TBMM Başkanlığı'na sunulan Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısında yargılama usullerine ilişkin önemli düzenlemeler yapıldı. Ergenekon ve Balyoz gibi çok sanıklı dava süreçlerini de dikkate alan hükümetin özellikle 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin davaları da düşünerek bu düzenlemeleri gündeme getirdiği ifade edildi. Hükümet tasarıda yer alan bu değişiklere ilişkin ana gerekçesini de ‘hızlı yargılama' olarak ifade etti. Tasarı da hızlı yargılama gerekçesiyle yapılan değişikliklerden bazılar
DURUŞMALAR İL SINIRLARI İÇİNDE BAŞKA BİR YERDE YAPILABİLECEK
İDDİANEME VE BELGELER BÜTÜNÜYLE OKUNMAYACAK, ANLATILACAK
Tasarı ile CMK'nın ‘duruşmanın başlaması' başlıklı 191. maddesi de değiştiriliyor. Buna göre, artık iddianame veya kamu davası açan belge, duruşmanın başında bütünüyle okunmayacak; yer alan suçlamanın dayanağını oluşturan eylemler ve deliller ile suçlamanın hukuki nitelendirmesi anlatılacak. Düzenlemenin gerekçesi ise tasarıda, "Terör ve örgütlü suçlar başta olmak üzere, kapsamlı dosyalarda bu bölgelerin bütünüyle okunması oldukça uzun süreler almakta, bazı davalarda bu aşamanın geçilmesi ayları bulmaktadır. Bu durum, sebep olduğu zaman maliyetiyle, yargılamaları makul süre eşiği bakımından zorlamaktadır" denildi. Gerekçede, mevcut olan diğer hükümlerin sanığın hakkında açılan kamu davasının mahiyeti ve içeriği hakkında detaylı biçimde bilgilendirilmesi bakımından yeterli güvenceleri içerdiği ifade edildi.
KARŞI OY GEREKÇESİNİN DAVA DOSYASINA KONULMASI
KAÇAK ŞÜPHELİLERİN MALLARINA EL KONULABİLECEK
Tasarıda, hakkındaki adli takibatı sonuçsuz bırakmak için kaçan veya saklanan şüphelilerle ilgili düzenlemeler de yer aldı. Buna göre ceza yargılamasında kovuşturma aşamasındaki kaçak kişilere yönelik düzenleme ve yargılama usulü, soruşturma evresinde de uygulanacak. Düzenlemenin gerekçesinde ise, hakkındaki adli takibatı sonuçsuz bırakmak için kaçan veya saklanan şüpheliler bakımından uygulama sahasının genişletilerek, adli soruşturmaların akamete uğratılmaması ve süratle sonuçlandırılmasının amaçlandığı anlatıldı.
Tasarıya göre, kaçak sanığın Cumhuriyet Savcısı'na başvurmasını sağlamak amacıyla, Türkiye'de bulunan mallarına, hak ve alacaklarına amaçla orantılı olarak sulh ceza hakimliği kararıyla el konulabilecek ve gerektiğinde idaresi için kayyum atanacak. Bu tedbirin uygulanacağı suçlar arasında anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar da yer alacak.
Tasarıda cezaevi personeliyle ilgili de önemli bir değişiklik yer aldı. Buna göre yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları ile diğer kapalı ceza infaz kurumlarının yüksek güvenlikli bölümlerinde kalan tutuklu ve hükümlülerle ilgili olarak ceza infaz kurumlarında düzenlenen tutanaklara, ilgili görevlinin açık kimliği yerine sadece sicil numarası yazılacak. Bu kapsamdaki kurum görevlilerinin ifadesine başvurulması halinde çıkarılan davetiye veya çağrı kağıdı görevlinin iş yeri adresine tebliğ edilecek. Bu kişilere ait ifade ve duruşma tutanaklarında adres olarak sadece işyeri adresi gösterilecek. Düzenlemenin gerekçesi ise tasarıda, "Söz konusu önlemler, özellikle örgütlü suçlardan tutuklu ve hükümlü bulunan kişilerle ilgili işlemlerde kurum personelinin güvenliğini sağlamaya yöneliktir" denildi.