İnsan Hakları Derneği (İHD) Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyesi Sebla Arcan, Cumhuriyet gazetesinin yanında olduklarını, çünkü Cumhuriyet Gazetesinin basın özgürlüğü demek olduğunu o nedenle burada bulunduklarını söyledi. Cumhuriyet Gazetesiyle dayanışma için burada olduklarını belirten Arcan, şunları kaydetti: "Gözaltında kaybedilenlerin aileleri ve kayıplar için mücadele eden insan hakları savunucuları olarak, basın özgürlüğün değerini en çok biz biliyoruz. Cumhuriyet bizim yanımızdaydı, biz Cumhuriyet'in yanındayız. Bu nedenle Özgür Gündem, İMC TV, TV 10, Hayatın Sesi bizim yanımızdaydı, biz onların yanındayız. Cumhuriyet çalışanlarının yanında olduğumuz için bugün buradayız."
#TeslimOlmayız VİDEO — 'Cumartesi Anneleri'den Cumhuriyet'e destek: Ne biz susrarız ne de basın susar https://t.co/grTFSleBaA pic.twitter.com/KWZmClQYQJ
— cumhuriyet.com.tr (@cumhuriyetgzt) November 1, 2016
Diyarbakır'da 1995'de gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun ise, "Bir kayıp yakını, bir Cumartesi Annesi olarak şunu söylüyoruz, bu ülkeyi yönetenler bunu görmeli. Bugüne kadar yanımızda olan basın kuruluşlarının hepsini kapatmış bir Cumhuriyet gazetesi kalmıştır. Bizim yanımızda oldukları için biz de onların yanındayız. Bizim sesimizi dünyaya duyuran bütün gazetecilerin yanındayız" ifadelerini kullandı.
İstanbul'da 1 Kasım 1980'de gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Hayrettin Eren'in kız kardeşi İkbal Eren Yarıcı ise şunları söyledi: "Biz 36 yıl önce bu mücadeleye başladığımızda yanımızda sadece Cumhuriyet gazetesi vardı. 21 yıl önce Galatasaray meydanında Cumartesi Anneleri, kayıp yakınları olarak oturmaya başladığımızda yine yanımızda Cumhuriyet gazetesi ve bir sürü muhalif medya kuruluşu vardı. Bizim gözümüz, kulağımız oldular."