"Bütün dertleri unutmuşuz, bir kişiye nasıl bir koltuk bulabiliriz, bütün derdimiz bunun üzerine inşa edilmiş" diyen Kılıçdaroğlu, doların değer kazandığını, çocuk tecavüzlerinin, uyuşturucu kullanım oranlarının arttığını, sanayi üretiminin düştüğünü, işsizlik oranının yüzde 19-20'lere çıktığını vurguladı.
Kılıçdaroğlu, geçen gün bir çocuk açlıktan öldüğünü, maden kazasında işçilerin hayatını kaybettiğini ifade ederek, "Hiç önemli değil. Bir tek şey önemli, bir kişiye nasıl başkanlık koltuğu verebiliriz" diye konuştu.
Başkanlık tartışmasına değinen Kılıçdaroğlu, "Başkan demeyelim de başkan dersek kötü, yanlış anlaşılıyor, çokça madde değişecek o zaman, her yerde cumhurbaşkanı yazılı, biz buna başkanlık demeyelim cumhurbaşkanı, 'partili cumhurbaşkanı' diyelim" yaklaşımında bulunulduğunu söyledi. Bu durumu eleştiren Kılıçdaroğlu, bu şekilde yapılacak bir düzenlemeyle cumhurbaşkanının devletin bütününü temsil etmeyeceğini savundu. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"CHP olarak bizi temsil etmez. Abdullah Gül, Ahmet Necdet Sezer, Süleyman Demirel, Turgut Özal bizi temsil ediyordu ama hiçbiri partili değildi. Ayrıldılar, partileriyle ilişkileri kesildi. Seçim sandığına gider istediği partiye oy verir, ona itirazımız yok ama bir partiyi temsil ederseniz, devletin uyumunu sağlayamazsınız. Diyorum ki ben, bununla siz rejimi değiştirmek istiyorsunuz. 'Hayır.' diyorlar. 'Rejim 1923'te kuruldu, rejim değişikliği söz konusu değil. Rejim, bir devletin yönetim biçiminin adı. Tarafsız bir cumhurbaşkanının olduğu bir yerden kalkıp da Başkanlık rejimine geçerseniz, rejimi değiştirmiş oluyorsunuz, bu kadar basit.
Yani milleti, özür dilerim ama aptal yerine koymaya kimsenin hakkı yoktur. Rejimi değiştiriyorsunuz, üstelik gelecek olan başkan hakimleri, valileri, büyükelçileri, milletvekillerini tayin edecek yani güçler ayrılığı değil, güçlerin birliği olacak. Bir kişi bütün yetkilere sahip olacak, dünyada böyle bir örnek eskiden Hitler'de vardı. Biz 21. yüzyıldayız. Bütün yetkiler bir kişiye verilecek. Efendim, bu partili Cumhurbaşkanı. Akşam gazetesinin Yazı İşleri Müdürü'nü ve ekibini kutluyorum. Neden biliyor musunuz? Hiç sağa, sola sapmadan, 'Getirdikleri tam başkanlıktır' diye manşet attı. Gazete yalan söylemiyor, doğruyu söylüyor tam başkanlık getiriyorsun."
Kılıçdaroğlu, "Eminim Türkiye'nin bekasını, geleceğini, dirliğini ve bütünlüğünü ben nasıl düşünüyorsam, sokaktaki esnaf, ayakkabı boyacısı nasıl düşünüyorsa eminim Sayın Bahçeli de aynı duyarlılıkla düşünmek zorundadır. Bu ülkenin birliğini, bütünlüğünü, bekasını hepimiz savunmak zorundayız. Bu ülke altın tepsi içinde bize sunulan bir ülke değil, acı, kan, gözyaşı, şehitler vardır. Bu mücadelelerin sonunda Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulmuştur. Dolayısıyla 'Türkiye Cumhuriyeti devletini ben geleceğim, istediğim gibi yöneteceğim'. Ne demek? 'Oya bakarım'. Her şey oyla olmaz, öyle 'Oyum var, istediğimi yaparım, ülkeyi parçalarım'. Yok, ona da kimsenin gücü yetmez. Niye yetmez? Bir tek CHP'li varsa parlamentoda kimsenin buna gücü yetmez, bu kadar açık ve net söylüyorum" ifadelerini kullandı.