https://anlatilaninotesi.com.tr/20170125/turkiye-suriye-astana-toplantisi-cihatci-gruplar-1026938574.html
'Türkiye'nin cihatçı yapıdaki ayrışmada nasıl rol oynayacağı önemli'
'Türkiye'nin cihatçı yapıdaki ayrışmada nasıl rol oynayacağı önemli'
Sputnik Türkiye
Astana toplantısını değerlendiren güvenlik analisti Metin Gürcan, Suriye'de belirsizlik, kestirilemezlik ve çatışmanın temel kaynağını "ABD’nin kafasının... 25.01.2017, Sputnik Türkiye
2017-01-25T23:56+0300
2017-01-25T23:56+0300
2023-03-31T17:59+0300
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/i/logo/logo-social.png
abd
türkiye
suriye
irak
iran
astana
halep
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2017
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
programlar, haberler, abd, suriye, irak, iran, astana, halep, barack obama, vladimir putin, donald trump, brett mcgurk, metin gürcan, joseph votel, işid, pkk, el kaide, el nusra, öso, müslüman kardeşler, ortadoğu, fetih el şam cephesi
programlar, haberler, abd, suriye, irak, iran, astana, halep, barack obama, vladimir putin, donald trump, brett mcgurk, metin gürcan, joseph votel, işid, pkk, el kaide, el nusra, öso, müslüman kardeşler, ortadoğu, fetih el şam cephesi
'Türkiye'nin cihatçı yapıdaki ayrışmada nasıl rol oynayacağı önemli'
23:56 25.01.2017 (güncellendi: 17:59 31.03.2023) Astana toplantısını değerlendiren güvenlik analisti Metin Gürcan, Suriye'de belirsizlik, kestirilemezlik ve çatışmanın temel kaynağını "ABD’nin kafasının karışık olmasına" bağladı. Suriye'deki cihatçı gruplar arasındaki ayrışmalara dikkat çeken Gürcan, "Türkiye'nin cihatçı gruplar arasındaki ayrışmayı nasıl sağlayacağı önemli" dedi.
ABD'de Donald Trump yönetimin başa gelmesiyle birlikte gözler, 5 yılı aşkın süredir vekalet savaşına sahne olan Suriye’de. Rusya’nın öncülüğünde, İran ve Türkiye’nin başlattığı Astana süreci umut yaratsa da, özellikle bazı grupların bu görüşmeye davet edilmemesi, bazılarınınsa katılmayı reddetmesi üzerinden karamsar yorumlar eksik değil.
Suriye politikasını değiştirmeye başlıyormuş izlenimi yaratan Türkiye, Astana’da da silahlı muhaliflerin hamisi görüntüsü çizdi. Astana’nın sonuçları, Suriye’ye yansıması ve Türkiye’nin rolünü güvenlik Analisti Metin Gürcan ile konuştuk.
'BELİRSİZLİK, KESTİRİLEMEZLİK VE ÇATIŞMA İLE ŞEKİLLENEN SÜREÇ'
Suriye özelinde Ortadoğu’nun mevcut tablosunu üç önemli dinamiğin şekillendirdiğini söyleyen Gürcan, “belirsizlik, geleceğe yönelik kestirilemezlik ve çatışmanın şekillendirdiği bir dönemi konuşuyoruz” dedi. Bu belirsizliğin sistem düzeyinde temel kaynağının “ABD’nin Suriye’nin geleceği konusunda kafa karışıklığı” olduğunu söyleyen Gürcan, “Bu kafa karışıklığının ben hala devam ettiği kanaatindeyim. Bu da aslında ABD’deki mevcut müesses nizamın Rusya’yı öncelikli öncelikli tehdit olarak algılayalım diyen kanadı ile, daha çok Rusya ile ilişkileri farklı zemine taşımak isteyen Trump ve yakın ekibinin önceliği radikal İslamcı yapılara vermesi tartışması devam ediyor” dedi.
'DİPLOMATİK ANLAMDA SURİYE'DE KAZANAN RUSYA'
ABD ile Rusya arasında, Suriye’nin geleceği ve Ortadoğu konusunda temellerin hala belirsizlik ve kestirilemezlik üzerine oturduğuna dikkat çeken Gürcan, "Ne yapılacağı konusunda aralarında bir uzlaşı yok. Hal böyle olunca Obama’nın son aylarda, Rusya ilk kez Ortadoğu’daki çatışmalara yön verebilecek bir konuma geldi. Ağustos 2016’dan itibaren diplomatik kazanan Rusya diyebiliriz. Astana insiyatifi de bunun devamı" değerlendirmesi yaptı.
Gürcan, Rus lideri Vladimir Putin’in, ABD Başkanı Donald Trump’ın önüne “Suriye’nin geleceği konusunda yarı pişmiş bir yol haritası koymak istediğini” belirterek şu analizi yaptı: “Bunu Rusya’nın insiyatifinde gelişen bu yol haritası ile çözme iradesini Trump’a dayatacak. Tam da burada önemli bir aktör olarak Türkiye karşımıza çıkıyor. Suriye’nin siyasi anlamda geleceğini konuşabilmemiz için çatışmanın en azından tolere edilebilir boyutlara indirilmesi lazım. Bunun için IŞİD’in artık Suriye’deki etkinliğinin kırılabilmesi lazım, Sünni muhalif grupların tek çatı altında sahada, siyasi düzlemde de tek bir ekibin başını çektiği bir yapı haline dönüştürülmesi lazım. Şu anda Suriye’de bütün aktörler bu bütünlüğü genelde sağlamış durumdalar.
'CİHATÇILAR ARASINDAKİ AYRIŞMAYI NET BİÇİMDE ORTAYA KOYMAK LAZIM'
Bölgedeki cihatçı motivasyonları grupları üç kategoride değerlendiren Gürcan, bu grupların IŞİD tipi, Kaide-Nusra tipi ve ÖSO tipi olarak ifade edebilebilecek şekilde birbirinden ayrıldını söyledi:
“Birinci tip IŞİD ve ona yakın grupların beslendiği ideoloji. İkinci grup biraz daha küreselde Kaide’ye yakın, eski Nusra olarak bildiğimiz Şam’ın Fethi Cephesi. Üçüncü grup tipi ise Türkiye’nin Sünni muhalifler diye tanımladığı, ÖSO çatısında toplamaya çalıştığı cihatçı motivasyonu nispeten düşük küresel iddiası olmayan, demokrasiye biraz daha ılımlı adapte olabilecek, Suriye’deki diğer etnik ve mezhepsel gruplarla masada göreve hazır, onların varlığını tanıyan ve bir anlamda Suriye’nin geleceğini seçimlerde ve demokraside gören, diğer kişilerle yapılarla müzakereye açık tipler. Bu üç farklı motivasyon tipinde gördüğüm kadarıyla bir tam ayrışma var. Sahada, tek birey düzeyinde bunların üçü arasında çok ciddi geçişkenlik var. Bu üçü arasındaki ayrışmayı net olarak ortaya koyabilmemiz lazım. Türkiye’nin bence en büyük sıkıntısı bu.”
'RADİKAL İSLAM TANIMININ İÇİNE CİHATÇI GRUPLARIN BÜYÜK KISMI GİRİYOR'
Trump’ın başkanlık konuşması sırasında sarf ettiği “Radikal İslam’ı dünyadan silme” vaadine de değinen Gürcan, bu radikal İslam tanımının içerisinde bu cihatçı motivasyonlu gruplardan büyük bir kısmının gireceği kanaatinde. Türkiye’nin de desteklediği Suriye’deki cihatçı motivasyonlu muhaliflerin de ABD’nin radikal İslam tanımına gireceğini öngören Gürcan, “Radikal İslam tanımına Müslüman Kardeşler de söylendiği gibi girerse Suriye’dekilerin büyük bir kısmı da girecek demektir. Önemli olan nokta, Türkiye bunların ayrışmasını nasıl sağlayacak. Burada Trump ile Putin arasında özelde Suriye geneldeyse Ortadoğu’da temel ötekinin radikal İslamcı akımlar olduğu ve onlarla mücadeleye yönelik bir yol haritasının şekillendiğini söyleyebiliriz” tespitini yaptı.
'TRUMP'IN KÜRTLERE BİÇTİĞİ ROLÜ BİLMİYORUZ'
Gürcan, “PYD ile yakın ilişkiler kurduğu değerlendirilen” ABD'nin IŞİD İle Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk ile ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı Komutanı Orgeneral Joseph Votel’in, Trump döneminde de görevine devam edeceğine dikkat çekerek, “Bunlar, Suriye’nin kuzeyinde Kürtler ile daha yakın çalışabilecek kişiler. Bunları Trump görevde tutuyor. Şu an için Trump’ın ağzından Türkiye’nin desteklediği Suriyeli ılımlı muhaliflere yönelik nasıl bir yaklaşımı olduğunu bilmiyoruz. Daha da önemlisi Suriye kuzeyindeki Kürtlere biçtiği rolü bilmiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
'CİHATÇILAR ARASINDA FARKLILAŞAN STRATEJİLER VE ÇIKAR İLİŞKİLERİ DOĞDU'
Suriye’de IŞİD ve Nusra gibi örgütler arasında ve örgütlerin içinde farklılaşan amaçlar, stratejiler ve çıkar ilişkileri olduğuna vurgu yapan Gürcan, “Görebildiğimiz kadarıyla Suriye’nin kuzeyinde cihat motivasyonuyla hareket eden gruplar başka bir şeye dönüşüyor. Bazı gruplar Suriye’nin geleceğinde müzakereye, demokrasiye ve biraz da beraber yaşayabileceği profili çizerken, bazılarıysa tamamen bunu reddeden bir çizgiye giriyorlar. Bu da bize şunu gösteriyor, ben Suriye’de önümüzdeki beş hatta yedi senede hatta 10 senede bir uzlaşı, bir siyasi geçiş süreci öngörmüyorum. Çatışma devam edecek” öngörüsünü paylaştı.
'TÜRKİYE, SURİYE'DE İSTENMEYEN CİHATÇILAR İÇİN CAZİBE MERKEZİ'
Suriye’nin geleceği konusunda iki önemli dinamiğin belirleyici olacağına dikkat çeken Gürcan, cihatçı gruplar arası çatışmalar ve cihatçı grupların diğerleriyle çatışmasının önümüzdeki dönemi şekillendiren süreç olacağını paylaştı:
“Buradan da şuna geliyoruz. Yabancı terörist savaşçı dediğimizde, ki 100 bin kişiden bahsediyoruz, bir şekilde dünyadan küresel bir mobilizasyonla çoğunluğu Türkiye üzerinden Suriye ve Irak’a akmış kişiler ve bunların ailelerini de koyduğunuz zaman baya bir kişi çıkıyor karşımıza. En son Reina saldırısındaki Masharipov gibi, Suriye’de bu tarz yabancı terörist savaşçılar istenmeyen kişi ilan edildiler, Irak’ta da. Bu yerelci gruplar, biraz da Arap milliyetçiliği ile beslenen gruplar artık bunları istemiyorlar. Bunların memleketlerine dönmemesi konusunda Rusya’nın çok ciddi takibi var. Arada sıkışan bu gruplar, kendilerine yeni bir ortam arıyorlar. Burada da Türkiye bir cazibe merkezi olarak karşımıza çıkıyor.”
'TERÖR, REFERANDUM TARTIŞMALARIYLA YAN YANA GETİRİLMEMELİ'
Gürcan, önümüzdeki beş senede, Halep kuşatması gibi büyük yıkımlar görmesek bile belirli şehirlerin belirli bölgelerinde vurkaç tarzında terör saldırılarının, büyük intihar saldırılarının ve bombalama eylemlerinin karşımıza çıkacağına vurgu yaptı. Numan Kurtulmuş’un referandum ve terör ile ilgili değerlendirmelerine de değinen Gürcan, "Gerek PKK’nın üretmiş olduğu etno-milliyetçi terör ve şiddet, gerekse IŞİD’in ürettiği radikal dinci şiddet, bu ikisi gündelik hayat tarzı ile ilgili tartışmalarımıza ve siyasi süreçlere bulaşmaya başladı. Bu ikisi arasındaki toksit etkileşme bunun siyasete olan etkisi. Referandumla ilgili ben ‘Evet’ in de ‘Hayır’ın da terörize edilmemesi gerektiğini düşünenlerdenim. Referandum ile terörü ne kadar birbirine yakın hale getirirsek, burada kaybeden Türkiye kazanan terör olur. Siyasetçilerimizin, medyanın dili, entellektüellerin tartışmadaki seviyesi mümkün olduğu kadar tartışmanın ana konusu haline getirmemek bence çok önemli. Türkiye’deki cihatçı motivasyonu besleyen en önemli unsurlardan birisi PKK’nın duruşu. PKK karşıtlığı, özellikle Türkiye’nin güneydoğusundaki cihatçı yapıları besliyor. Aynı şekilde tersi de. Bu ikisi arasındaki toksik etkileşme, bu ikisini besleyen çatışma türünü umarım biz Türkiye’de gündelik tartışmalarımızdan uzak tutmayı başarabiliriz" tespitini yaptı.