlerin çoğunluğunun referandumda ‘hayır' oyu vereceğini düşündüğünü ifade ederken "Ben kişisel olarak Güneydoğu'daki seçmenin hayır vereceğini düşünüyorum, eğer insanlar evinden çıkıp oy kullanabilecekse, kaydına bakabildiyse. Orada kayıtlı olan Kürt seçmen çoğunluk olarak sandığa gider ve hayır verir. Referanduma bir hafta kala Barzani'yi getirmek filan bunun üzerinde çok dramatik bir etki yapmaz" diye konuştu.
'BARZANİ'NİN GÜNDEMİNDE BAĞIMSIZLIK VAR'
Barzani'nin gündeminde bağımsızlık olduğunu da ifade eden Selcen, şöyle konuştu:
"Diğer yandan bugünkü Irak Kürdistanı'nın yarısında KDP'nin bir tabanı olmadığı malum. Burada hakim olan KYB ve Goran da KDP'ye göre dünya görüşü olarak çok daha laik anlayışa sahip. Onlar da daha çok Türkiye'yle değil Tahran ve Bağdat'la daha yakınlar. Bu gerçek maalesef IŞİD'le mücadelede de değişmedi. Ortak düşmana karşı bir birlik, ortak silahlı kuvvetler olmadı. Ama şöyle de bir gerçek var, Irak Kürdistan Bölgesi IŞİD'e karşı topraklarını yüzde 40 arttırdı, doğal sınırlarını pazarlık payı yapacak kadar aştı. Şimdi biz de mecburuz Mesut Bey'le konuşmaya, o yüzden dönüp dönüp konuşuyoruz. Onun da gündeminde bağımsızlık olduğu için, o da Bağdat, İran, Türkiye ve ABD ile görüşüyor. ABD ile ilişkileri iyi. ABD, dünyadaki en büyük misyonlarından birini Erbil'e inşa ediyor, zaten orayı bir üs bölgesi gibi kullanıyor. Türkiye'yle de iyi. İran'la en azından kötü olmamaya gayret ediyor. Bağdat'la da IŞİD'le mücadeleden dolayı bir denge var. Bağdat yarın, bu beş, on yıl da olabilir, dönüp de ‘Bu Kürtler çok oldu' diye düşünebilir. Böyle bir ihtimal var diye demiyorum ama böyle düşünebilir. O yüzden hazır punduna getirmişken bu bağımsızlık adımını atabilir. Herkesten yeşil ışık olmasa da birinden yeşil, birinden sarı ışıkta bu iş yürür diye düşünebilirler. Ama bu yapılacak hamlede arkasından KYB'yi getirebilecek mi, bir de bu var. Irak Kürdistanı içinde birden fazla Kürdistanlar mı olur, bir de coğrafi olarak söylenen Kürtlerin kendilerini temsil ettiği farklı siyasi oluşumlar, farklı silahlı örgütler var, bunların birbiriyle ilişkileri nedir, ona bakmak lazım."
'KANDİL'E OPERASYON OLASI, ANCAK BARZANİ DESTEK VERMEZ'
"Ben kişisel olarak bulunduğum yerden bakarak yakın dönemde referanduma yönelik olsun olmasın Kandil'e yönelik bir harekâtın olası olduğunu düşünürüm. Hükümet cenahından yapılan açıklamalara, Suriye'de ve Irak'ta işin gidişatına bakarak bunun mümkün olduğunu düşünürüm. Erbil'deki üç yıllık başkonsolosluk ve Irak'ta 10 yıllık tecrübeme dayanarak da Mesut Barzani'nin Türkiye'den Kuzey Irak'a kapsamlı bir kara harekatına destek veren bir yaklaşım içinde olduğuna hiç şahit olmadım. Olacağımızı da sanmıyorum. Öyle bir beklenti yanıltıcı olur."