Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi'nin dernek lokalindeki söyleşine katılan Bakan Çelik, gazetecilerin 15 Temmuz darbe girişi soruşturması ve tarım politikasıyla ilgili sorularını yanıtladı. Darbe girişimine ilişkin soru üzerine Bakan Çelik, örgütün faaliyetlerini sinsice sürdürdüğünü anlatırken, "Bir gerçek var ki bütün siyasi yapılarla muhatap olmuş. 28 Şubat'ta belki de aktif rol almış bir örgüt yapısı" diye konuştu. Sinsi örgütün yapısının son yıllarda belirginleşmeye başladığını da kaydeden Bakan Çelik, şöyle devam etti:
"Bu sinsi örgütün faaliyetleri belirginleşmeye başlamıştı. Her alanda bütün sivil toplum alanlarında ayrı örgüt kurmaları hepimizi düşündürüyordu. Her alanda ne gerek var. Bütün yelpazeyi temsil edecek olan sendika vardı. Yeni sendika kurdular. Her kişiye uygun bir platform oluşmuş şekilde. Sağlık çalışanlarının çalışmaları da ipucu veriyordu. Bu tabi illegal ama legal yapılanma içerisinde illegali göremediğiniz legalliği ile muhatap olduğunuz bir sinsi örgüt"
'EVİN İÇİNDE BİR ÖRGÜT'
Türkiye'nin beklemediği bir darbe türüyle karşı karşıya kaldığını kaydeden Bakan Çelik, şöyle konuştu:
FETÖ mensuplarının 15 Temmuz öncesi haberleşmede kullandığı 'Bylock' programıyla ilgili soruları da yanıtlayan Bakan Çelik, şöyle devam etti:
"Bu her telefona uygulanan bir şey değilmiş. İki örgüt mensubunun görüşmesiyle oluşan alt yapısı var. Siz bir yerin amirisiniz. Sizin altınızdaki personel üzerinden örgütlenme tabloları söz konusu olabiliyor. ByLock ile ilgili kesin olan şeyler var. Bazıları tereddüt götürmeyecek şekilde örgütün mensubu olduğu açık. Teknik düzeyde ilgili kurumların üzerinde çalıştığı bir konudur. Ayıklanan boyutları da var. Yanlışın oluşmaması konusunda çalışmalar var."
'BİZ DARBE YAPMADIĞIMIZ İÇİN BİLMİYORUZ
Bakan Faruk Çelik, yabancı basında çıkan bazı haberlerde yeniden darbe olacağı iddialarının hatırlatılarak, "Hükümet çevresinde tekrar darbe girişimi olabilir anlamında kaygı duyulan bir konu var mı?" sorusuna şu karşılığı verdi:
"Biz darbe yapmadığımız için bilmiyoruz. Uzman olanlar bu işleri bilirler. Bu açıdan ve benzer yorumlar ve değerlendirmeler yapılıyor. Bunlar 15 Temmuz'da bir kulvar belirlemişlerdi. Şimdi sancılarını yaşıyorlar. Avrupalı yetkililer de 40 gün sonra demokrasi nutukları atmaya çalışıyorlar. Maşalarla maşaları arkadan tutuşturanlar hedefe varamamanın sancılarını yaşıyorlar. Bugün Cumhurbaşkanımızın üzerine basa basa üstünde durduğu dik duruşun altında Türkiye'nin bağımsızlık anlayışı var. Türkiye bağımsız ama her defasında Türkiye'nin işlerine burnunu sokanları da biliyoruz. Dünyanın hangi açıdan bakarsanız bakın ciddi sorunları var. Dünyada 800 milyon insan aç. 1 milyar insan da yoksun. 600 milyon insan da obez. Böyle bir dünya var. Bunu biz oluşturmadık ki. Her şeye hükmeden ülkelerin ortaya çıkardığı bir insan tablosudur bu. Sıcaklık artıyor, çevre sorunları büyüdü de biz büyütmedik bunları. Çözeceğiz diyenler büyüttü. 7 milyar insanı şu anda binbir türlü sorunla bırakanlar 5 ülkenin dünya insanlığına bakışından kaynaklı diyebiliriz."
Darbe girişiminin olmaması halinde geçen temmuz ayında gerçekleştirecekleri projelerin olduğuna dikkat çeken Çelik, şu anda her seçimde gündeme motorin fiyatlarının geldiğini anlatırken şöyle dedi:
"Mazotun yüzde 50'sini devlet, yüzde 50'sini çiftçi kardeşimiz verecek. Türkiye'de bitsel üretim konusunda yaptığımız toplantılarda tarım ve hayvancılık olarak Türkiye'nin fotoğrafını çektik. Avrupa Birliği tarıma genel bütçede yüzde 40 destek veriyor. Gelecekteki savaşların kaynağı toprak kapma olacak. Tahribatın sonunda varacağımız gıda savaşları olacak. Türkiye'yi 941 havzaya ayırdık. Örnek verecek olursak Bursa'nın 17 ilçesi var, nerede ne ekilecek bunları çalıştık. İlgili ürünleri ekerseniz destek var. Ekmezseniz destek yok. Şuraya mısır ekmeyeceksiniz diyoruz, ekerseniz TMO o ürünü almayacak. Herkes kendi kafasına göre üretim yapmayacak. Hangi ürün hangi havzada daha değerli olur onu gerçekleştirme sistemine geçiyoruz. Pamuk üretimi önümüzdeki yıl 2 buçuk, 3 milyon ton olacak. Bu kendi toprağımıza ihtiyaç duyduğumuz ürünleri üretmek için atılan bir adımdır. Bir karış toprak aç kalmayacak. Benim 100 dönüm arazim var, ekemiyorum diyenlere de düzenleme getiriyoruz. Mutlaka ekilecek, siz etmeyeceksiniz sizin yerinize ekilip, hesabınıza para yatırılacak."
Her yıl 400-500 bin büyükbaş hayvan ithal edildiğini, kırmızı et ihtiyacının arttığını kaydeden Bakan Çelik, şunları ekledi:
"Turist var, et ihtiyacı artıyor. Türkiye 1 milyon 300 ton et üretiyor bir yılda. 12 aylık bir hayvanı getirip, 6 ay besleyip kesiyorsunuz. Bunun adı hayvancılık değil. İthal bir süre daha devam edecek. Eskiden çocuk ölümleri vardı, şimdi de 400 bin buzağı ölüyor bakım olmadığı için. Veteriner arkadaşlarımız var. Bakarsanız ithalata ihtiyaç duymazsınız. 400 bin buzağı ölmeyecek, ilave olarak 31 damızlık merkezi kuruluyor. Bu merkezler olmadan hayvancılığı yaygın hale getiremezsiniz. Ben kendi geçimimi rahat yapmak istiyorum diyenlere her türlü imkan önüne konuldu. Meralar burada, terk edilmiş. Hayvancılığı sürekli yapacak olan vatandaşa meraları tahsis etmek gerekecek. 2017 ortalarında atılması gereken adımlar atılmış olacak."
Çelik, bakanlık görevi bittiğine Bursa'da siyasi bir görev istemeyi düşündüğü sorulunca, "Bursa'dayız zaten ailem de Bursa'da. Aktif siyaseti bırakmışsam düşünmüyorum. Bu seçimde benim müracaatım yoktu. Bu dönem memlekette nitelikli arkadaşlar var. Siyasetten ayrılacak olursam sizlerle beraber anılarımızı konuşacağız. Ben şehri yaşayan bir insanım. Bursa'yı çok iyi bilirim. Faruk Çelik üzerinde Bursa'da yoğun bir şey var. Ben Amerika'ya Avrupa'ya taşınsam birileri Faruk Çelik üzerinde siyaset yapacak. Ne kadar şeyler yazıldı. Ben kimsenin ekmeğiyle oynamadım. Benim için o kadar çok şeyler yazıldı ki. Neler konuştunuz, buyurun ben karşınızdayım. 30 yıldır buradayım. Bunu söyleyemeyeceksiniz ama arkamdan konuşuyorsunuz. Benim kırgınlığım yok ama abuk subuk yazıları görmemezlikten gelen ikinci bir siyasetçiyi ben bilemiyorum. Onları ben bir ara toplatacağım, bir araya koyacağım. Ben bunları hak etmediğim düşüncesindeyim. Hesap sorun haklı çıkartın ben siyaseti bırakacağım" dedi.