İsrail ile normalleşme sürecine dair gazetecilere bilgi veren bir Türk Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, ikinin ilişkilerinde yaşanan altı yıllık diplomatik kriz döneminde de ticaret, kültür spor gibi ilişkilerin sürdüğünü, bu dönemde iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2.5 milyar dolardan 5 milyar dolara çıktığını ifade etti.
Sadece bu rakamın bile Türkiye ve İsrail’in bölgedeki ‘doğal ortak’ konumunu gösterdiğini belirten Türk yetkili, normalleşmenin ardından iki ülke ilişkilerinin nasıl gelişeceği konusunda “Mesela bölgesel güvenlik konusunda danışmalarımız, karşılıklı iki ülkenin güvenlik ihtiyaçlarını anlaması, bunu daha açık şekilde konuşması gerekiyor. Savunma, askeri ilişkiler önümüzdeki dönemde gündeme mutlaka gelecektir. Daha önce de bu alanlarda işbirliği yaptık” ifadelerini kullandı.
Önümüzdeki dönemde Türkiye ile İsrail arasında siyasi istişarelerin yapılacağını belirten yetkili, şöyle konuştu:
“İki ülke oturup konuşacağız. Önümüzde ne tür bir yol var, bunları konuşacağız. Buna bölgesel konular da dahil. Biz de onların değerlendirmelerini duymak istiyoruz” dedi. İki ülke ilişkilerinde “ortak yarar”ın anahtar sözcük olduğunu vurgulayan yetkili, “Bu ortak yarar her zaman parayla ölçülmez, siyasi kıymeti olan ne varsa, iki ülkenin güvenliğine katkıda bulunacak ne varsa bunlar değerlendirilir. Açık görüşle konuşmak lazım. Hassasiyetlerimiz ortada ancak kısıtlamamız yok. Her sektörü değerlendirmeye açığız.”
‘ÇAVUŞOĞLU İSRAİL’İ ZİYARET EDEBİLİR’
İki ülke arasındaki siyasi istişarelerin Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlığı düzeyinde gerçekleşeceğini kaydeden yetkili, ilerleyen dönemde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da İsrail’i ziyaret edebileceğini, bu ziyaretin de ilişkilerde ‘dönüm noktası’ niteliği taşımasının beklendiğini kaydetti.
‘İSRAİL’DEKİ TURİZM FUARINA TÜRKİYE’DEN BAKAN KATILACAK’
Öte yandan yetkili, İsrail ile turizm ilişkilerini geliştirmeyi amaçladıklarını, 7 Şubat’ta İsrail’de düzenlenecek Uluslararası Akdeniz Turizm Furarı’na Türkiye’nin altı yıldan bu yana ilk kez büyük bir stantla katılacağını ve bu fuara Türkiye’nin bakan düzeyinde katılım göstereceğini ifade etti.
Türkiye’nin İsrail-Filistin anlaşmazlığındaki pozisyonunun net olduğunu ve Türkiye’nin Filistin’i ‘adil müzakere edilmiş bir çözüm çerçevesinde’ başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet olarak tanınmasını istediğini kaydeden yetkili, iki devletin yan yana barış içinde yaşamasını istediklerinin altını çizdi.
Yetkili, İsrail-Filistin anlaşmazlığının nasıl bir şekil alacağında ABD’de Trump yönetiminin ‘belirleyici’ olacağını belirtti.
‘BİRİNCİ YARARLANICI OLARAK FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZ GÖRÜLMELİ’
Gazze dahil tüm Filistin’e insani yardımların ulaştırılması için Türkiye’nin elinden geleni yaptığını, İsrail’in de bu konusunda olumlu bir tutum içinde olduğunu ifade eden yetkili “Bizim İsrail’le ilişkilerimizin gelişmesinin birinci yararlanıcısını Filistinli kardeşlerimiz olarak görmek lazım” dedi.
Yetkili, yeni atanan Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Kemal Ökem’in de İsrail’de sıcak karşılandığını, bu hüsn-ü kabulün de sevindirici olduğunu belirtti.
İki ülke arasındaki ticari ilişkileri de geliştirmek istediklerini de vurgulayan yetkili, hali hazırda var olan serbest ticaret anlaşmasını yenilemek istediklerini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Serbest ticaret anlaşmasının kapsamını genişletmek, derinliğini arttırmak istiyoruz. Bu bizim için çok önemli çünkü iki ülke ekonomileri birbirini tamamlayan nitelikte” dedi. Türk yetkili, özellikle enformasyon, bilişim, yazılım, teknoloji parkları gibi alanlarda İsrail’in tecrübesinden faydalanmak istediklerini kaydetti. Yetkili, “Hukuki temelimiz sağlam, serbest ticaret anlaşmamızı geliştirmemiz durumunda iki ülke ilişkileri, iki sağlam, birbirini tamamlayan ortak olarak ortaya çıkacaktır.”
Türkiye ile İsrail arasında 28 Haziran’da imzalanan ve iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesini öngören anlaşma, Ağustos ayında TBMM’de görüşülerek kabul edilmişti. Anlaşmaya göre İsrail’in, 31 Mayıs 2010’da yaşanan Mavi Marmara saldırısı sırasında yakınlarını kaybeden ailelere tazminat olarak verilmek üzere Türkiye’ye 20 milyon dolar ödeme yapmayı kabul etmiş, buna karşılık Mavi Marmara’ya yapılan baskına katılan İsrail askerlerin, hukuki ve cezai sorumluluktan muaf tutulması ve Mavi Marmara davasının düşmesi de Türkiye tarafından kabul edilmişti. Anlaşmada, İsrail’in Aşdod limanı üzerinden insani yardımları ulaştırmayı kabul ettiği Gazze’ye yönelik ablukanın hafifletilmesine yönelik bir ifade yer almamıştı.
İki ülke arasında yaşanan normalleşme sürecinde aralık ayında iki ülke de karşılıklı olarak büyükelçilerini atamış; İsrail, Ankara Büyükelçiliğine Eitan Naeh’i, Türkiye ise Tel Aviv Büyükelçiliği’ne Ökem’i atamıştı.