Bir internet kullanıcısını bulduğu 1960 tarihli slayt film, Sovyetler Birliği’nde Ekim Devrimi’nin 100. yılı olan 2017’nin nasıl hayal edildiğini ortaya koydu... 06.01.2017, Sputnik Türkiye
Bir internet kullanıcısını bulduğu 1960 tarihli slayt film, Sovyetler Birliği’nde Ekim Devrimi’nin 100. yılı olan 2017’nin nasıl hayal edildiğini ortaya koydu. Çizimlerde yer alan hayallerden bazılarının günümüzdeki teknolojik gelişmelerle uyum gösterdiği görüldü.
Dünyanın her yerinde insanlar gelecekte neler olacağını merak ederken türlü öngörülerde bulunur. Bir internet kullanıcısının bulduğu 1960 tarihli yapımı slayt film bilime büyük önem veren SSCB'nin ne kadar ileri görüşlü olduğunu gözler önüne serdi.
"Gelecek kimi heyecanlandırmaz ki? Nasıl olacak? Kim yüzyıl sonrasını görmek istemez? Bilim insanlarının tahminlerine, mühendislik projelerine bakarak geleceğin nasıl olacağını tahmin edebiliriz" diye başlayan slayt filmde, Ekim Devrimi’nin 100. yılı olan 2017’ye yolculuğa çıkıldı.
Obi ve Yenisey Nehri yön değiştirip Hazar Denizi’ne akmaya başlıyor ve döneme göre kısa bir süre önce kurulmaya başlayan deniz bu yeni nehir akıntılarıyla yeniden doluyor.
Asya’nın en doğusu ve Amerika’nın en batı noktası arasındaki Bering Boğazı’na yapılan bir baraj ile Atlantik Okyanusu’nun soğuk suyu kesilerek ülkenin Uzak Doğu bölgesinin iklimi daha ılıman hale getiriliyor. Ayrıca baraj duvarı üzerinden nükleer enerji ile çalışan trenler geçiyor.
Öğrenciler üzerinden günümüzün anlatıldığı slaytta, İgor isimli bir öğrenci sabah duvar saati tarafından uyandırılıyor. Burnuna dokunarak uyandıran bu saati de İgor’un Hava Kontrol Merkezi Ensitüsü’nde çalışan babası icat etmiş.
Okula gitmesi için saati tarafından uyandırılan İgor, mutfağa gittiğinde evde olmayan annesinin notuyla karşılaşıyor. İgor, annesinin yemek tarifi yazdığı notu makineye koyarak, yemeğinin hazırlanmasını bekliyor.
Yemeği hazırlanırken babasının çalışma odasından aniden annesinin sesini duyan İgor, Karadeniz’e ‘yüzen çocuk yuvalarını’ görmek için seyahate gitmiş olan annesini bir ekranda görüyor ve onunla konuşuyor.
Bir buçuk saat sonra ise okul gezisi çerçevesinde İgor, başkent Moskova’dan çok uzaklara, Arktik bölgesine gidiyor. İgor diğer arkadaşları ile birlikte önlerinde açılan bir kapağa giriyor.
İgor ve arkadaşları kapağın altındaki yürüyen merdivenle aşağı inerek Kuzey Kutup Dairesi’nde bulunan Uglegrad’a (Kömür kenti) geziye gidiyor ve yukarıda kar fırtınası varken burada güneşlenen insanları görüyor.
Yer altında bulunan Uglegrad’daki gezileri sırasında öğrencilere birçok ilginç şey anlatan mühendis Vladislav İvanoviç “Burada bahar hiç bitmiyor. Ancak yukarıdaki kötü hava, üretilen malların sevkiyatını aksatıyor” ifadelerini kullanıyor.
Slaytta ayrıca günümüzde uçan bir hava kontrol istasyonun yer aldığı görülüyor. Nitekim İgor’un coğrafya öğretmeni Nikolay Borisoviç, mühendis İvanoviç’e bu istasyonun Arktik’teki hava koşullarını değiştirip değiştiremeyeceğini soruyor. İvanoviç ise, dönemin (2017’nin) hava kontrol istasyonunun şimdilik geçici etkiler yarattığını, kargo işlemleri için tüm Arktik bölgesi içinde bir metro sistemi yapılması gerektiğini söylüyor.
Mühendis İvanoviç, öğrencilerce geliştirilen ‘Zemlevik’ isimli mezon (bir atom cisimciği) enerjisi ile çalışan yüksek hızlı delme aracından söz ediyor.
İvanoviç, daha sonra öğrencilerle İgor’un babası meteoroloji uzmanı Yevgeni İvanoviç, Sergeyeviç’in de çalıştığı, Moskova’daki Hava Kontrol Merkezi’ndeki ofisine gidiyor ve burada, kendi ofisinde çocuklara uçan hava kontrol istasyonun faaliyetlerini anlatıyor. O sırada İgor’un babası Yevgeniy Sergeyeviç, Pasifik bölgesinden acil durum haberi alıyor.
Bölgede saklanan emperyalistlerin yasaklı mezon silahı kullanması sonucunda meydana gelen patlama atmosferde bozulmaya yol açıyor. Bu nedenle Güney Pasifik’te korkunç fırtınalar ve kasırgalar kopuyor. Bölgedeki insanları kurtarmak isteyen Merkez görevlileri harekete geçiyor.
Eşinin ve iki çocuğunun daha Karadeniz kıyılarında olduğunu hatırlayan İgor’un babası Yevgeniy Sergeyeviç, gerekli mercilerden izin aldıktan sonra hava kontrol istasyonu ile fırtınanın tehdit ettiği bölgeye gidiyor ve durumu kontrol etmeye çalışıyor.
Bu arada fırtına başkent Moskova’da da hissediliyor. İgor’un babası ve görevli ekip Sovyet teknolojisi ile geliştirilmiş hava kontrol sistemi ile mezon enerjisinin neden olduğu kasırgayı etkisiz hale getirip yüzlerce hayatı kurtarıyor.
Hava kontrol istasyonu, her şeyi yola koyduktan sonra Moskova semalarında süzülüyor. Bu korkunç olay Ekim Devrimi’nin 100. yılına denk gelirken, durumu kontrol eden istasyon ekibi kentte coşkuyla karşılanıyor.
Coşkulu kalabalık arasında oğlu İgor ile facianın önlenmesinin ardından bir araya gelen Yevgeni Sergeyeviç, neyse ki güvende olan eşi ve diğer çocuklarıyla ‘görüntülü konuşma’ yapıyor.