"Fakat bu gerçekten doğruysa ve Türkiye başka bir ülkenin topraklarında terörle mücadele için operasyon düzenlemiyorsa o zaman Suriye krizinin çözümlenmesine yardımcı olmuyor demektir" diyen kaynak şu ifadeleri kullandı: "Suriye ve liderinin kaderinin ne olacağına dış güçler değil yalnızca Suriye halkı karar verebilir. Tüm çabalar sadece terörle mücadeleye yöneltilmelidir."
Erdoğan'ın açıklamaları sonrası Moskova'nın BM elçilerinin ya da BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) acil toplantıya çağrılması ihtimalini değerlendirebileceğini kaydeden kaynak, Moskova'nın şu anda Erdoğan'a verilecek yanıt üzerinde çalıştığını aktardı.
Rus parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi'nin uluslararası ilişkiler komitesi başkanı Konstantin Kosaçev de İzvestiya'ya demecinde Erdoğan'ın Fırat Kalkanı açıklamasına sert tepki gösterdi.
"Erdoğan'ın açıklamaları, bir kez daha Türkiye'nin Suriye'de kendi amaçlarını izlediğini gösterdi, ki bu amaçlar uluslararası terör güçlerine karşı koyma hedefi ile birbirine hiç uymuyor" diyen Kosaçev şu ifadeleri kullandı: "Olan biten gösteriyor ki Türkiye'nin amacı bölgedeki tek lider olmak ve Kürt sorununu çözmek. Onlara göre Esad her iki amaç açısından da bir engel. Suriye'de iktidarı zayıflatmaya yönelik her girişim bu ülkenin daha fazla istikrarsızlaşmasını isteyen tarafların işine yarar. Aynı Irak ve Libya'da olduğu gibi. Bunun sonuçları da tüm dünya tarafından biliniyor ve Ankara da bunu dikkate almalı."
Erdoğan İstanbul'daki Parlamentolararası Kudüs Platformu Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada Fırat Kalkanı operasyonuna ilişkin şunları söylemişti: "Şu anda 600'lü rakamlar konuşuluyor ama hayır. Bana göre Suriye'de 1 milyona yakın insan öldü. Bu ölüm hâlâ devam ediyor. Çocuk, kadın, erkek ayrım yapmaksızın devam ediyor. Nerede BM, ne yapıyor? Irak'ta var mı yine yok. Biz sabır, sabır, sabır dedik en sonunda dayanamadık ve Suriye'ye Özgür Suriye Ordusu ile beraber girmek zorunda kaldık. Niçin girdik? Bizim Suriye'nin topraklarında gözümüz yok. Mesele toprağın gerçek sahipleri topraklarına sahip olsunlar, bunu sağlamak için. Yani orada bir adaletin tesisi için varız. Devlet terörü estiren zalim Esed'in (Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad) hükümdarlığına son vermek için biz oraya girdik, başka bir şey için değil."