Birinci kısım temeli atılacak yolun Adıyaman ile Diyarbakır arasındaki yolda ulaşımı kolaylaştırıp, kısaltacağını ve bundan dolayı önemsediklerini anlatan Arslan, "Adıyaman, doğu ile batı arasında kapı konumunda ve bu açıdan çok daha güçlendirmemiz gerekiyor" dedi.
Bakan Arslan, 14 yıllık iktidarları döneminde sadece Adıyaman'a 1 milyar 90 milyon liralık yatırım yapıldığını ve bunun da ülkenin geldiği noktayı gösterdiğini ifade etti. Gelinen noktayı çekemeyenlerin maşa olarak hainleri kullandığını dile getiren Bakan Arslan, şöyle dedi:
"Bırakın 1 milyonu eskiden IMF'nin kapılarında 300-500 milyon dilendiğimiz yetmiyormuş gibi onların herhangi bir temsilcisi Türkiye'ye geldiği zaman karşısında el pençe divan duruyorduk. Dünya, IMF marifetiyle Türkiye'yi yönetmeye alıştığı için bugün geldiğimiz noktayı, durumumuzu çekemiyorlar. Onun için bizimle mücadelede maşaları, hainleri kullanıyorlar."
Millettin hizmetkarı olma yolunda 2023, 2053 ve 2071 hedef koyduklarını belirten Bakan Arslan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Milletin hizmetkarı olma yolunda yürüyoruz. 2023, 2053 ve 2071 hedefleri koyduk. Bu hedefleri ortaya koyarken Anadolu coğrafyasının Asya ile Avrupa arasında, Balkanlar ile Kafkaslar arasında, Balkanlar ile Ortadoğu arasında, Karadeniz ile Akdeniz arasında köprü konumunda olduğumuzu biliyoruz. Bu köprünün hakkını vermek için bölünmüş yollarla, hızlı trenlerle, hava ve deniz limanlarıyla ülkemizin her tarafını donatmamız gerekiyor. İşte tam da bunu yapmaya başlayınca, bölünmüş yolda 25 bin kilometreyi, hava alanlarında yılda 35 milyondan 180 milyonun üzerinde yolcu taşımayı yakalayınca, dünyanın 8'inci Avrupa'nın 6'ncı yüksek hızlı tren hattına sahip ülkesi olunca, denizcilikte yılda 200 milyon ton yük taşırken 420 milyon ton yük taşır hale gelince, birleşimde dünyanın önde gelen ülkelerin arasına girince, biz dünyadaki ticaret pastasından gereğinden fazla pay almaya başladık. İşte o ticaret pastasını paylaşmaya çalışanlar, dünyayı kendi aralarında yönetmeye çalışanlar ve Türkiye'nin onların biçtiği role göre hareket etmesine alışanlar bunu çekemediler. Bunu çekemedikleri için Türkiye'ye çelme takmaya çalışıyorlar. 15 Temmuz'da üç ders verdik. Bir, Türkiye'de birlik yok beraberlik yok diyenlere ders verdik. Millet olma şuuruyla kendimize adeta ders verdik. İki, dünyaya ders verdik. 'Ne zaman olursa olsun, eğer bu ülkede bir istikbal ve istiklal mücadelesi olacaksa, böyle bir ihtiyaç varsa Türk insanı 79 milyonuyla dili, dini, ırkı, mezhebi, meşrebi ayrımı yapmadan hep beraber meydanlara dökülür' dedik. Dünyaya bunu gösterdik. Üçüncüsü, dünyadaki başka mağdur ülkelere, 'bir olursanız, beraber olursanız, hep beraber hareket ederseniz hainlerin sizin başınıza ördükleri çorapları alır onların başına geçirirsiniz' dedik. Bir de böyle bir ders verdik."