AK Parti ile MHP arasındaki anayasa çalışmalarına katılmayan CHP ise önerilen bu düzenlemelere itiraz etti. CHP'nin hukukçularından Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, kamuoyuna yansıyan başkanlık önerisini Sputnik'e değerlendirdi. Getirilmek istenen sistemde yüksek yargı organlarına üye seçiminin doğrudan ya da yarı doğrudan başkana bırakıldığına dikkat çeken Aldan, şöyle konuştu:
"Yargı başkanın elinde. Bakanlar kurulunu tümüyle başkan seçiyor, bakanlar hakkında gensoru verme hakkı yok, sadece başkana hesap veren bir yapı. Yani yürütme de başkanın elinde. Yasama faaliyeti sırasında TBMM kabul ettiği bir yasayı başkana gönderdiğinde, başkan bunu kabul ederse nitelikli çoğunluk yani 330 oy gerekiyor. Şu anda AKP'nin bile 317 milletvekili olduğunu varsayarsak o zaman başkanın istemediği hiçbir kanun meclisten geçemeyecek anlamına geliyor. Başkana bunlara ilaveten Meclisi fesih etme, istediği şekilde kanun hükmünde kararname çıkartma yetkisi tanınıyor. Dünyada böyle bir başkanlık sistemi yok. Bu gerçekten Türk tipi. Böyle bir başkanlık sisteminin olduğu yerde de demokrasi olmaz.
Toplum bölünür derken de kastımız, Kürdistan-Türkiye ayrımı gibi değil. Toplum en kılcal damarlarına kadar bölünür. Başkanın adamları ve diğerleri olarak. Türkiye gibi demokrasinin tam anlamıyla yerleşmediği, siyaset kültürünün tam olarak oturmadığı, etnik, bölgesel, mezhepsel, köylü, kentli, sahilde yaşayan, içerde yaşayan gibi ayrışmanın, kutuplaşmanın yoğun olduğu bir ülkede kesinlikle ve kesinlikle bölgesel ayrışmalar olur. Yani bu tip bir başkanlığı Türkiye kabul ettiği anda demokrasisini kaybeder. Bunun kabul edilebilir tarafı yok."
‘ERDOĞAN ‘BEN HADDİMİ BİLİRİM, KÖŞEME ÇEKİLİYORUM' DİYECEK Mİ?'
AK Partililere "Bu yetkiye haiz bir CHP'linin başkan olmasını nasıl karşılarsınız?" diye seslenen CHP'li Hakku Süha Aldan, "Yani yargıyı tamamen bir CHP'li belirleyecek, yasama organından istediği yasayı çıkartacak ve bütün bakanlar kurulu ile bürokrasiyi tek başına bir CHP'li belirleyecek. Böyle bir ülkede yaşamak isterler mi? Böyle bir ülkede biz yaşarız diyorlarsa o zaman sürprize hazır olsunlar. Çünkü bu başkanlığın 3 sene sonra kimin elinde olacağını kimse bilemez. Öte yandan referanduma gidecek olan başkanlık geri dönerse Recep Tayyip Erdoğan ‘ben haddimi bilirim, köşeme çekiliyorum' diyecek mi? Herkes bunu da iyi hesaplamalı" diye konuştu.
Bu konuda MHP seçmenine de bir çağrısı olduğunu kaydeden CHP'li Aldan, başkanlık sisteminin kabul edilmesi halinde Türkiye'nin iki partili sisteme döneceğini ve MHP diye bir partinin artık tarihe karışacağını savundu. Aldan, "Yani merkezdeki sağ parti tarafından yutulur. Bir parti kendi infazını yapmak için bu kadar hevesli mi olur? Bunu da iyi düşünsünler" dedi. CHP'li Aldan, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘DİKTA FAŞİZMİNİ MEŞRULAŞTIRMA GİRİŞİMİNDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR'
"Yüzde 50.01 ile başkanın belirleneceği bir yapıda Türk insanın yaşam biçimi düzelir mi daha mı kötüye gider? Şu anda Sayın Erdoğan'ın yargıyı tek başına belirleme yetkisi var mı fiilen, var. Yasama elinde mi elinde, yürütme elinde mi elinde. Ama Türkiye'de ilerleyen bir şey var mı? Bu başkanlık sistemi dikta faşizmini meşrulaştırma girişiminden başka bir şey değildir. Bu bir yasal kılıf hazırlama olayıdır.
‘HALKIN FARKLI ÖNCELİKLERİ VAR'
Halkın farklı öncelikleri var, onlara bakalım. Ekonomiye bakalım, dış politikadaki aymazlıklara bakalım, içerdeki teröre, her gün gelen şehide bakalım. Üç kulvarda savaşmak durumunda kalan bir silahlı kuvvetler var. Suriye'de, Irak'ta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da. Bunun ülke içine yansımaları olacak yakın dönemde. Siz PYD'yi terör örgütü diye karşınıza almışsınız, PKK'yı karşınıza almışsınız, FETÖ'yü karşınıza almışsınız, IŞİD'i karşınıza almışsınız. (Suriyi Devlet Başkanı) Esad'ı da terörist devlet olarak karşınıza almışsınız. Bu beşli ile savaşıyorsunuz. Bunun size yansıması nasıl olacak uzun vadede? İstediğiniz kadar başkan olun, başkan olarak sadece kendinizi korursunuz, 3-5 bin korumayla. Ama o çok pırıl pırıl biriymiş öğrendiğim kadarıyla Derik'teki kaymakamı koruyamazsınız. Ya da dağın başında 2 bin 500-3 bin bin metrelik rakımda ciddi bir mücadele veren o çocukları nasıl koruyacaksınız? Ankara'nın, İstanbul'un göbeğindeki sade vatandaşları nasıl koruyacaksınız?"
Aldan, ‘başkanlık gelecek dertler bitecek' gibi bir durumun söz konusu olmadığını aksine dertlerin artacağını ifade ederek, getirilmek istenen başkanlık sisteminde ‘emniyet supabı' da olmadığını kaydetti. Aldan, yeni sistemle TBMM'nin artık kıymeti harbiyesinin kalmayacağını söyledi. Aldan, "Meclis sadece para alan, etrafa caka satan vekillerden oluşan bir yapı olacak" dedi.
AK Parti'nin önerisinde başkanı temel hak ve özgürlükler alanında kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisinin verilmeyeceğinin de yer aldığının ifade edildiğini hatırlatan CHP'li Aldan, "Bu kabul edilemez bir şey. Başkanın kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi olmamalı. Bir kişiye kanun yapma hakkı verilmemeli. Asıl eleştirilmesi gereken bu. Şöyle bir imaj sergilenmeye çalışılıyor; ‘bakın gördünüz mü o kadar çok kızdık, o kadar çok tepki gösterdik ki, Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanlığı adına bile razı olurum dedi'. Sanki bütün millete apartman bahşediyor. Bu kabul edilemez. Bu yutturmacadır, toplumu aldatmacadır. Ama ben milletimize güveniyorum. Bu, referandumda geçmeyecektir" diye konuştu.