ABD’nin, 15 yıl önce El-Kaide’nin New York’taki Dünya Ticaret Merkezi’ne yönelik saldırısına yanıt olarak Afganistan’a girdiğini hatırlatan eski Talibanlı, “İşgalin ayrıntıları hala sisle kaplı. Bu konuda çok sayıda kitap ve makale yazıldı ama çoğu sorunun yanıtı bulunamadı. Açık olan tek şey Afganistan zan altında kaldı ve ABD’nin gazabını üzerine çekti” dedi.
“(ABD’li diplomat) Zalmay Khalilzad bana, ‘11 Eylül olmasaydı, ABD’liler Afganistan’a saldırmak için başka bahane bulurdu’ demişti. Onun söylediği gibi, Başkan (Bill) Clinton buna yanaşmıyordu ama George W. Bush iktidara gelir gelmez Khalilzad’ı yanına çağırarak Afganistan’la ilgili karar alma zamanının geldiğini söylemiş. ABD, öncelikle Usame Bin Ladin’e karşı av başlattı. Onu bulup yok etmek istiyorlardı. Böylece Afganistan’ı teröristlerin elinden kurtaracaklarmış.
‘ABD, AFGANİSTAN’IN MÜSLÜMAN ÜLKELERE ÖRNEK OLMASINI İSTEDİ’
Diğer hedefleri, Afganistan’da, gelecekte diğer Müslüman ülkelere örnek olacak bir hükümet kurmakmış. Üçüncüsü, Afganistan’ın ekonomisini ve sanayi altyapısını onarmak, ülkeyi ekonomik refaha kavuşturmakmış. Dördüncü hedefleri, afyon ekinlerini yok etmek ve terör için hayati öneme sahip finansman kaynağı olan uyuşturucu trafiğini bozmakmış.”
ABD’nin verdiği hiçbir sözü tutmadığını kaydeden Müjdah, “Afganlar bugün de sıkıntılara katlanmak zorunda kalıyor. Onbinlerce Afgan asker ABD’liler tarafından öldürüldü. Neden? Bin Ladin’in Afganistan’da değil Pakistan’da yok edilmesi de bir paradoks” dedi.
‘ABD’LİLER İŞLER KÖTÜYKEN GÜLÜMSEYİP ZAFER İLAN ETTİ’
Afganistan’a ‘demokrasi ithalinin’ gerçekleşmediğini söyleyen eski Taliban üyesi, “2001’den bu yana yapılan tüm seçimlerde çok az sayıda vatandaş katıldı. ABD’liler ise işer kötüyken gülümseyip Afganistan’da demokrasinin zafer kazandığını ilan ediyorlardı. Son seçimler, mevcut cumhurbaşkanını Afgan halkının değil, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın atadığını gösterdi. Mevcut hükümeti, halkın sadece yüzde 17’si desteklemişti” yorumunda bulundu
ABD’nin Afgan ekonomisini onarmak için yatırdığı milyarlarca doların nereye gittiğinin de meçhul olduğunu kaydeden Müjdah, “ABD’nin verdiği para ve silah nereye gitti? Tüm bu soruların yanıtı yok. Washington para ve silah Afganistan’a gönderildi diyor ama tam olarak kime belli değil. Örnek vereyim. ABD’liler Afganistan’ın İtalya’dan 20 bombardıman uçağı alması için garantör oldu ama bu uçaklar terörle mücadele operasyonuna dahil edilmedi ve sonuç olarak hurdaya satıldı” dedi.
‘EN BÜYÜK SORUN UYUŞTURUCU KAÇAKÇILIĞI’
Afganistan’ın en büyük baş ağrısının uyuşturucu kaçakçılığı olduğunu söyleyen Müjdah, “Bu konudaki istatistiği kendi imkanlarımızla toplamaya çalışmamız ilginç. Zira bunu yapmak çok zor. (Dönemin Taliban lideri) Molla Ömer, 2001’de, afyonu yasaklamıştı. 2002 istatistiğine göre, afyon üretimi 30 bin 400 ton olarak gerçekleşmişti. Bu rakam sonraki yıllarda hep arttı. 2003’te 30 bin 600, 2004’te 40 bin, 2005’te 40 bin 100 ton” ifadelerini kullandı.
‘ABD, DÜNYAYI YENİ BİR SAVAŞA SÜRÜKLEYECEK’
ABD’nin dış politika taktiğinin bir gün dünyayı Üçüncü Dünya Savaşı’na getireceğini söyleyen Müjdah, “Afganistan’a bakarak ABD’lilerin uyguladığı sistemin, barışa karşı mücadele sistemi olduğunu görüyoruz” diye kaydetti.