Seçim öncesi yapılan sokak röportajında görüşleri sorulan bir ABD'li seçmen, Trump ya da Demokrat Parti'nin adayı Hillary Clinton'ın başkan seçilmesinin, belki vergilerde biraz oynamaya yol açacağını ancak ABD halkı için pek bir şey değiştirmeyeceğini söylüyordu. ABD halkı için büyük değişim anlamına gelmese de, özellikle Ortadoğu için başkanlık koltuğuna kimin oturacağı sorusunun yanıtı pek çok şey ifade ediyor.
Trump'ın seçilmesinin Ortadoğu için ne anlam ifade edeceğini, bölgede nasıl bir politika izleneceğini şimdiden kestirmek mümkün mü? ODTÜ Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Profesör Doktor Mustafa Türkeş'e göre, Trump'ın hiçbir dış politika deneyimi olmaması, bu konuda değerlendirme yapma imkanını zorlaştırıyor. Ancak ABD dış politikasının geleneksel yapısal özellikleri var. Trump ya bu yapısal özelliklere uygun hareket edecek ya da ABD dış politikasında bazı değişiklikler yapmak üzere harekete geçecek.
Seçim kampanyası süresince ortaya çıkan tablo, Clinton'ın Trump'a nazaran çok daha sert bir dış politika izleyeceğine işaret ediyordu. Clinton özellikle Suriye'deki terörist gruplarla kurulan ilişkiyi derinleştirmek ve daha fazla silah sağlamak eğilimindeydi. Trump ise ABD'nin müdahaleci dış politikasından kopuş anlamına gelmese de, Ortadoğu politikalarına ayrılan kaynağı ve müdahale şekillerini sıkça eleştiren bir tutum izliyordu.
Trump, en yakıcı gündemlerden biri olan Suriye'deki çatışmalar konusunda nasıl bir tutum izleyecek? Mustafa Türkeş, konuya ilişkin şunları kaydediyor:
"Eğer seçim sırasındaki sözleri baz alınacak olursa ‘Buradaki sorun Esad'ın çözeceği bir sorundur. Dolayısıyla biz çok dahil olmak istemeyiz' diyebilir. Bu bir olasılık. İkincisi, ‘Esad bunu tek başına yapamaz, dolayısıyla Rusya ile birlikte yapsın. Biz de taleplerde bulunalım, ama doğrudan müdahil olmayalım' diyebilir. Seçim sırasında verdiği sözler ya da demeçlerden yola çıkarak bunu söylüyoruz. Bu tür olasılıklar söz konusu. Tamamen Ortadoğu'dan çıkılması söz konusu değil."
SURİYE'YE YAKLAŞIM TÜRKİYE'YLE İLİŞKİLERİ NASIL ETKİLER?
Clinton, Ankara'nın Suriye konusundaki tutumu ve politikalarına daha yakın bir çizgideydi. Trump ise, Ankara'nın öncelikli gündemlerinden biri olan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın gitmesi başta olmak üzere, Türkiye'nin politikalarına daha uzak bir noktada. Bu durum ABD — Türkiye ilişkilerini nasıl etkiler? Mustafa Türkeş, Ankara'nın yapısal olmayan dış politikasının nereye evrileceğini kestirmenin güç olduğuna dikkat çekiyor. "Türkiye'nin dış politikasının nereyeye evrileceğini kestirmek gerçekten zor. Yapısal şeylerden yola çıkarak analiz edemez bir noktaya geldik. Şu andaki dış politika, Suriye konusunda örneğin Rusya'yla daha mı yakın ilişkiye girilecek yoksa ABD ile yalnızca gerginlik mi yaşanacak, biri diğerini nasıl etkileyecek, bunu zamanla göreceğiz" ifadelerini kullanan Türkeş, ABD'nin Rusya'yla olan, Suriye üzerindeki ilişkisine bağlı olarak Türkiye'nin pozisyonunun yeniden belirleneceğini vurguluyor.
ABD'deki yerleşik yapılarda değişim yaşandığına dikkat çeken Türkeş'e göre, bir boşluk ortaya çıkması durumunda gereksiz bir macera sürecine atılan aktörler olabilir: "Trump'ın iktidara yükselişi çok tesadüf değil. ABD'deki yerleşik yapılarda büyük bir sarsılma olduğunu görüyoruz aslında. Ve o sarsılmanın yaratacağı küçük çaplı depremler neye yol açacak, onu yaşayarak göreceğiz. Bunun sisteme yönelik yansımaları elbette olacak. Endişem, ortaya çıkacak bir boşluğu doldurmak adına, gereksiz bir macera sürecine girmek isteyen aktörler çıkabilir Ortadoğu'da. Bu bölgesel çatışmayı daha sürekli hale getirir."