CHP milletvekili ve eski Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz, Barzani ile Ankara’nın son dönemde yoğunlaşan temaslarını ve görüşülen konuları Sputnik’e değerlendirdi.
ROJAVA PEŞMERGELERİ YENİDEN GÜNDEMDE
Basına yansıyan bilgilere göre, Rojava peşmergelerinin Suriye’ye geçişi görüşmelerde bir kez daha ele alındı. Barzani’nin bölgede ağırlığını artırmak istediğine dikkat çeken Öztürk Yılmaz, konunun yeniden gündeme gelmesinin son dönemdeki gelişmelerle ilgili olmadığını söyledi:
Yılmaz, konun yeniden gündeme gelmesinin son dönemdeki gelişmelerle değil, PKK’nın Irak Sincar’daki ve Suriye’deki varlığından duyulan rahatsızlıkla ilgili olduğunu söyledi.
Suriye’de Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelere 'Rojava peşmergeleri' olarak adlandırılan, yaklaşık 7 bin kişilik gücün konuşlandırılması daha önce de gündeme gelmişti. Ancak PYD, Barzani ve Ankara’nın yardımıyla kurulan Rojava peşmergelerinin Suriye’ye izin vermedi.
'MUHAFAZAKAR KÜRT OYLARINI ALMA STRATEJİSİ'
"Biz (CHP) Irak’ın toprak bütünlüğünü destekliyoruz ve korunması gerektiğine inanıyoruz. Irak’ın parçalanmasının bölgede ciddi bir istikrarsızlık yaratacağını düşünüyoruz, dengelerin sarsılacağını hesaplıyoruz eğer parçalanma olursa. Bununla birlikte Irak anayasasına göre, bölgesel Kürt yönetimiyle ilişkilerimizin de toprak bütünlüğünü parçalamadan geliştirilmesini arzu ediyoruz parti olarak. Bayrak meselesinin bir bağımsızlıktan ziyade, sanki referandum öncesi Doğu ve Güneydoğu’daki muhafazakar Kürt oylarının sandıkta AKP lehine çevrilmesi gibi bir stratejinin ürünü olduğunu düşünüyoruz. Bu noktada iç politikaya malzeme yapılıyor bayrak konusu. Maalesef AKP bunu daha önce de kullandı. Özellikle barış süreci dedikleri süreçte Barzani Diyarbakır’a getirilmişti ve akabinde de yine seçimlere gidilmişti. O dönemde de, her seçim öncesi Barzani faktörünün özellikle Doğu ve Güneydoğu’da AKP tarafından seçim için kullanıldığını biliyoruz."
'AKP İÇİNDE IRAK VE SURİYE POLİTİKALARINI YANLIŞ BULANLAR VAR'
'BAŞİKA’DAKİ AMAÇ SORU İŞARETLERİ YARATIYOR'
"Başika’da askerlerin bulunması, IŞİD’in o bölgeden kovulmasına yardımcı olmak, bunun için yerel kuvvetleri eğitmek ve Musul’un kurtarılması için onları orada kullanmak olarak açıklanmıştı. Ama Başika kampına baktığımız zaman, orada bizim eğittiğimiz peşmerge, Musul’un pek çok ilçesini aldı, kontrolü sağladı ve bölgesel Kürt yönetimine kattı. Musul’un kurtarılan bölgesine baktığımız zaman neredeyse Dicle nehrinin dibine dayandı bölgesel Kürt yönetiminin sınırları. Keza Irak yönetimi de hiçbir zaman olmadığı kadar Musul’un dibine geldi ve orada kontrolü sağladı. Yani IŞİD belası, bölgede şu ana kadar tek kaybeden oldu; Kürt yönetimi toprak kazandı, Bağdat daha fazla kontrolü sağlayacak o bölgede. Baktığını zaman bu tabloda somut bir kazancı olmayan Türkiye. Türkiye’nin, Irak’ın Arap unsurlarıyla bir sınırı kalmamış oldu."