‘ALMANYA İLE TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİ İÇ SİYASETTEN ÇOK BAĞIMSIZ DEĞERLENDİRMEMEK LAZIM'
Türkiye'nin bir süredir AB ve Almanya ile yaşadığı gerilimi TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı AK Partili Kasım Gülpınar Sputnik'e değerlendirdi. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Türk Grubu üyesi de olan Gülpınar, Türkiye-Almanya ilişkilerini, Türkiye-AB ilişkilerinden çok da bağımsız düşünmemek gerektiğini söyledi. Gülpınar, "Ama Almanya ile Türkiye ilişkilerini de iç siyasetten çok bağımsız değerlendirmemek lazım" dedi.
"Geldiğimiz noktada baktığımızda vize serbestisinin askıya alınmış gibi bir durumu söz konusu, ucu belirsiz. Şu anda karanlık bir noktadayız açıkçası vize serbestisi konusunda ve bu mülteci anlaşmasını, mülteci meselesini tekrar tartışmaya açılır hale getirdi. Avrupa Parlamentosu'nda çünkü bu çok sık dile getiriliyordu, ‘neden Türkiye ile anlaşma yapıldı, neden böyle bir şeye gerek duyuldu' gibi. Özellikle vize serbestisi konusunda bazı ülkeler itirazlarını yükselttiler. Tabii ki aynı baskı Almanya'da da çok ciddi oranda söz konusuydu.
15 Temmuz'dan sonra gelişen olayları da göz önüne aldığımızda Avrupa'nın tutumu tabii Almanya ile paralel gidiyor aynı şekilde, birbirinden ayrı düşünmemek lazım. 15 Temmuz'dan sonra gelişen olayları biraz da bahane ederek, çok da bizi anlamaya gayret etmez bir tavırda hareket eden bir Avrupa ve bir Almanya ile açıkçası karşı karşıyayız maalesef.
‘İKİLİ İLİŞKİLERİ DAHA SIKI TUTMAK DURUMUNDAYIZ'
Tabii bunu zamana yaymak lazım, biraz zaman lazım açıkçası, biraz önümüzdeki süreçte ben eminim ki, çok daha farklı gelişmeler olacaktır diye düşünüyorum. Biz biraz daha bu diyaloğu, ikili görüşmeleri daha sıkı tutmak durumundayız bundan sonra. Çok yoğun bir ziyaretçi trafiği de var. Bizim gitmemizden daha çok Avrupa'dan heyetlerin bu sıralara buraya çok yoğun bir şekilde ziyaret ettiğini görüyoruz. Buna Almanya da dahil tabii ki."
‘ALMANYA İLE İLGİLİ ÇOK DAHA ÖZEL BİR ÇALIŞMA YAPMAMIZ GEREKİYOR'
Gülpınar, Türkiye'nin Almanya ile yaşanan sıkıntıları daha öncelikli olarak ele alması gerektiğini ifade ederek, "Çünkü AB içinde bizim en önemli partnerimiz, İngiltere de çıktıktan sonra. Özellikle orada yaşayan 3 milyon civarında vatandaşımızı da hesaba kattığımızda Almanya ile ilgili çok daha özel bir çalışma yapmamız gerekiyor" dedi.
Almanya'da en son çifte vatandaşlığın askıya alınması gibi bir konun da gündeme geldiğini belirten Gülpınar, zaten çifte vatandaşlığın Almanya'da direkt Türk vatandaşlarını ilgilendiren bir konu olduğuna dikkat çekti. Gülpınar, "Burada da yine Almanya, Türkiye'ye karşı yeni bir tavır almış gibi görünüyor" dedi.
‘AYNI ŞEYİ BİZİM DE YAPMAMIZ GEREKECEK'
Türkiye ile Almanya arasında daha önce İncirlik krizi yaşandığını hatırlatan Gülpınar, şimdi de TBMM Başkanvekili Bahçekapılı'nın Almanya'da havalimanında bekletildiğini, bir süre önce de CHP'li Mevlüt Dudu'nun benzer bir muameleyle karşı karşıya kaldığını söyledi. Gülpınar, "İnşallah iş mütekabiliyet durumuna gelmez, aksi taktirde aynı şeyi bizim de yapmamız gerekecek. Bu da hiç hoş olmayacak ilişkilerin seyri açısından. Almanya'nın bence artık iç siyaset endişelerini biraz bir tarafa bırakması lazım" diye konuştu.
Avrupa'da aşırı sağın yükselişe geçtiğini hatırlatan Gülpınar, bu aşırı sağa karşı mücadele eden diğer siyasi partilerin onların adeta görevini, rolünü çalmakla bir durumla karşı karşıya kaldıklarını belirtti. Gülpınar, şunları söyledi:
"Yani aşırı sağdan daha radikal söylemler alıp sanki aşırı sağı eriteceklerini falan düşünür gibi bir tavır söz konusu. Bunun en yakın örneğini Avusturya'da cumhurbaşkanlığı seçiminde gördük. Biri Yeşillerin adayı, biri aşırı sağın adayı. Türkiye'yi iç siyasi malzeme yapma gereği duyuyorlar aşırı sağla mücadele edebilmek için. Yeşillerin adayının bazı açıklamaları adeta aşırı sağı aratmıyordu, şu anda mevcut seçilen cumhurbaşkanının açıklamalarına baktığımızda. Ama yine tabii ki bizim için aşırı sağın seçilmesinden çok daha iyidir.
‘TÜRKİYE'Yİ İÇ SİYASİ MALZEME OLARAK GÖRMEK SİYASİ AKLA SIĞMAYACAK BİR ŞEY'
Şimdi Almanya'da da AfD dediğimiz bir parti, oyları sürekli artıyor. Yakında seçim var. Merkel'in de diğer partilerin de sonuçta kendilerini iç siyasi malzeme olarak en önemli hususu Türkiye olarak ele almaları maalesef siyasi mantığa, siyasi akla sığmayacak bir şey. Almanya'da çok önemli bir potansiyele sahip Türkler. Bunları da bir bütün olarak değerlendirmezseniz, sadece iç siyasi malzeme yaparsanız bu meseleleri ne Türkiye-Almanya ilişkileri açısından ne de Türkiye-AB ilişkileri açısından hiçbir şekilde bir mesafe kat edemeyiz ve bunlar tamamen aleyhe döner. Bu Almanya'nın da aleyhine olur, AB'nin de aleyhine olur.
‘ALMANYA NE YAPIP EDİP TÜRKİYE İLE İLİŞİKLERİ DÜZELMEK YOLUNA GİTMELİ'
Bugün Ortadoğu'da yaşanan gelişmelerden birinci derecede Türkiye etkileniyor, ondan sonra da AB etkileniyor. Burada Almanya'nın ne yapıp edip artık Türkiye ile ilişkileri düzeltmek yoluna gitmesi lazım.
Tabii bizim çok şey söylememiz gerekiyor aslında. Aslında söylememiz gerekenin inanın onda birini dahi şu anda söylemiyoruz Almanya için. Şu anda baktığınızda her şeyi bir tarafa bırakın sadece görüntüye baktığınızda, Almanya'nın verdiği imaj, Türkiye'nin ne kadar düşmanı varsa, sanki Almanya onlara kucak açmış gibi bir durumda. Bunu sözlü olarak da, fiili olarak da icra eder duruma geldiler. En son Devlet Bakanı'nın açıklaması çok vahim, çok fazla üzerinde durulmadı, ‘kim muhalifse gelsin biz Almanya'da onlara imkan sağlayacağız, kapılarımız onlara açık' gibi bir iması oldu.
‘HİÇBİR ŞEKİLDE İYİ NİYETLE BAĞDAŞTIRILAMAZ'
Bir taraftan gümrükte siz Türkiye Cumhuriyeti'nin diplomatik pasaport sahibi üyelerine zorluk çıkartıyorsunuz, bir taraftan da Türkiye'ye kim muhalifse gelsin diye her türlü giriş kolaylığı sağlıyorsunuz. Çıkmasına müsaade etmiyorsunuz diplomatik pasaportlu milletvekilinin ama muhalif olan her şekilde girmesine açık kapı bırakıyorsunuz. Yani bu hiçbir şekilde iyi niyetle bağdaştırılamaz.
‘AB İLE İLİŞKİLERİMİZDE ANAHTAR KELİMEMİZ EMPATİ'
Hep şunu söylüyorum. AB ile bizim ilişkilerimizde bizim anahtar kelimemiz empati. Herkes empati yapmak durumunda. Yani Almanlarda empati yapacak, biz de empati yapacağız. Ancak empati ile biz bu işi, bu sorunları çözebiliriz, aksi taktirde hiçbir milim dahi mesafe almamız mümkün değil, bilakis hep geriye gidiş olur ilişkilerde."