Sırbistan’da yapılan araştırmalar, 2001 yılında kaldırılan idam cezasının yeniden getirilmesine yönelik referandum yapılması durumunda ülke nüfusunun yüzde 58’inin 'Evet' oyu kullanabileceğini gösteriyor.
Sputnik’e konuşan sosyolog Sandra Radenovic, idam cezasına yönelik desteğin son 10 yılda neden en yüksek seviyesine ulaştığı konusunda değerlendirmede bulundu.
'MEDYA ÖFKEYİ PROVOKE EDİYOR'
Radenovic, son zamanlarda ülkede üç yaşındaki bir kız çocuğunun tecavüz edilip ödürülmesi gibi üzücü olayların halk arasında öfkeye neden olduğunu ve ayrıca medyanın da bu öfkeyi provoke ettiğini söyledi.
'BASIN AHLAKININ TEMEL KURALLARI İHLAL EDİLİYOR'
Radenovic, "Toplum çok çabuk hararetlenip, basının bu tarz skandal haberleri kasıtlı olarak vermesinden dolayı provoke oluyor. Bu Sırp halkı için tamamen yeni bir yaklaşım. Basın ahlakının temel kuralları ihlal ediliyor. Toplum kesinlikle kamuya açılmaması gereken, yalnızca soruşturma altında tutulması gereken haberlerin bombardımanına tutuluyor. Duygusal olarak elbette suçlu konusunda, yapılması gereken konusunda aklımıza gelen ilk şeyi söylüyor, ilk tepkiyi veriyoruz. Bu doğal, ancak böyle düşüncelerle hepimiz giderek daha kötü suçlulara dönüşüyoruz" diye konuştu.
'İDAM ETİK BİR MESELE'
Radenovic ayrıca, "İdam cezası bir etik meselesi, yaşamın ne kadar değerli olduğu ya da bir yaşamın bir başkasınınkinden daha çok ya da daha az değerli görülüp görülmediğiyle ilgili bir konu" dedi.
'İNSANLARIN HAYATTA KALMA İÇGÜDÜSÜ AĞIR BASIYOR'
Öte yandan kriminolog Zlatko Nikolic de konuyla ilgili şunları söyledi:
"Ölüm cezası 2001 yılında kaldırıldı, ancak insanların kafasında hep oldu. Zira suçlulardan korkuyor, nefret ediyorlar ve katiller, pedofiller, uyuşturucu satıcıları için en yüksek tedbirlerin alınmasını istiyorlar. Merhamet kararsız bir duygu, değişken ve insanın hayatta kalma içgüdüsünün öne çıktığı anda devrede olmaz. İnsanlar çocukları ve kendi hayatları için savaşmaya hazırlar. Böyle anketler yapıldığı sırada insanların merhamet duygusunu akıllarına getirmemesi, doğarken sahip oldukları hayatta kalma içgüdüsünün ağır bastığını gösteriyor.”