Milliyet'ten Arif Balkan'ın haberine göre, genç-yaşlı pek çok sığınmacının Avrupa'ya geçiş umuduyla kullandığı önemli güzergâhlardan biri olan ilçede, sığınmacıların durumuna ilişkin ortaya atılan iddialar ise vahim. Balkan'ın aktardıkları şu şekilde:
Sınır köylerinde yaşayanlar, Bulgaristan güvenlik güçlerince yakalanan çoğunluğu Suriyelilerden oluşan Afgan, İranlı ve Iraklı bazı grupların, darp edildiğini, değerli eşyalarına el konulduğunu ve tekrar sınırın Türkiye tarafına geri gönderildiğini öne sürüyor. Kadın sığınmacılara yönelik taciz iddiaları oldukça dillendirilen iddialar arasında…
Demirköy'de göçmen hareketliliği hayatın olağan akışı. Öyle ki 3 bin nüfuslu ilçede son iki yılda 7 bin 500'ün üzerinde göçmen yasadışı yollardan Bulgaristan'a geçmek isterken güvenlik güçlerince yakalanarak Göç İdaresi'ne teslim edildi. Ancak Bulgaristan sınırındaki Türk köylerinde yaşayanların aktardığına göre, sınırdan geçmeyi başaran göçmenler için süreç çok da kolay olmuyor. Sınır köylerinden Sislioba halkında endişeyle acıma duygusu iç içe geçmiş. Köy merkezinden birkaç dakikalık yürüyüşle sınıra ulaşmak mümkün.
'ZULMÜN TANIĞIYIZ'
Sınır ise küçük bir dere olan Rezve Deresi. Köy sakinleri özellikle son dönemde geçmeyi başaran ancak Bulgar görevlilerce Türkiye'ye geri gönderilen göçmenlerin içler acısı halini konuşuyor. Sınır hattında konuştuğumuz köy muhtarı Hayrettin Buğdaycı, "Son dönemde Bulgar polisleri yakaladıkları göçmenlere uyguladıkları şiddeti artırdı. Daha geçtiğimiz gün gördüğü şiddet sonrası mide kanaması geçiren bir göçmen köye sığındı" diyor.
Köy sakinlerinden Serkan Öcaf ise tanık oldukları manzaraların insanlık dramı olduğunu söylüyor. Öcaf, "Bir göçmenin ayağı kırılmıştı. Endişeliyiz ve içimiz acıyor. Kapılarımızı kilitlemeden uyuyamıyoruz. Hasan Kaçan da, Bulgaristan'ın göçmenlere zulüm yaptığını belirterek, "Bu olayları gözlerimizle görüyoruz. Bulgaristan'ın yaptığı zülmün birebir tanığıyız" diye konuştu.
İlçede yürütülen operasyonlarda, 2015'te yasa dışı yollardan Bulgaristan'a geçmeye çalışan 4 bin 292 göçmen Göç İdaresi'ne teslim edilirken, organizatör oldukları iddia edilen 92 şüpheliden 37'si cezaevine gönderildi. Kasım 2016 itibariyle 3 bin 250 göçmene müdahale edilirken, 43 şüpheliden 31'i organizatör olduğu iddiasıyla tutuklandı. Ancak bazı köy sakinlerinin iddialarına göre, ilçedeki göçmen trafiğini önlemeye yönelik tedbirlerde bazı eksiklikler göze çarpıyor. Yalnızca 9 polis ve 20 jandarmanın görev yaptığı ilçede göçmen gruplarına müdahale edilirken zorluk çekildiği öne sürülüyor.
'PARALARINI ALMAK İÇİN KADINLARI ÇIRILÇIPLAK BIRAKIYORLAR'
Bir diğer sınır köyü 30 kişinin yaşadığı Karacadağ. Köy muhtarı Necdet dikmen, birkaç ay önce yaşadığı olayı anlatırken duygulanıyor. Dikmen, Bulgar polisince çoğunluğu kadın olan sığınmacıların paralarını alabilmek için neredeyse çırılçıplak bırakıldığını belirterek, "Köyün yakınında karşılaştık. Kadınların üzerinde neredeyse hiç kıyafet yoktu. Hemen köy sakinleri kıyafet verdik onlara" diyor. Sınırdaki insanlık dışı olaylardan biri ise Yeşilce köyü sakinlerinden öğretmen Aydın Güre tarafından bizzat fotoğraflanmış. Yakın dönemde köy yolunda bir grup göçmenle karşılaştığını anlatan Güre, "Çok ciddi darp edilmişlerdi. Bu da yetmezmiş gibi üstlerine başlarına sakladıkları en ufak değerli eşyaları alabilmek için neredeyse çırılçıplak soyulmuşlardı. Bu vicdanlara sığmayan bir gerçeklik. Bulgar mezalimi" sözleriyle yaşanan trajediyi anlatıyor.
Demirköy Belediye Başkanı Muhlis Yavuz, ilçelerinde son 3 yıldır ciddi bir göçmen hareketliliği yaşandığını aktarıyor. Sınırı geçmeyi başaran göçmenlerin kötü muamelelere maruz kaldıklarının bilindiğini kaydeden Yavuz, "Tekrar Türkiye'ye gönderilen göçmenler yaşadıklarını güvenlik güçlerimize çok sık anlatıyor. Paralarının alındığından ve dövüldüklerinden bahsediyorlar. Göçmen kaçakçılığına karşı kamu görevlileri yoğun gayret sarf ediyor. Ama göçmenlerde serbest dolaşım kartı var. Sınıra kadar çok rahat gelebiliyor" diyor.
İlçedeki toplum sağlığı merkezinde görevli bir hemşire ise yaşananların başlıca tanıklarından. İsmini paylaşmak istemeyen sağlık çalışanı, özellikle son 3 yılda darp edilmiş sayısız göçmene müdahale ettiklerini belirterek, "Son dönemde yaralı olarak gelen göçmenlerin sayısı arttı. Bulgar güvenlik güçlerince maruz kaldıkları darp sonrası yaralandıklarını öne sürüyorlar. Çok sayıda köpek ısırılması vakasına da müdahale ettik. İddialar Bulgar polis köpeklerinin saldırdığı yönünde" diyor.
Demirköy'de geçen hafta başında yaşanan bir başka olayda 7-8 kişilik Afgan bir göçmen grubu, Bulgaristan'da maruz kaldıkları kötü muameleyi bizzat aktardı. İngilizce yaşadıklarını aktaran Afgan göçmen, "Çok uzun bir yolculuk yaptık. Avrupa'ya gitmek istiyoruz. Bulgaristan tarafında bizi yakaladılar. Bulgar polisi cep telefonlarımızı, paralarımızı, her şeyimizi aldı. Çok ağır şiddet gördük. Tekrar Türkiye'ye gönderildik. Türk insanı çok iyi, asker çok iyi. Bize yardım etmelerini istiyoruz" dedi.
Bulgaristan'da ırkçı grupların sıklıkla sığınmacı karşıtı protestolar düzenlediği biliniyor. Yakın dönemde çekilen bir videoda da ırkçı bir grubun, üç Afgan sığınmacının ellerini arkadan bağlayarak, yere yatırdığı görüntülenmişti. Görüntülerde ırkçı gruptan bir kişinin bozuk bir İngilizce ile "Türkiye'ye dönün, buraya gelmeyin" dediği duyulurken Bulgaristan güvenlik güçlerinin ırkçı gruplara göz yumduğu ise sınırda çokça dile getiriliyor.