Ağar, 20 Aralık'ı 21 Aralık'a bağlayan gece ‘taktik akın' yapıldığını söyleyerek yaşananları şöyle anlattı:
"O gece silah ve mühimmatlarını alan askerlerin hedefi, IŞİD'in üs haline getirdiği hastaneydi. Askerler mayınlar ve tuzakları aşarak gece 02.00 sıralarında Akil Dağı'ndaki hastaneye sızmayı başarıyor. IŞİD ile gırtlak gırtlağa bir mücadele verip hastaneyi ele geçirmeyi başarıyor. Sağ kalan IŞİD'liler kaçarak karanlıkta kayboluyor. Sabah bunlar ellerindeki tüm mühimmatla tekrar saldırıya geçiyorlar. Roketler, havanlar, mermilerle yapılan saldırıda 4 şehit, 15 yaralı veriliyor. Desteğe komandolarımız geliyor ve bir süre daha çatışma devam ediyor ardından sessizlik. Bir süre sonra kar yağışı ile birlikte yeniden çatışmalar başlıyor. Akil Dağı'nın konumundan ve puslu havadan görüş mesafesi iyice daralıyor. Ardından bombalı araçla saldırı gerçekleşiyor. 10 şehit, 20 yaralı."
'SPESİFİK OPERASYONLARDA ÖSO KULLANILMIYOR'
Ağar, El- Bab'ta yaşanan çatışmada destek güçlerinin yeterli olup olmadığı, ÖSO'nun pozisyonunun ne olduğu sorusuna ise " ÖSO'ya sahada verilen bazı görevler ve biçilen roller var ancak spesifik operasyonlarda ÖSO kullanılamıyor. Gayrinizami paramiliter yapıdaki ÖSO'nun bu tür operasyonlarda kullanılıp başarılı elde edilmesi mümkün değil. Bütün yük Türk birliklerinin sırtında" yanıtını verdi.
El- Bab'ta süren mücadelenin sivil insanların varlığı ve intihar saldırıları nedeniyle çok zor olduğunu belirten Ağar, "Türkiye çok alanlı, çok katmanlı ve çok devletli bir savaşın içinde" dedi.
Ağar, Suriye savaşının şu anda El-Bab'a kilitlendiğini, IŞİD'in de Musul ve Rakka'dan takviye kuvvetler getirdiğini ifade etti.
IŞİD, TERÖR PROPAGANDASIYLA GÜCÜNÜ TAHKİM EDİYOR
Ağar, Rusya-İran ve Türkiye arasında şekillenecek bir işbirliğinin bölge için çok kıymetli olduğunu vurguladı.
Ağar, bu işbirliğinin sahaya yansımasıyla bölge'de mevcut olan mezhep savaşlarının önüne geçilebileceğini ve Suriye savaşının da nihayete erebileceğini sözlerine ekledi.