Avrupa Birliği’nin (AB) yeniden örgütlenmesi görüşünü dile getiren Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor, birliğin ülkelerin çıkarları ve jeostratejik eğilimlerine göre yeniden gruplanmasını teklif etti.
Slovenya’nın bu teklifi, önerilen olası iki çözümden sadece biri. Buna göre birliğin kuzey, güney, doğu, batı ve merkez mega bölgelere bölünmesi gerekiyor. Aralarından en gelişmişi elbette merkez bölge olacak, çünkü içinde Belçika, Hollanda, Lüksemburg, İrlanda ve Almanya yer alacak. İkinci ise seçenekte birliğin Atlas, Baltık-Kuzey Denizi, Tuna-Karadeniz ve Akdeniz gruplarına bölünmesi teklif ediliyor. Pahor-Rupel planına göre Slovenya, Avusturya ile birlikte Vişegrad Grubu sıralarına girecek ya da daha önce belirtildiği gibi Hırvatistan ile aynı grupta yer alacak. Oysa bu ülkeler arasındaki toprak anlaşmazlığı sürüyor.
İlginç olan şu ki, Slovenya benzer reformu daha önce 1980’li yıllarda Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti için teklif etmiş ama sonra federasyondan ayrılan ilk ülke olmuştu. Teklifi sunan Rupel de bağımsız Slovenya’nın kurucularından biri ve ilk dışişleri bakanıydı.
‘SLOVENYA, SAHİBİNİN YERİNE KONUŞAN BİR KUKLA’
Belgrad merkezli Uluslararası Politika ve Ekonomi Enstitüsü uzmanı Slobodan Jankovic, Sputnik’e yaptığı açıklamada, AB’nin yeniden örgütlenmesi planının aslında 1 aydan fazla bir süre önce ilan edildiğini belirterek, “Slovenya, bu durumda, sadece sahibinin yerine konuşan bir kukla. Bu durumda, sahibi Avusturya veya Almanya olabilir” dedi. Eski Yugoslavya ülkelerinin Bulgaristan ve Romanya ile aynı sepete konmasına dikkat çeken Jankovic, böylece yeni bir ‘Yugoslavya’ kurma olasılığı olduğunu belirterek bu konuyla ilgili şu yorumda bulundu:
‘AB’NİN GELECEĞİ AVRUPA’DAKİ SEÇİMLERE BAĞLI’
Belgrad merkezli Dış Politika Merkezi Direktörü Aleksandra Joksimovic, de temeli Brexit yüzünden sarsılan AB’nin geleceğinin bu yıl Almanya, Fransa ve Slovenya’da yapılacak seçimlere bağlı olduğu belirterek bu konuda şu değerlendirmede bulundu:
“Slovenya, genç bir AB ülkesi olarak, kendini birliğin geleceğine dair somut fikirleri olan yapıcı üye olarak konumlandırmaya çalışıyor. Pahor’un böyle bir teklifte bulunması, bu teklifin onun seçim kampanyasının bir parçası olacağı anlamına geliyor. Elbette AB’nin geleceği başta lider ülkelere bağlı ama bu, küçük üyelerin sunduğu tekliflerin göz ardı edildiği ve Avrupa toplumu tarafından işlenmediği anlamına gelmez”.
‘AB İÇİNDE ARTIK BELLİ SINIRLAR VAR’
AB’nin eş merkezli daireler sistemi olarak çalıştığını belirten Joksimovic, “Bu sistem hakkında AB’nin potansiyel gelecek modeli olarak bahsediyorlar. AB içinde artık belli sınırlar var. Örneğin Pahor, Vişegrad Grubu’ndan bahsediyor. İçindeki ülkelerin bir an önce AB’ye dahil olması için lobi olarak kurulan bu grup, AB’nin içinde de somut hedefler için aralarındaki işbirliğini korudu” diye konuştu.
AB içindeki siyasi krizin çözümü yönünde bu yıl içinde daha çok teklif duyacağımızdan emin olan Joksimovic şunu söyledi: “Ama Fransa ve Almanya’daki seçimler yapılmadan önce hiçbiri uygulanmayacak. Ayrıca İngiltere’nin AB’den nasıl ‘boşanacağı’ da henüz net değil. Bu yüzden herhalükarda, AB’nin lider ülkelerinin Avrupa gemisinin hangi yönde yüzdüğüne karar vereceği yıl sonunu beklemek lazım”.