Kalın, Osmanlı Devleti'nin ilk bilim tarihçisi ve ilk ansiklopedi yazarı Taşköprülüzade Ahmet Efendi'nin külliyatının ele alındığı, 'Uluslararası Taşköprülüzade Sempozyumu'nun kapanış oturumuna katıldı.
Kalın, bu teze direnen toplumların tarihin dışında kalacağının, diğerlerinin de hakim paradigmayı içselleştirerek bu ortak yürüyüşte kendilerine bir yer edineceğinin, bu süreçte de bir tür liberal ütopya ortaya çıkacağının, kimlik, tarih, duygudaşlık, toplumsal hafıza gibi kavramların çok önemli olmadığı, dünya vatandaşlığı gibi kavramların bunların yerini doldurduğu bir yeni dünya modeline geçileceğinin var sayıldığını kaydederek, şöyle devam etti:
'GELENEĞİ OLMAYAN TOPLUMLARIN GELECEĞİ DE OLMAZ'
'İBN-İ SİNA ORTA ÇAĞ FİLOZOFU MUDUR?'
'İSLAM VE OSMANLI TARİHİNE YENİ BİR PERSPEKTİFLE BAKMAK GEREKİYOR'
Kavramlarınızı başkalarından alıyorsanız, kendi gerçekliğinizi başkalarının kavramları üzerine ifade ediyorsanız o sizin gerçekliğiniz değildir artık. Biz maalesef bu kavramsallaştırma konusunda belki öz güven, belki birikim eksikliği ama yetersiz bir zeminde hareket ediyoruz. Bunda herhalde bizim son 100-150 yıldır yaşadığımız düşünce savrukluğunun ya da çarpık modernleşme tarihimizin de önemli bir rolü var ama kendi kavramlarımızla artık düşünebilmemiz gerekiyor. O manada da hem İslam hem Osmanlı düşünce tarihlerine yeni bir perspektifle bakmak gerekiyor. Bu tür çalışmalar, Taşköprülüzade ve daha onun gibi onlarca Osmanlı ulemasının çalışmaları ortaya çıktıkça belki biz çok daha farklı değerlendirmeler, tasnifler yapmak durumunda kalacağız. Ama önce o mirası ortaya çıkartmamız, neye sahip olduğumuzu bir görmemiz gerekiyor."