BM’nin 1 Ocak 2017’de göreve başlayacak yeni Genel Sekreteri Antonio Guterres, dünyadaki çatışmaları çözme girişimlerinin temel önceliklerinden biri olduğunu ifade etti.. Ama örgütün daha önce Ortadoğu’da arabulucu olma ve bu bölgeye barış getirme çabalarının tümü mahcubiyetle sonuçlanmıştı. Batı, kendini hukuk çerçevesi içinde dizginlemek istemedi, Rusya da ABD ile uzlaşamadı. Bu yüzden yeni genel sekreterin kimliği ne olursa olsun BM’ni önümüzdeki yıllarda reformların beklediğinden bugün kimse şüphe etmiyor.
Rusya Devlet Başkanlığı Finansal Üniversitesi’nden siyaset uzmanı Doç. Dr. Gevorg Mirzayan, Antonio Guterres’in gerçekten de BM’yi yöneteceği yönünde umudu olduğu için Rusya’nın bu seçimi memnuniyetle karşıladığını belirterek, “Rusya, etkili bir kurum olarak seçimini BM’den yana yaptı” dedi. BM’nin eline, kurulduğu sırada aldığı işlevlerin en azından bir kısmını geri alma fırsatının geçtiğini belirten Mirzayan, şunları söyledi:
“Küresel yönetim mekanizmasının ayrılmaz bir parçası olmak bağlamında, BM’nin bugün gerçekten de Antonio Guterres düzeyinde deneyimli bir yöneticiye ihtiyacı var. Reform yapabilecek ve amaçlarına ulaşacak bir yöneticiye. Bu açıdan halihazırda, başbakanlık deneyimine sahip Batı Avrupa temsilcisi daha uygun bir isim. Gerçi her şey ona bağlı değil. Belki süreçleri başlatan isim olmayacak ama süreçler başlarsa en azından doğru yönde ilerletebileceği umudu var.
‘ABD, BÜTÜN SORUNLARLA AYNI ANDA BAŞA ÇIKAMADIĞINI KABUL ETMELİ’
Elbette eğer ABD, BM’nin güçlendirilmesine onay verirse… Vermeleri gerekiyor çünkü ABD’nin şu anda birçok sorunla aynı anda başa çıkamadığını görüyoruz. Ama bunun için öncelikle bu gerçeği kabul etmeleri gerekir.”
İki kutuplu mücadele sona erdikten sonra BM’nin görevinin değiştiğini dile getiren Mirzayan, örgütün daha diplomatik hale geldiğini, genel sekreterin işlevinin ise büyük güçlerin pozisyonları arasında manevra yapma ve BM’yi müzakere platformu olarak işletme göreviyle kısıtlı kaldığını söyledi. Antonio Guterres’in bu ataleti aşabileceği yönde bir umudun doğduğunu belirten uzman, şöyle devam etti:
“BM, mevcut şekliyle kimseye yaranmıyor, yine de ülkeler bu şekildeki bir örgütle birlikte yaşamaya hazır. Ancak jeopolitik sorunları ve mevcut krizleri çözmek için BM yönetiminin siyasi iradesi olmalı. 2. Dünya Savaşı öncesindeki anlaşmalara göre, BM çerçevesi içinde barış gücü operasyon karargahının ve bu operasyonları yürütecek BM ordusunun kurulması öngörülüyordu. Mavi kasklar değil, gerçek ordu. Ama savaş sonrası iki kutuplu mücadele başladı ve bu mücadele kapsamında artık bu orduya ihtiyaç kalmadı. Şimdi bu kurumun canlandırılması yerinde olurdu. Ama yine de bir dizi soru var. Örneğin ABD ve diğer ülkelerin onayıyla ilgili, bu ordu hangi gerekçeyle oluşturulabilir ve nerede asker toplayacak? Askerler ölecekse kim sorumlu olacak? İhtiyaçları hangi fonlardan karşılanacak ve silahlarını kim sağlayacak. Bu çok karmaşık bir konu.”
‘ABD, DÜNYANIN TEK KUTUPLU KALAMAYACAĞINI ANLIYOR’
BM, uzun süre boyunca sadece Genel Kurul kürsüsünden tüm üye ülkeler önünde konuşma fırsatı verecek kadar değerliydi. Ama Irak işgali sırasında ABD açık açık BM Güvenlik Konseyi’ni görmezden gelince bu imajı zarar gördü. Aynı zamanda ABD’nin bugün tek başına dünyayı yönetme yetersizliği, Washington tarafından da fark edildi. Bu yüzden ne kadar istemeseler de dünyanın artık tek kutuplu kalamayacağını kaydeden Mirzayan, “ABD gerçekten de bunu anlıyor ama henüz kabul etmeye hazır değil. Muhtemelen ABD’nin yeni idaresi bunu itiraf etmek zorunda kalacak. Zira ABD tek bir lokal savaşı bile kazanamaz hale geldi. Bunun için gereken askeri araçlara sahip olmadığından değil, siyasi irade eksikliği ve karmaşık jeopolitik çatışmaları kazanma imkanları olmaması nedeniyle. Bu durumda herkes tek kutuplu dünyanın sonu geldiğini çok iyi anlıyor. Rusya bunu söylemekle yetinmeyip bunu uygulamada sergiliyor” yorumunda bulundu.
ABD Başkanı Barack Obama bu hafta Antonio Guterres’i arayarak yeni göreve atanması vesilesiyle kutladı. Obama, “ABD, BM’nin bir dizi küresel sorunu çözme çabalarını desteklemeye devam edecek” dedi. Bu durumda, yeni genel sekreterin uluslararası platforma sadece ABD’nin sesini yayınlamayacağı umudu var mı? Yeni genel sekreterin bazı ABD yanlısı açıklamalarda bulunacağı ihtimalini dışlamayan Mirzayan, “Bu normal, çünkü ABD bugün en güçlü ülke. Ama her halükarda Rusya, gelecekte herhangi reform ihtiyacı doğarsa yeni BM Genel Sekreteri’nden laf değil eylem bekliyor. Yeni genel sekreter tamamen bunu yapacak yetenekte. En azından Rusya böyle umuyor” dedi.