Satır, "Marmaris'in Türkiye tarihinde çok önemli bir yeri bulunmakta. 15 Temmuz gecesi ve sonrasında güvenlik güçleri ve halk örnek birliktelik göstererek hainleri bertaraf etmiştir. Marmaris'in bu büyük başarısı için 'Gazi' unvanı verilebilir. Meclise böyle bir teklif getirilirse bununla ilgili tüm AK Partili vekillerin kanun teklifine imza atacağına inanıyorum" dedi.
AK Parti Muğla Milletvekili Nihat Öztürk ise, "Gazi'nin başına Kahraman getirilmelidir. TBMM'de kanun teklifi verilirse Kahraman Gazi Marmaris olarak belirtilmelidir. Marmaris, tek Türkiye değil tüm dünyaya örnek bir beraberlik göstermiş, büyük bir kahramanlık sergilemiştir" dedi.
'DOĞAN MEDYA'YA TEŞEKKÜR'
Komisyon Başkanı AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek, medyanın 15 Temmuz'daki darbe girisimini önlemende çok büyük rol oynadığını kaydederek şöyle dedi:
"Gittiğimiz her yerde Doğan Medya ve diğer basın mensuplarının özverili çalışmalarını anlatıyoruz. Hakikatten ayrım yapmadan söylüyorum. Doğan Medya olarak hükümet arasında iyi olmayan, hatta AK Partili vekillerin yayınlarına gitmediği, yayın politikasını eleştirdiğimiz durumlar olmuştu. O gün Cumhurbaşkanımızı Facetime çıkaran ve Marmaris'te tüm Türkiye'ye ilk çağrısını duyuran Doğan Medya'ya teşekkür ederim. Ayrıca CNN Türk muhabiri Hande Fırat'ı komisyonumuza çağırarak dinledik ve kendisine teşekkür ettik. 15 Temmuz gecesinin bir ayrıntısı da özellikle kadınlarımızdır. Darbe kalkışmasının engellenmesinde kadınlarımızın rolü çok büyüktür. Marmaris'ten, İstanbul'dan Ankara'dan ve daha birçok şehrimizden kadınlarımız en ön saflarda ülkemizi korumak için yer aldı. O gece canını hiçe atarak ülke bütünlüğümüz için meydanlara inerek dünyaya örnek bir beraberlik sergiledikleri için halkımıza minnettarız."
'HATALARINDAN DÖNMELERİ İÇİN YALVARDIM'
"Yakıt almamaları için askerlerimizle birlikte çok şey yaptık. Araçları ve cihazları bozduk, kapıları kilitledik. Hatta bir kişinin yeni bebeği olmuştu. Bebeğin için bu hatadan vazgeç diye yalvardım. Darbe kalkışmasını gerçekleştiren askerlerle uzun süre beraber çalıştık, hepimiz birbirimizi tanıyorduk. Beraber çalıştığım bu kişiler kendilerini çok iyi gizlemişler. Dışarıda bazen cemaatler ve Fethullah (Gülen) ile ilgili aleyhte cümleler kurduğumda onlar daha fazla küfür ediyordu. Alkol alıyorlar, namaz kılmaz, sosyal askerlerdi. Hatta bir tanesi askeri servise Allah'ın selamı inen bir uzman çavuşu zorla dışarı attırmıştı. Kendilerini öyle gizlemişler ki ailelerin bile ne yaptıklarından haberi yoktu. Bunların FETÖ üyesi olduğunu anlamak çok zor idi. Kendilerinin bir darbe kalkışması yaptıklarını fark ettiğimde vazgeçirmek için çok uğraştım. Bunların FETÖ mensubu olduğunu 15 Temmuz darbe kalkışmasından üç-dört gün sonra öğrendim. İçlerinde en kararlı olan ve darbe gerçekleşseydi MİT Müsteşarı olmayı planladığını öğrendiğim Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş idi. Cihazları ve akaryakıt tankerlerini bozduğumuz için odaya gelerek emirler yağdırmıştı. Üzerinde rütbe bulunmayan kamuflaj elbise mevcut idi. Çok kararlı, sert ve ürkütücü bakışları mevcuttu. Kendilerini bu kadar nasıl iyi gizlediklerini hala anlayamıyorum."