"Türkiye özellikle komşu ülkeleriyle ve tabii ki diğer dost ülkelerle ilişkileri kopma noktasına geldi. Dış politikada yalnızlaştı ve bunun da siyasi sorumlusunu herkes biliyor" diyen CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, Türkiye'nin daha demokratik bir topluma ve parlamenter sisteme ihtiyacı olduğu görüşünde. Sındır'a göre herkesin, 'Anayasa Türkiye'nin öncelikli sorunu mudur, yeni anayasaya ihtiyacı var mıdır?' sorusunu sorması gerekiyor.
'ABD'YE 'SİZ DIŞARIDA KALIN' DENİLDİ
Rusya, İran ve Türkiye arasında imzalanan anlaşma metninin birinci maddesine dikkat çekerek, bir ülkenin egemenliğine saygı duymanın, o devletin yönetim biçimine ve o devlette egemenlik hakkına sahip olan kişilere de saygı duymak anlamına geldiğini ifade etti. Bu anlaşma ile Amerika Birleşik Devletleri'ne; 'Siz dışarıda kalın, biz Esad'la işbirliği yapan İran ve Rusya ile birlikte Suriye sorununu çözme yoluna gidiyoruz' denildiğini belirten Sındır, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, hükümetin Suriye politikasına en başından beri karşı çıktıklarını dile getirerek, "Esad rejiminin ekonomik ambargo, yalnızlaştırma gibi uygulamalarla zayıflatılabileceğini ancak rejimine karşı fiziki müdahaleye girişmek yanlıştır" diye konuştu.
CHP'nin uzun zamandır laiklik vurgusu yapmadığı ve muhalefetinin de sert eleştirildiğinin söylenmesi üzerine, "CHP laikliğe sahip çıkar ve her türlü mücadelesini verir, veriyor. Ancak laiklik ilkesi, herkesin savunması gereken bir ilkedir. Cumhuriyetin temeli olan ilkeyi herkesin sahiplenmesi gerekir" dedi. Kamil Okyay Sındır, "Anayasamızın ilk üç maddesinin değişemeyeceğini dördüncü madde söyler. Bunlardan biri de kuvvetler ayrılığıdır. Mevcut değişiklikle anayasanın ruhuna ve değiştirilemez maddesine müdahale edilmektedir. Bu laikliğin de değiştirilebileceğini göstermektedir. Mevcut değişiklik, demokrasiyi ortadan kaldıran, dikta ve tek adam rejimini getirmektedir. Biz laikliğin demokrasi adına, barış adına, huzur ve refah adına olmazsa olmaz temel bir yapı taşı olduğunu her şekilde savunuyoruz. CHP olarak laikliğe sahip çıkarız. Ve her türlü mücadelesini veririz" diyerek eleştirilere cevap verdi.
'SİNE-İ MİLLET DÜŞÜNCEMİZ YOK'
Enver Aysever yasaların askıya alındığı, Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvuruların reddedildiği ve olağanüstü koşulların yaşandığı günlerde sıkça dile getirilen 'sine-i millete dönme' seçeneğinin CHP'nin gündeminde olup olmadığını sorası üzerine Sındır, "CHP'nin mücadelesini TBMM çatısı altında vermeye devam edeceğiz. 'Sine-i millet' düşüncemiz yok. Türkiye'de yargı bundan önceki anayasa değişikliğinde siyasallaştı. O dönemde 'Yetmez Ama Evet'çiler yani bugün cumhuriyeti birlikte korumaya çalıştığımız kişiler. O gün bunu göremediler. Artık herkes şunu kanıksar oldu: Yargı da bir seçim oluyor, cumhuriyetçiler bir grup, AKP taraftarları bir grup, daha önce cemaatçiler bir grup idi. Siyasal gruplaşmaları kanıksar olduk. Bu adalete olan güven duygusunu ortadan kaldırmıştır" dedi.
CHP'nin Adana mitingi ve bu mitingde Kemal Kılıçdaroğlu'nun Nazlı Ilıcak ve Altan kardeşlerin isimlerinin anılmasının tabanda yarattığı rahatsızlıkla ilgili olarak "Bu eleştirileri haksız buluyorum ve partiye zarar verdiğini düşünüyorum" açıklamasını yaptı. "Mitingler önemli bir siyasal mücadele yöntemidir. Biz Adana mitingini önce 'Türkiye'yi böldürmeyeceğiz' temasıyla yapalım demiştik; ama sonradan 'Türkiye hepimizindir' diyerek birlik ve beraberlik çağrısıyla yaptık. Başarılı da bir miting oldu. 120 bin kişi katıldı. Mitingde maalesef tek eleştiri partili yoldaşlarımızdan geldi. O da genel başkanımızın vurgulamak istediği ifade özgürlüğünü savunmak ve onun arkasında durmak adına bazı gazeteci isimlerinin sayılması oldu. Parti iç siyasetinde kullanılmaya çalışıldı. Haksız buluyorum bunu. Çünkü bunu partiye zarar verdiğini düşünüyorum. Her türlü düşüncenin ifade özgürlüğünü savunmaktan başka bir şey olabilir mi? Demokrasinin, çoğulculuk ilkesinin ölçüsü de budur. Biraz da bu çerçeveden bakmak lazım. Kişilerin özneleri üzerinde değil, temel hal ve özgürlükler üzerinde bakmak gerekir" diyerek düşüncelerini açıkladı.