Almanya Federal Meclisi'nin ‘Ermeni Soykırımı'yla ilgili kararının da Türkiye'yi ciddi etkilediğine işaret eden uzman, "Türkiye ve AB arasındaki kavganın nedeni şu: AB, Türkiye'ye çok vaatlerde bulundu ama fiiliyatta Türkiye'ye hiçbir şey vermedi. AB'de iki dış politika hattı var. İlki, pragmatik çıkarlar politikası. Avrupa liderleri, Suriyelilerin gelmesini engellemek için Türkiye'ye büyük paralar vererek anlaşmaya çalıştı. AB liderleri bunun için Türkiye'ye ciddi vaatlerde bulundu. Türk vatandaşları için vize serbestisi verileceğinin açıklanması da bunlardan biri. İkincisi ise Avrupa Parlamentosu'nun yürüttüğü cezalandırıcı faaliyetler. Liberal değerleri savunan bu parlamentoya göre Türkiye bu konuda fiiliyatta düşman. Çünkü onlara göre Türkiye sürekli insan haklarını ihlal ediyor. Dolayısıyla Erdoğan AB'nin iki hattı arasında kaldı, kiminle muhatap olacağını da bilmiyor. AB Erdoğan'a çok vaatlerde bulundu, ama hiçbir şey yapmadı. Neticede Erdoğan'ın sabrını taşırdılar" yorumunda bulundu.
Alman uzman sözlerine şöyle devam etti: "AB, Erdoğan'a ne baskı uygulayacak ki? Türkiye kendi yağıyla kavrulan ülke, üstelik AB üyesi de değil. Yaptırım mı uygulayacak? Eğer AB Türkiye'ye yaptırım uygularsa bu Avrupa'nın Avrasya politikasının biteceği anlamına gelecek. Rusya'ya yaptırım, İran'a yaptırım… O zaman Türkiye de İran ve Çin gibi Avrasya Birliği ile yakınlaşacak."