Bir televizyon kanalında konuşan İbrahim Kalın'ın açıklamasından önemli başlıklar şöyle:
‘TRUMP'IN SEÇİM KAMPANYASI BOYUNCA DİLE GETİRDİKLERİNE BAKTIĞIMIZDA BİRTAKIM DEĞİŞİKLİKLER OLACAK'
Sayın Trump'ı tebrik ediyoruz. Zorlu bir kampanyadan sonra ABD'nin 45. başkanı seçildi. Tabii ki ABD halkının tercihine saygımız var. ABD bizim için önemli dost müttefik bir ülke. Sayın Trump'ın seçim kampanyası boyunca dile getirdiklerine baktığımızda birtakım değişiklikler olacak. Yeni Başkan ocak ayında yönetimi devralacak. Terörle mücadeleyi etkin bir şekilde yürütmek bizim için önemli. Özellikle Suriye'de DEAŞ ile mücadelenin merkezinde PYD ve YPG'nin olmasını doğru bulmuyoruz bunu sürekli söylüyoruz. İtilaf ettiğimiz bir diğer konu FETÖ. FETÖ ABD'yi adeta bir üs gibi kullanıyor, FETÖ ile ilgili dosyaların gönderilmesinden sonra artık yeni bir sürecin başlaması gerekiyor.
15 Temmuz'un ardından Trump'ın açıklamalarını çok olumlu değerlendirdik. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın duruşu ve halkımızın iradesine olumlu bir yaklaşım sergiledi. ABD Başkanı olarak Trump'ın FETÖ konusunu daha kapsamlı bir dosya olarak gündemine alacağına inanıyorum. Türkiye'yi yakından takip etmesi bizim için önemli. Bölge ile ilgili politikaları değerlendirirken bunları dikkate alacaktır. Türkiye'de 15 Temmuz'dan sonra yeni bir sayfa açıldı. Bunu doğru okuyamayanlar algı operasyonlarıyla yaşananları başka bir noktaya çekmeye çalıştılar. Türkiye'nin atlattığı badirelerden bahsedeceksiniz ancak tavır alırken terör örgütlerine arka çıkacaksınız. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok. Umarız Trump bu durumu doğru okur ve stratejik önemi kavrayan bir bölge politikası gerçekleştirir. Umarım Trump yönetimi Türkiye'nin ABD için de stratejik önemini kavrayarak bir politika geliştirir.
Tabii ki cumhurbaşkanımız kendisini tebrik edecek. Bugün bir telefon bağlantısı olacak. Böyle bir temasın olması ikili ilişkiler anlamında önem arz eden konular. Şu anda kesinleşmiş planlanan bir şey yok ama muhtemelen ziyaret konusunda ocak-şubat gibi tablo netleşir.
‘ELİ KANLI ESED REJMİNE KARŞI BİR ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ VERDİLER'
İçinde PYD'nin olduğu hiçbir politika içinde yer almayız. Birkaç yıl öncesine geri gidin kendi analizlerinde PYD ve YPG'nin PKK'nın bir kolu olduğunu onlarda biliyor. Rakka konusuna gelince, DEAŞ üzerinde ciddi bir baskı olacaktır. Fırat Kalkanı ile gördük. Baştan beri hep söyledik. Sahada meşru güvenilir aktörler var. Eli kanlı Esed rejmine karşı bir özgürlük mücadelesi verdiler. Suriye'de bunlara destek verilseydi PYD ve YPG dert olmazdı. Hür Suriye ordusu belki de şimdiye kadar bölgeyi DEAŞ'tan temizlemişti. Bizim burada PYD ve YPG'ye ihtiyacımız yok.
Menbiç'ten PYD ve YPG'nin çıkması konusunda tarihi verdiler daha önce. Buralardan gelen bilgiler ışığında bölgede PYD unsuru kalmadı şeklinde olursa o zaman karar vereceğiz. Aynen Cerablus'ta olduğu gibi orada bir kent konseyi kuruldu. Kendileri yönetiyorlar. Yerel yönetim birimi kurdular. Biz de insani yardım göndereceğiz. Burada bir yakın istişare yapılması için pazar günkü görüşmede mutabık kaldık. Bununla ilgili birimlerimiz koordinasyon içerisinde çalışıyorlar.
‘SURİYE'NİN GELDİĞİ NOKTANIN SEBEBİ OBAMA'NIN POLİTİKALARIDIR'
Suriye'de işin bu noktaya gelmesi Obama yönetiminin yanlış politikalarının sonucudur. Erdoğan'ın dediği gibi uçuşa yasak bölge oluşsaydı böyle olmayacaktı. Ruslarla ve ABD'lilerle çatışma olmaması için gerekli görüşmeler yapılıyor. El Bab konusunda hedefimiz çok net. O bölgeyi güvenli bölge haline getireceğiz.
‘SİNCAR'IN İKİNCİ BİR KANDİL OLMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ'
‘TAVİZ GÖSTERMEYECEĞİZ'
ABD'nin PYD ve FETÖ politikası ile ilgili yanlışları var. Yeni yönetimin bütün bu dinamikleri dikkate alarak bir politika geliştirmesi gerekir. Biz bu konuda ulusal politikalarımızı tavizsiz uygulayacağız.
‘EĞER BÖYLE BİR YOLA BAŞVURURLARSA SONUÇLARINA KATLANIRLAR'
(AP Türkiye Raportörü Piri'nin demeci) Eğer böyle bir yola başvururlarsa sonuçlarına katlanırlar. Avrupalılar Türk milletini tanımıyorlar demektir. Buradan çıkacak tek sonuç budur. 15 Temmuz'dan sonra açıklama yapmak için iki gün beklediler. Ama HDP olayı olduktan sonra hemen Türkiye'ye gelmek istediler. İşin özünde terörle mücadele var. Bu konu onlarla daha önce de konuşuldu. Yunanistan'da dokunulmazlıkları kaldırılmadan gözaltına alınan vekiller var. Türkiye'de yaşanana benzeyen bir durum yaşandı. Ben dünden beri Avrupalı yetkililerle konuşuyorum kendilerine bu örneği verince susuyorlar. Avrupa'da bu konuyla ilgili ne kadar yaygara kopardılar bilmiyorum. Doğrudan terör örgütüne destek olan bir siyasi partiden bahsediyoruz. PKK'ya destek suç değildir diyorsa AB bunu açıkça söylesinler. Türkiye'yi ilişkileri donduralım şeklinde tehdit etmesinler. Avrupa kendi işine baksın. Erdoğan'dan bu kadar rahatsız olmalarının nedeni onlara ayna tutmasından dolayıdır. Aynada gördükleri hoşlarına gitmiyor.