Sözcü gazetesinden Asuman Aranca'nın haberine göre Evrim'in ifadesi şöyle:
"Hulusi Akar'ın üs karargahına geldiğini öğrendim. Yanımdakilere komutanı karşılamam gerekir dedim. Karargah bölgesine gittim. Üs bölgesinde dışarıda 10-15 civarında MAK ve SAT komandoları vardı. Üs komutanı odasına girdiğimde Akar, Akın Öztürk, Mehmet Dişli, Kubilay Selçuk, Ömer Faruk Harmancık ve 2-3 sivil kişi oturuyordu. Odaya girdiğimde kimsenin eli bağlı değildi. İçeride bulunanlarda da silah yoktu.
'BİR KARIŞIKLIK VAR'
Akar, toplumun tüm kesimlerinden oluşacak bir konsensusla rahatsız olunan konuların çözülebileceğini söyledi. Hatta Akar'ın, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu gibi kişilerle, muhalefetle, STK'larla ve kanaat önderleriyle bu konuların konuşularak çözüme kavuşturulabileceğini söylediğini de hatırlıyorum. Ben de ev sahibi olmam nedeniyle Akar'a 'Bu söylediğiniz iktidar partisi, muhalefet, STK veya kanaat önderlerinden görüşmek istediğiniz varsa, telefonla bağlatabiliriz' dedim. Akar'a hiçbir şekilde 'Sizi kanaat önderimiz Gülen'le görüştürebiliriz' diye teklifte bulunmadım. Bir karışıklık var."
'ÖKSÜZ ÜSTE YANINDAKİLERLE KONUŞUYORDU'
"143. Filo'nun gazino bölgesinde ilk defa Adil Öksüz'ü gördüm. Çünkü resimlerini daha sonradan basından takip ettim. Öksüz'ü gördüğümde yanındakilerle konuşuyordu.
Yurtta Sulh Konseyi ya da Yurtta Sulh parolasını o akşam hiç duymadım. Darbe merkezi olarak neden Akıncı Üssü'nün seçildiğini bilmiyorum. (Telsiz kayıtlarının darbeci Hakan Evrim'e dinletilmesi üzerine) Saat 22.22'de ‘Yurtta Sulh diyen helikopterlerin bizden olduğunu' kuledeki Mustafa Erez'e söyledim. Her ne kadar daha önce Yurtta Sulh parolasını duymadığımı söylesem de 143. Filoda bulunanlar bana bunu kuleye iletmemi söyledikleri için ilettim.”