‘HATALI, KUSURLU DAVRANAN MEMURLAR ORTAYA ÇIKARILSIN VE BUNLARLA İLGİLİ GEREKLİ DÜZENLEMELER YAPILSIN'
TBMM Başkanvekili Bahçekapılı'nın Almanya'da alıkonulmasına ilişkin bir soruya Kurtulmuş, şu cevabı verdi:
"Sayın Bahçekapılı'ya yapılan muamele, asla diplomatik teamüller bakımından, iki ülkenin dostane ilişkileri bakımından kabul edilebilir bir durum değildir. Açık bir şekilde bütün diplomatik teamüllerin ihlalidir. Alman hükümetinden, Alman tarafından beklentimiz şudur, eğer bu mesele belli bir amaçla yapılmadıysa, yani Alman hükümetinin bu konudaki tavrı, diplomatik teamüllere uygunsa, ‘Bu işlemi yapmış olan oradaki memurlar hatalı, kusurlu davrandılar' diyorlarsa, bu hatalı, kusurlu davranan memurlar ortaya çıkarılsın ve bunlarla ilgili gerekli düzenlemeler yapılsın. Bunlarla ilgili gerekli tedbirler alınsın."
‘DİPLOMATİK BİR SKANDALDIR'
Kurtulmuş, bir gazetecinin, "Diyanet İşleri Başkanlığı hac ve umrede dolardan vazgeçti ama kuru 3.60'a sabitledi. 3.30'a düşmüşken neden 3.60 soruları soruluyor?" sözleri üzerine, geçen hafta katıldığı bir televizyon programında konunun mevzu bahis olduğunu, çok sayıda izleyicinin gönderdiği tweet'ler sonucu orada "Diyanet İşleri Teşkilatı, hac ve umre organizasyonunu Türk parası üzerinden yapar" diye bir temennide bulunduğunu aktardı.
Bu çerçevede önce Suudi Arabistan'daki otellerin sahipleriyle konuşulduğunu, orada riyal üzerinden ödeme yapılacağını anlatan Kurtulmuş, "Türk Hava Yolları'nın biletleri de ciddi şekilde ucuzlatılacak ve Türk parası üzerinden hesap edilecektir. Burada 3.60 esas alınmayacak, onu açık söyleyeyim. Daha düşük noktada esas alınacaktır. Eğer günlük kurda bir farklılık ortaya çıkarsa aradaki fark, yani hac ve umre ziyareti yapacak vatandaşlarımızın lehine olan fark da Diyanet İşleri Teşkilatı tarafından vatandaşlarımıza geri ödenecektir" diye konuştu.
‘TÜRK PARASININ ESAS DEĞERİNİ BULACAĞINI İFADE ETMEK İSTERİM'
"Döviz kurundaki hareketlilik ortaya çıktığı andan itibaren hep şunu söylüyoruz; ne zaman başlamış? 15 Temmuz'un ertesi gününden itibaren döviz kurlarında oynaklık başlamış. Bir müddet sonra tekrar 14 Temmuz seviyelerine inmiş. Sonra birtakım spekülatif hareketlerle döviz yukarıya doğru hareketlenmeye başlamış. Biz başından itibaren şunu söyledik; eğer döviz kurundaki hareketlilik, Türkiye ekonomisinin yapısal zorluklarından kaynaklansaydı ya da Türkiye ekonomisinin yapısal zayıflıklarından kaynaklanmış olsaydı, bu bir tehlike sinyali olarak kabul edilebilirdi. Ancak döviz kurlarındaki oynaklık büyük oranda, ABD'deki seçim, küresel piyasalardaki gelişmeler ve özellikle de Türkiye'de döviz üzerinde birtakım spekülasyonlardan kaynaklandığı için bunun belli bir süre sonra normal seviyesine geri döneceğini, yani Türk parasının belli bir seviyede yeniden değer bulacağını ifade etmiştik. Bugün olmakta olan da odur.
‘VATANDAŞLARIMIZDAN ALLAH RAZI OLSUN, TEŞEKKÜR EDİYORUZ'
Ümit ediyorum ki Türk parası gerçekten normal seviyesine, yani döviz kurları üzerindeki baskılardan arındırılmış normal seviyesine en kısa süre içerisinde gelir. Bu süre içerisinde gerek vatandaşlarımızın gerek kamu kurum ve kuruluşlarımızın dövizlerini Türk parasına çevirmesinin bu sürece çok büyük olumlu katkısının olduğunu ifade etmek isterim. Vatandaşlarımızdan Allah razı olsun, teşekkür ediyoruz. Bundan sonra Türkiye'de kamu kurum ve kuruluşlarımız yaptığı işlemleri Türk parası üzerinden yapacaktır. Böylece dövizdeki aşağı doğru seyrin devam edeceğini ve belli bir noktada da Türk parasının esas değerini bulacağını ifade etmek isterim."
Milletin ne kadar büyük bir millet olduğunun, sadece 15 Temmuz akşamı tankın üzerine çıkarak darbecileri durdurmasıyla değil, aynı zamanda 15 Temmuz'dan sonra gelip dövizleri bozdurmasıyla da görüldüğünü söyleyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Dünyada nerede bir darbe olsa insanlar gider döviz alırlar ama Türkiye'de vatandaşlarımız ellerindeki dövizleri darbe tehdidine rağmen gittiler, bozdurdular. Çok sayıda, milyar dolarlar seviyesine döviz bozdurulmuştu. O, dövizdeki dalgalanmayı önledi. Bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla vatandaşlarımızın dövizini bozdurması ve kamu kurum ve kuruluşlarının Türk lirasına dönmesi bu anlamda önemli bir vatanseverlik ödevi olarak ortaya çıktı. Vatandaşlarımız bu kampanyadan çok memnun oldu. Büyük bir şekilde destek verdiler ve desteklemeye devam ediyorlar. Kendilerine şükranlarımızı ifade ediyoruz. Türkiye böylece, ekonomi alanında bir bağımsızlık mücadelesi verebileceğini dosta düşmana göstermiş oldu."
‘MHP İLE BÜYÜK ORANDA ANLAŞMA SAĞLANDI'
Anayasa değişikliği konusunda MHP ile bir krizin olup olmadığına yönelik soruya ise Kurtulmuş, bu konuda başından itibaren son derece şeffaf ve açık bir süreç yürütüldüğünü, MHP ile görüşmelerin hem genel başkanlar düzeyinde hem yetkilendirilmiş hukukçular düzeyinde devam ettiğini belirtti.
Kurtulmuş, "Büyük oranda anlaşma sağlanmıştır. MHP ile bazı maddeler üzerinde farklılıklar var. Bu farklılıkların giderilmesiyle ilgili görüşmeler yapılıyor. Son rötuşlar yapılacak ve önümüzdeki günlerde kısıtlı bir anayasa değişikliği paketi TBMM'ye gönderilecektir" dedi.
Değişikliğin Meclis'ten 367 oy almasını ümit ettiklerini söyleyen Kurtulmuş, "367'yi alsa dahi bu çok önemli bir karar olduğu için, Türkiye siyasi tarihinin önemli dönüm noktalarından birisi olduğu için bu kararı gider, yine millete sorarız. 330-367 arasında çıktığı takdirde zaten millete gidecek bir referandum yapılacaktır. Milletimiz için hayırlı uğurlu olsun. Süreç şeffaf, açık bir şekilde yürütülmektedir. Son noktaya doğru geliyoruz. Son noktaya geldiğinde de zaten imzalar hazırdır. TBMM'ye bu anayasa teklifi götürülecektir" açıklamasını yaptı.
‘RUSYA BÜYÜKELÇİLİĞİ ÖNÜNDE PROTESTOYA HÜKÜMET İZİN VERİR Mİ?'
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "İHH'nın 14 Aralık Çarşamba günü Türkiye'nin dört bir tarafında 'Halep'e yol açın' sloganıyla kara konvoyu düzenleyeceği haberleri var. Bu anlamda bir ayak da Rusya Büyükelçiliği önünde olacak. Hükümet buna izin verir mi ya da engel olur mu?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"Gösteri ve yürüyüşle ilgili malumatımız yok. Bu malumat ortaya çıktığı takdirde yasal seviyeleri içerisinde herkes Türkiye'de gerekli yürüyüşü, protestosunu yapar. Dolayısıyla hangi kapsamdadır, hangi illeri kapsıyor bunları şu anda bilmediğimiz için bir şey söylemek istemiyorum ama Türkiye'de bu anlamda yasal olan her türlü yürüyüş ve gösteriye zeminin açık olduğunu ifade etmek isterim."