Seçim kampanyası sırasında, Rusya’yla işbirliğine ve selefinin soğuk savaş politikasını sonlandırmaya hazır olduğunu söyleyen Trump’ın Rusya’ya yönelik yaptırımları iptal edilebileceği konuşuluyor. Başta Doğu Avrupa olmak üzere birçok Avrupa Birliği ülkeleri halen Rusya’ya karşı düşmanca tavır sergileseler de İtalya, Rusya’ya yaptırımların iptali yönündeki harekete önderlik yapabilir ve yeni gelişim aşamasında jeopolitik köprü rolünü oynayabilir.
Sputnik, bu konuyu Luiss Guido Carli Üniversitesi’nden uluslararası ilişkiler Doç. Dr. Raffaele Marchetti ile görüştü.
Gentiloni, Rusya’yla soğuk savaşın kimseye yaramadığını, iyi Rus-İtalyan ilişkilerinin iki ülkemizin dış politikasının değişmezi olduğunu defalarca dile getirmişti. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Durum, son yıllardaki yaptırımlar yüzünden kötüleşti. Ama iki faktör var. Bunlar, İngiltere’nin AB’den çıkması ve Trump’ın seçilmesi. Bu faktörler Avrupa Birliği ve Rusya arasındaki ilişkilerin gözden geçirilmesine ve yaptırımların azaltılmasına ya da tamamen kaldırılmasına yol açabilir.
Trump’ın gelişiyle durum değişiyor. Batı ile Rusya arasındaki ilişkilerin iyileşme şansı nasıl?
Trump, Rusya’yla (ABD Başkanı Barack) Obama dönemindekinden farklı ilişkilere sahip olmak istediğini defalarca söylemişti. Ama Trump ve gelecek hükümet üyeleri arasında görüş farklılığı olduğunu unutmamamız gerek. Geçtiğimiz günlerde Senato’daki konuşmaları gördük. Savunma ve dışişleri bakanı adayları Rusya’ya yönelik tutumlarını sergiledi ve bu tutum Trump’ın benimsediğinden farklı. Bu konuya açıklık getirilmesi lazım.
‘RUSYA-ABD YAKINLAŞMASINI AB FRENLİYOR’
Trump’ın gelişiyle bile Rusya’yla ilişkileri iyileştirmek o kadar kolay olmayacak, çünkü ilişkilerdeki ısınmayı ABD’den ziyade AB frenliyor. Rusya’ya dostça yaklaşan ülkelerin Doğu Avrupa ülkelerini diyalogun ne kadar önemli olduğuna ikna etmesi gerekiyor.
İtalya, Avrupa ve Rusya arasındaki jeopolitik köprü rolünü oynayabilir mi?
Evet, geleneksel olarak Avrupa ve Rusya arasında köprü rolünü İtalya ve Almanya oynamıştı. AB’de diyalogu yeniden başlatmak için gereken koşulları oluşturma görevi yine bu ülkelere düşüyor. Her iki ülkede de bu yıl seçimler yapılacak. Almanya’da yapılması net, İtalya’da muhtemel. Bu geçiş dönemi, belirsizlik dönemi. Seçim kampanyası çok zor geçiyor. Alman hükümeti, Rus hackerlerle ilgili tedirginliğini dile getirdi. Tüm bunlar elbette durumu daha da karmaşık hale getirebilir.
Yani jeopolitik bağlamda Rusya ve ABD arasında gerilim kaçınılmaz mı? Buna soğuk savaş denebilir mi?
Bu durumun sonsuza kadar süreceğini düşünmüyorum. Jeopolitik dünya haritasının değiştiğini görüyoruz. Uzun vadede Batı’nın, yani ABD ve Avrupa’nın sonunu görüyoruz. Diğer yandan, Batı ittifakına girmeyen ülkelerin güçlendiğini görüyoruz. Bunlar Çin, Hindistan ve tarihte hep Avrasya köprüsü rolünü oynayan Rusya.
‘BATI’NIN ÇİN VE RUSYA’YLA İŞ YAPMAK ZORUNDA KALACAĞINI ANLAMASI LAZIM’
Batı’nın dünyadaki jeopolitik lider rolünü kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğu bu dönemde Batı’nın Çin ve Rusya gibi ülkelerle iş yapmak zorunda kalacağını anlamak lazım.
Ne tür gelişmeleri beklememiz lazım?
Eğer ülkeler yarışı sürdürme kararını alırsa elbette durum huzurlu olmayacak. Sadece rekabeti göreceğiz. Umarım savaşa dönüşmez. Eğer ülkeler diyaloga geçme kararı alırsa bazı dış politika kurallarını yeniden gözden geçirmek gerekecek. Bu huzursuz bir dönem olacak, ama barışçıl biçimde geçebilir.