'KRİZ UZUN SÜRSEYDİ BÖLGE İSTİKRARSIZLIĞA SÜRÜKLENİRDİ'
“Sorunlar vardı ve sorunlar karşılıklı olarak çözülmüyordu, bir nevi rafa kaldırılmışlardı, bu problemlere dokunulmuyordu. Bu, eninde sonunda Suriye krizinde patlak verdi. İki ülke ilk defa olarak ciddi şekilde bir problemin hallinde karşı karşıya geldiler ve bu da krizle sonuçlandı. Çok ciddi bir krizdi, çok şükür o kriz kısa bir sürede atlatıldı. İki ülke için de olumsuz yönleri çok fazlaydı, iki ülke de zarar gördü. Bu kriz uzun sürseydi bölge ciddi şekilde hem ekonomik hem de siyasi istikrarsızlığa sürüklenebilirdi. Hem Rusya’nın hem Türkiye’nin çıkar alanları ortak. Uzun yıllar bu alanlarda işbirliğine gitmeye çalışıyorduk. Bu işbirliğini yaparken de sorunları görmezden geliyorduk. İlk belirtiler Gürcistan’daki Rus-Gürcü savaşıyla ortaya çıktı, sonra Ukrayna kriziyle birlikte Kırım meselesi ciddi bir sinyaldi ve Suriye krizinde olay patlak verdi.”
'KRİZ İKİ ÜLKENİN BİRBİRİNİ YENİDEN TANIMA ŞANSINI DOĞURDU'
'İLERLEYEN ZAMANLARDA AVRASYA EKONOMİK BİRLİĞİ DE GÜNDEME GELECEKTİR'
'SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ YAKLAŞIMLARI SON BULMALI'
'TÜRKİYE VE RUSYA REKABET ETMEK YERİNE İŞBİRLİĞİNİ GELİŞTİRMELİ'
"Bu, Türkiye’nin artık sadece Atlantik ya da Batı endeksli faaliyet göstermeyeceği, çıkar ve işbirliği alanlarının daha geniş, daha farklı boyutlarda olacağının göstergesidir. Avrasya, Türkiye için çok önemlidir. Rusya ile ilişkiler çok önemli, bunu doğru değerlendirmemiz lazım. O Soğuk Savaş dönemindeki korku sürecini üzerimizden atmamız gerekiyor. Doğrudur, Türkiye NATO üyesi ama Türkiye’nin kendine göre çıkarları var. Dikkat ederseniz Ukrayna krizinde Türkiye’nin tutumu buna örnektir, orada farklı bir yaklaşım sergiledi. Ukrayna’nın toprak bütünlüğü meselesinde Türkiye, uluslararası hukuk açısından hareket ediyor ama yaptırımlar meselesinde Türkiye buna destek vermedi. Bu tür meseleler şöyledir; iki ülkenin çıkar alanlarının ortak olduğu mesela Karadeniz Bölgesi, Kafkas Bölgesi, Hazar Havzası ve Orta Asya Bölgesi hem Rusya hem Türkiye açısından önemli yerlerdir. Burada biz aslında rekabet yerine, ki Türkiye tarafı yıllarca buna çalıştı, işbirliğini geliştirsek, birbirimizin çıkarları doğrultusunda hareket etsek, burada yaptığımız icraatların birbirimize karşı yönelmediğini, örneğin Türkiye’nin oradaki işbirliğinin Rusya karşıtı bir işbirliği olmadığını ya da Rusya’nın oradaki işbirliğinin Türkiye karşıtı olmadığını anlatsak ve bu işbirliğini ikili platformdan çok boyutlu platforma geçirebilsek sorunlar çözülmüş olacak. Ama aksi takdirde tek taraflı olarak bölgede dengeyi bir ülke kendi lehine değiştirmek isterse krizler sürekli ortaya çıkacaktır. Bu durumda biz istesek de istemesek de bu krizleri yaşamaya devam edeceğiz.”