'IŞİD'İ MUSUL'DAN DA TEMİZLEYEBİLİRİZ'
Çavuşoğlu, İspanya ve Türkiye'nin 'dost ve müttefik' ülkeler olduklarını vurguladığı toplantıda, ayrıca Irak'ın Musul kentinde yaşanan duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çavuşoğlu, "Oradaki Sünni Musul halkının birbirinden tehlikeli olan Şii milisler ile DAEŞ arasında seçim yapmak zorunda bırakılmaması gerekiyor" diyerek şöyle konuştu:
"Burada farklı ülkelerin, özellikle müttefik ülkelerin de gerek peşmerge gerekse Irak güçleri olsun eğit donat çalışmaları yürüttüğünü biliyoruz. Dolayısıyla koalisyon içindeki ülkelerin buradaki kuvvetleri de bizim Cerablus'ta yaptığımız gibi buradaki yerel güçlere destek verebilir ve sonuçta DAEŞ'i Musul'dan da temizleyebiliriz. Biz bugüne kadar DAEŞ'e karşı her türlü mücadelenin içinde yer aldık, aktif katılım sağladık. Musul'da da DAEŞ'e karşı mücadelede her türlü desteği vermeye hazırız."
'AMACIMIZ IŞİD GİBİ TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI MÜCADELE ETMEK VE ONLARI YENİLGİYE UĞRATMAK'
Türkiye ve İspanya'nın, IŞİD'e karşı koalisyon içinde aktif rol oynadığını ve yanı sıra Uluslararası Suriye Destek Grubu'nun içinde olduklarını belirten Çavuşoğlu, amaçlarının IŞİD gibi terör örgütlerine karşı mücadele etmek ve onları yenilgiye uğratmak, Suriye, Irak, Libya gibi ülkelerde de siyasi çözüm yoluyla istikrarı ve barışı geri getirmek olduğuna işaret etti.
Terörle mücadele için kararlı ve iyi bir stratejiye sahip olmak gerektiğini dile getiren Çavuşoğlu, IŞİD'e karşı bugüne kadar yapılan mücadelede istenilen sonucu elde edememelerinin sebebinin de sonuç odaklı bir stratejinin olmaması olduğuna dikkati çekti.'
Cerablus'tan güneye doğru başlatılan IŞİD'e karşı operasyonun ne kadar önemli sonuç verdiğini gördüklerini anlatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Karadan yapılan operasyonlarla DAEŞ'i kısa sürede yenilgiye uğratabileceğimizi de hep beraber anlamış olduk. DAEŞ'i Irak ve Suriye'den temizleyebilmek için bu kararlı adımları atmaya devam etmeliyiz. Aynı şekilde 125 ülkeden yabancı terörist savaşçı bugüne kadar DAEŞ'e katıldı. Bizim aldığımız tedbirlerle bu sayıda ciddi bir azalma oldu. Dolayısıyla bu geçişleri durdurmak, kaynak ülkelerin de bu konuda daha ciddi tedbirler alması gerekiyor.
'ÜÇÜNCÜ YÖNTEM, IŞİD'İN İDEOLOJİSİNİ ÖLDÜRMEKTİR'
Üçüncü bir yöntem ise DAEŞ'in ideolojisini öldürmektir. DAEŞ İslam dinini kullanarak terör faaliyetlerinde bulunuyor. Oysa bizim dinimiz barış dinidir. İslam'ın anlamı da barıştır. Hep birlikte Türkiye'nin yaptığı gibi, DAEŞ'in kanlı bir terör örgütü olduğunu iyi vurgulamamız gerekiyor ve gelip de DAEŞ'e katılmak isteyen insanlara da yaşadıkları ülkelerde bunu çok iyi anlatabilmemiz gerekiyor."
Bakan Çavuşoğlu, Musul'daki duruma ilişkin bir soru üzerine, bir operasyonu planlarken, öncesini operasyonun kendisini ve sonrasını planlamak gerektiğini dile getirdi. Cerablus'ta sürdürülen mücadelenin başarısının ortada olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Daha sonra buranın güvenliğini de o bölgenin insanları temin edebilir. Esasen başarının sebebi de bu, yani yerel sahiplenme çok önemli. Biz aynı anlayışın Musul'da da olmasını istiyoruz. Bu en gerçekçi yaklaşımdır" şeklinde konuştu. Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Cerablus'taki başarılar Musul'dakilerin de kendine olan güvenini geri getirmiştir. Bu en gerçekçi yaklaşımdır. Dışarıdan Şii milislerin operasyona dahil edilmesi, daha sonra onların burada kalması Musul'a barışı ve huzuru getirmez; tam tersi orta ve uzun vadede maalesef o bölgenin sorunları artarak devam eder. Oradaki Sünni Musul halkının birbirinden tehlikeli olan Şii milisler ile DAEŞ arasında seçim yapmak zorunda bırakılmaması gerekiyor. Bizim orada, Başika Kampında eğitip donattığımız yerel güçler, Musul'un kendi insanları. Dolayısıyla bu yerel güçlerin de DAEŞ'e karşı operasyona katılması, operasyonun başarısı için önemli."
İspanyol mevkidaşım Jose Manuel Garcia-Margallo’yu ağırladık.Gündemimiz ikili ilişkiler,terörle mücadele,Irak,Suriye pic.twitter.com/in41ysrLIM
— Mevlüt Çavuşoğlu (@MevlutCavusoglu) 7 Ekim 2016
'İSPANYA İLE SİYASİ İLİŞKİLER MÜKEMMEL DÜZEYDE'
15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından Türkiye'ye verdikleri destek için İspanya'ya teşekkürlerini ileten Çavuşoğlu, bugünkü görüşmede FETÖ ile ilgili bilgileri paylaştığını ve İspanya'da FETÖ'ya bağlı kişiler ve gruplarla ilgili ellerindeki bilgileri sunduğunu ifade etti. Çavuşoğlu, bu konuda iki ülkenin ilgili kurumlarının daha yakın temas içinde konuyla ilgili gerekli adımları atacaklarını söyledi.
İspanya ile siyasi ilişkilerin mükemmel düzeyde olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, ikili ticaret hacminin 10 milyar doların üzerine çıktığını ve sürekli arttığını vurguladı. İspanya'nın Türkiye'deki yatırım miktarının da arttığını dile getiren Çavuşoğlu, bu konuda potansiyeli gördüklerini ve bu çerçevede görüşmelerinde işbirliğini daha da geliştirmek için ortak iradeyi belirttiklerini aktardı.
'HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA MEDENİYETLERARASI İTTİFAKA İHTİYACIMIZ VAR'
İki ülkenin Medeniyetlerarası İttifak Dostlar Grubu'nun eş başkanlığını yürüttüklerini hatırlatan Çavuşoğlu, "Maalesef başta Avrupa olmak üzere farklı olanlara hoşgörüsüzlük, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, anti semitizm gibi hepimizi tehdit eden akımlar giderek artıyor ve aşırı ırkçı partiler giderek desteğini artırıyor. İşte tam böyle bir durumda her zamankinden daha fazla medeniyetlerarası ittifaka ihtiyacımız var. Dolayısıyla İspanya ile Türkiye'nin bu konudaki işbirliğinin bundan sonraki süreçte artarak devam etmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
MARGALLO: TÜRKİYE'YE GELİŞİMİZDEKİ BİRİNCİ AMAÇ, TÜRK HALKINA OLAN DESTEĞİMİZİ GÖSTERMEKTİR
İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Garcia-Margallo ise konuşmasında darbe girişimine ilişkin "Türkiye'ye gelişimizdeki birinci amaç İspanyol halkının Türk halkına olan desteğini göstermektir" dedi.
Margallo, iki ülkenin aynı zamanda Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşması çerçevesinde işbirliği bulunan stratejik ortaklıkları olduğunu da dile getirdi.
İspanya'nın Türkiye'ye her zaman destek olduğunu ifade eden Margallo, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik sürecini desteklemeye devam edeceklerini kaydetti.
İki ülke ilişkilerinin güvenlik, terörle mücadele, ticaret ve dostluk gibi çok boyutlu alanlarda ilerlediğini belirten Margallo, bu kapsamda iki ülke içişleri bakanlıklarının gelecek günlerde teröre karşı savaş konulu bir toplantı düzenleyeceklerini anlattı.
Ekonomik ilişkilerin şu an için arzulanan seviyede olmadığını ancak fırsatları değerlendirerek bunun yukarı çekilebileceğini bildiren Margallo, iş kapasitesinin artırılabileceğini söyledi.
İspanya'nın Afrika ve Latin Amerika'daki mevcut ticari faaliyetlerine dikkati çeken Margallo, bu bölgelerde de Türkiye ile işbirliğinin ilerletilebileceğini vurguladı.
Darbe girişimi konusunda İspanya'da geçici Başbakan ve Halk Partisi (PP) lideri Mariano Rajoy'un da Türkiye'ye desteğinin altını çizen Margallo, "Şunu tekrarlamak istiyorum ki Türkiye'ye gelişimizdeki birinci amaç İspanyol halkının Türk halkına olan desteğini göstermektir" dedi.
İspanya'nın da iç terörizm sorunu bulunan ülkelerden biri olduğunu ve Avrupa'da da zaman zaman terör probleminin yaşandığını anımsatan Margallo, "Bir kere daha aslında terörizmin uluslararası bir mesele olduğunu da söylemek gerekiyor" diye konuştu.
Sığınmacılar konusunda Türkiye'nin çok önemli rol oynadığına dikkati çeken Margallo, yakın zamanda gerekli çözüm adımlarının atılması temennisinde bulundu.
Türkiye ile AB arasında Suriyeli sığınmacılara yönelik imzalanan anlaşma konusunda Margallo, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye, insani yardım alanında gerçekten çok büyük bir rol oynadı. Üstüne düşen vazifeyi fazlasıyla yerine getirdi. Bu anlaşma kapsamında bu durumun daha da iyiye gideceğini düşünüyoruz. İspanya da aslında geri planda olmakla birlikte yapmış olduğu finansal yardımla yine göçmenlere desteğini gösterdi."
Vize serbestisi konusunda Avrupa Konseyi'nde tartışılan beş kriterden birinin 'anti-terörizm maddesi' olduğunu hatırlatan Margallo, tüm kriterler yerine getirildikten sonra gerekli işlemlerin başlayacağını dile getirdi.
IŞİD'e karşı işbirliğinin de altını çizen Margallo, İspanya'nın da bu mücadele içerisinde bulunduğunu, Irak, Suriye, Musul ve Halep'teki gelişmelere çözüm bulunmasını istediklerini aktardı.
Bu bölgelerde yaşayan insanların korunması ve insani yardımların ulaştırılması için acil ve kalıcı çözüm bulunması gerektiğine dikkati çeken Margallo, çözümün silah bırakma, bombalamaların durması, yardımların temin edilmesi, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterliği'nin acil eylem planı oluşturması ile diyaloğun kurulması ve geliştirilmesi adımlarından oluşacağını belirtti. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) acil çözüm çağrısında bulunan Margallo, şöyle devam etti:
"Ben bu fırsatı değerlendirerek buradan sizler aracılığıyla BMGK'ya bir çağrıda bulunmak istiyorum. Artık acil olarak bu duruma bir çözüm bulunması gerekiyor. BMGK'nın bu alanda bir çözüm üretmesi gerekiyor. Çünkü bu aşamaya kadar binlerce insan zaten hayatını kaybetti. Ve biliyoruz ki ölenlerden 100 bin tanesi çocuk. O yüzden de bu konuda daha fazla beklemeden acil ve kesin bir çözüme ihtiyaç var."
'TERÖRE KARŞI, SAVAŞTA ÖZEL MAHKEMELER KURULMALI'
Margallo ayrıca teröre karşı savaşta özel mahkemeler kurulması ve suçluların burada yargılanması önerisini de dile getirdi.
IŞİD'e karşı yürütülen savaşta ilişkilerin nasıl derinleştirilebileceği sorusuna cevaben Margallo, İspanya'nın kolluk gücü, diplomasi ve istihbarat anlamında her zaman Türkiye'nin yanında ve işbirliğine hazır olduğunu bildirdi.
İspanya'nın da terörizm sorunu yaşamış bir ülke olması sebebiyle 'kardeş ülkesi' Türkiye'yi çok iyi anladığını ve siyasi olarak da yanında olduğunu söyleyen Margallo, bu konudaki işbirliğinin yakın bir şekilde devam edeceğini kaydetti.
Ülkesindeki seçimlerle ilgili kendisine yöneltilen bir soruya ise seçimin 31 Ekim'de sonuçlanarak koalisyon çalışmalarının da hızlanacağını umduğunu ifade eden Margallo, iki siyasi partinin de ülke çıkarlarını kendi çıkarlarından önde tutarak İspanya'nın faydasını gözeten ortak bir zeminde buluşacaklarından emin olduğunu sözlerine ekledi.