Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde, TRT 1 ve TRT Haber ortak canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Konuyla ilgili, Genelkurmay Başkanlığı'nın muhataplarıyla gerekli askeri temaslarının devam ettiğini bildiren Yıldırım, "Nereden kaynaklandı, nasıl kaynaklandı, tekrarı olmaması konusunda da en kesin ve net şekilde uyarılar yapıldı muhataplara. Bu yaşanan olay, bizim oradaki hedeflerimizi, amaçlarımızı asla vazgeçirecek bir konu değildir. Orada sadece DEAŞ'ı bölgeden temizlemek değil aynı zamanda Münbiç ve Afrin bölgesinden hareket edip, güneyde PYD unsurlarının bölgeyi birleştirme amaçlarının da önüne geçmektir" ifadesini kullandı.
'HALEP'E YÜRÜMEK GİBİ BİR HEDEF YOK'
Zaman zaman "Güneye doğru gelince amaç Halep" gibi ifadelerin kullanıldığına dikkati çeken Yıldırım, "Böyle bir hedefimiz yok. Hedefimiz, DEAŞ başta olmak üzere PYD, YPG gibi PKK'nın yeni versiyonlarının bölgede oluşturacağı istikrarsızlığı ortadan kaldırmaya yönelik, Özgür Suriye Ordusunun (ÖSO) öncülüğünde başlatılan bir harekattır" diye konuştu.
'İLİŞKİLERİN GERGİN OLDUĞU SIR DEĞİL'
Yıldırım, çeşitli vesilelerle Türkiye'ye ayar vermeye çalışıldığını vurgulayarak, "Başkalarının ayar vermeye kalkışması, yönlendirmelerle, işaretlerle, talimatlarla hizaya getirme bizim karakterimize uygun bir şey değil. Biz, kendi kararını kendisi veren, en büyük dayanağı da milleti olan, geleneğimizde hep özgürlüğümüzü canımız kadar önemli bilmişiz. Esaret altına girmeden 16 devlet değiştirerek bugünlere gelmişiz. Bu hassasiyetimizin herkes tarafından görülmesi lazım" değerlendirmesinde bulundu.
"AB'nin bugünkü aldığı kararın bizim açımızdan hiç önemi yok" diyen Yıldırım, bunun yaptırımı bulunan bir karar olmadığına işaret etti.
'NEREDEYSE KARA SEVDAYA DÖNÜŞMÜŞ'
"Ümit ederim ki Avrupa'da hala vizyoner, Avrupa'nın geleceğini, Türkiye ile beraber inşa etmek isteyen güçlü bir liderlik ortaya konur. Bu hiçbir anlam ifade etmeyen, Avrupa ile Türkiye arasında zaten çok kırılgan olan ilişkileri daha da olumsuz noktaya taşıyacak bir sonuca varmaz. Varırsa ne olur? Türkiye'nin, AB yolculuğu dün başlamış değil. Neredeyse kara sevdaya dönüşmüş. 60 yılı geçmiş ama katettiğimiz mesafeye baktığımızda AK Parti iktidarı döneminde ciddi ilerleme var; müzakereler başlamış. Bu kararın pratik anlamı şu; 'Biz, müzakere faslı açmayacağız'. Zaten uzun zamandan beri açılmıyor, canları sıkılınca açıyorlar kapatıyorlar, keyifleri gelince açıyorlar. Böyle bir belirsiz süreç uzun süredir devam ediyor."
'AVRUPA'YA 5 MİSLİ ZARAR VERİR'
"Düşünün, Türkiye olmazsa ne olacak? Bütün bu Ortadoğu'dan, kargaşanın, savaşın yaşandığı bölgelerden akın akın mülteciler Avrupa'yı istila edecek ve çok büyük bir sorunla yaşamak zorunda kalacaklar. Türkiye buradan bütün bu sorunları, kendi içerisinde yönetebilen bir ülkedir. Avrupa'nın bunu görmesi lazım. Avrupa ile ilişkileri zehirlemek, kopma noktasına getirmek Türkiye'ye zarar verir kabul ediyorum ama Avrupa'ya 3 misli, 5 misli daha çok zarar verir."
'ŞİÖ, AB'NİN ALTERNATİFİ DEĞİL'
Yıldırım, Şanghay İşbirliği Örgütü ile ilişkilere de değinerek, bunun AB'nin alternatifi olarak görülmemesi gerektiğini söyledi.
"İlişkilerimiz Rusya ile de gelişiyor, Kafkas bölgesiyle gelişiyor, Ortadoğu ile hele hele son yıllarda Afrika ile de çok yoğun bir ticari, siyasi, ekonomik ilişkileri geliştirmekteyiz. Dünyanın gidişatına da bakmamız lazım. Bugün Çin, Hindistan, Japonya, Endonezya, Malezya gerçeği var. Bu ülkeler, şu anda yükselme trendi hızla devam eden ülkeler. Avrupa'da ise uzun süreden beri bir durgunluk var, hatta büyüme yok denecek kadar az. Bizim, Doğu ile ilişkilerimizi geliştirmek gayet doğaldır. Buradan şunu söylemek lazım; bu bir tehdit değil, Avrupa'ya karşı bir meydan okuma da değil. Burada karşılıklı irade var. Uzakdoğu ülkeleri, Çin, Rusya, Orta Asya ülkeleri bunlar, ilişkilerimizi hem siyasi hem ekonomik olarak geliştirmek istiyorlar, biz de geliştirmek istiyoruz. Olay bundan ibaret. Yoksa 'AB olmazsa Asya birliği olur' gibi bir zorunlu tercih peşinde değiliz, bunun böyle görülmesinde fayda var."
'SEÇİMLER 2019 YILINDA YAPILACAK'
Tasarı halindeki "Cumhurbaşkanlığı sistemi hakkında açıklama yapan Yıldırım şunları söyledi:
"Ortak kararımız sistemin adının Cumhurbaşkanlığı olması. Milletvekilleri seçimleri ile cumhurbaşkanlığı seçimleri birlikte yapılacak ve 2019'da olacak. 2019'dan sonra fiilen yüzde 100 cumhurbaşkanlığı sistemi uygulanacak ama bu arada geçiş süreci tamamlanmış olacak. Yüzlerce, binlerce mevzuat yenilenecek."
'HER ÜLKEDE MERKEZ BANKASI VE HÜKÜMET ARASINDA SORUN YAŞANIR'
Yıldırım, Merkez Bankası'nın faiz kararını nasıl değerlendirildiğine ilişkin, şu değerlendirmede bulundu:
"Her ülkede, merkez bankası ve hükümet ilişkilerinde sorunlar yaşanır. Bu, bize has bir şey değil. Onun sebebi, ekonomide her şey yolunda olduğunda kimse kimseye bir şey demez ama ekonomik göstergelerde bozulmalar olunca sorumlu aranır. O bağlamda, bu hep gündeme gelir.
Ekonomi Koordinasyon Kurulu'na, zaman zaman bağımsız kurulları davet ettiklerini belirten Yıldırım, hepsinin teknik olarak elindeki bilgileri paylaştığını, ancak kararı siyasi iradenin verdiğini söyledi. Yıldırım, para politikaları ve faiz konusu bakımından Merkez Bankasının Para Politikası Kurulu'nun her ay toplandığını ve karar verdiğini anlattı.