“ABD istihbaratının RT’yi suçladığı tek şey (Demokrat Parti’nin ABD başkan adayı Hillary) Clinton hakkındaki gerçekleri bildirip eleştirel olmamız. Suçumuz buymuş! Gazeteciliğe ve ifade özgürlüğüne ne de büyük destek var!” ifadelerini kullanan Simonyan, BBC, Deutsche Welle ve BBG’yi hatırlattı.
Söz konusu basın yayın kuruluşlarına, ‘saygıdeğer’ ülkelerinin görüşlerini aktarması için RT’ye kıyasla çok daha fazla kaynak sağlandığını vurgulayan Simonyan, bunun, ABD ve AB’nin medya-siyaset bağının haberleşme üzerindeki tekelleşmeyi elden bırakamamasının bir göstergesi olduğunun altını çizdi.
ABD’deki 8 Kasım başkanlık seçimlerine Rusya’nın müdahale ettiğinin öne sürüldüğü istihbarat raporunda, RT de dahil olmak Rus basını ‘devlet tarafından yönetilen propaganda makineleri’ olarak tanımlanmıştı. Raporda, bu kurumlar için ‘Rus ve uluslararası dinleyenler için Kremlin’in mesajlarını ilettiği bir platform’ ifadeleri kullanılmıştı.