Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken, gazetecilere açıklamalarda bulundu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Adalet Bakanlığı'nın çeşitli konulara ilişkin gelişmeleri Bakanlar Kurulu'na taşıdığını bildiren Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Bunlardan biri cezaevlerindeki son durumun gözden geçirilmesi, darbecilerin mahkeme yargılama süreçleriyle ilgili gelişmelerin paylaşılması ve özellikle de FETÖ lideri Feto'nun, bu ikisini de birbirinden ayırt ederek konuşmak lazım, Türkiye'ye iade edilmesiyle ilgili Bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalar. Bunlardan biliyorsunuz 15 Temmuz öncesinde Feto'nun iadesiyle ilgili 4 dosya, 4 dosya ABD makamlarına sunulmuştu. 15 Temmuz'dan sonra da Feto'nun tutuklama talebiyle ilgili hazırlanan dosya Amerikan makamlarına 10 Eylül 2016 tarihinde takdim edildi. Amerikan makamları da e-mail ortamında bu belgelerin alındığını, bu dosyanın alındığını 23 Eylül 2016 tarihinde Türkiye'ye bildirdi."
'DİKKATLİCE MÜZAKERE ETTİK'
Kurtulmuş, Fırat Kalkanı operasyonunun, Suriye'nin bütünlüğünün ve Türkiye topraklarının IŞİD başta olmak üzere, PYD ve benzeri ‘terör' örgütlerinin saldırılarından korunması, Suriye'nin kuzeyinde bir ‘terör' koridorunun oluşmasının önlenmesi, milli birlik ve menfaatlerin korunması amacıyla yapıldığını vurguladı.
‘OPERASYON BİZİM AÇIMIZDAN BAŞARILI BİR ŞEKİLDE DEVAM ETMEKTE
Fırat Kalkanı operasyonunun, Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanarak yaptığı bir harekat olduğunu kaydeden Kurtulmuş, şu görüşlerini paylaştı:
"Burada Özgür Suriye Ordusu'nun unsurlarına Türkiye destek vermektedir. Bu çerçevede operasyon bizim açımızdan başarılı bir şekilde devam etmektedir ve operasyonun ilk günü söylediğimiz kırmızı çizgilerimizin tamamı devam etmektedir. Dolayısıyla Fırat Kalkanı ile ilgili sürdürmüş olduğumuz bu mücadele, özellikle DAEŞ'le ilgili bir mücadeledir ve kararlılıkla sürdürülecektir. Bu bölgenin DAEŞ'ten temizlenmesi, bu bölgenin bir güvenli bölge haline gelmesi ve Cerablus halkının olduğu gibi diğer şehirlerinin halklarının da kendi memleketlerine, kendi şehirlerine güvenli bir şekilde geri dönmesini sağlamak öncelikli hedeflerimizdendir. Ayrıca Suriye ve Irak'taki IŞİD'e karşı sürdürülen operasyonlarda Musul ve Rakka ile ilgili muhtemel operasyonlar konusundaki pozisyonumuz da net ve açıktır. Türkiye, DAEŞ'in Suriye ve Irak'taki siyasi istikrarsızlık ve dağınıklığın bir sonucu olduğunu, sebebi olmadığını başından beri her platformda ifade ediyor. Bunun için bu bölgenin bütünüyle terör örgütlerinden temizlenmesi için uluslararası koalisyonla iş birliği halinde her türlü adımı atmaya hazır olduğunu ifade ediyor. Ancak bununla birlikte Türkiye'nin başından itibaren söylediği bir başka husus daha var, Suriye, Suriye halkınındır."
Olası Musul ve Rakka operasyonlarında yerel unsurların sahada olmasının gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, şunları söyledi:
"O şehrin unsurlarından oluşan mukavemet birimlerinin sahada olması, uluslararası koalisyonun da bu mukavemete, yerli unsurlardan oluşan mukavemete destek vermesi meselenin aslıdır. Türkiye bu çerçevede Rakka ve Musul operasyonları ve diğer operasyonların yürütülmesini düşünür ve bu çerçevede de oradan DAEŞ çıkarılırken oraların başka bir terör örgütüne bırakılmasını da asla kabul etmez, buna müsamaha etmez.
‘ABD'DEN YPG UNSURLARININ FIRAT'IN DOĞUSUNA ÇEKİLMESİNİ SAĞLAMASINI BİR KERE DAHA TALEP EDİYORUZ'
Dolayısıyla PYD'nin Musul ve Rakka operasyonlarında esas unsurlardan biri olarak görülmesi Türkiye tarafından kabul edilebilir bir husus değildir. Türkiye'nin bu operasyonların içinde yer almasının temel şartlarından biri PYD/YPG unsurlarının bu operasyonlarda asla yer almamasıdır. Bu da ilgili muhataplarımıza defaatle bildirilmiştir. Suriye ve Irak'taki DAEŞ ile mücadele kapsamında ilgili gruplara, ittifak içinde olduğumuz unsurlara sürekli olarak hatırlattığımız bir husus ise Menbiç cebinin temizlenmesi, terör örgütlerinin tamamından temizlenmesidir. Bu çerçevede evet, önemli bir kısmı çekilmiştir ama hâlâ o bölgede PYD/YPG unsurlarının bir kısmının var olduğunu biliyoruz ve özellikle ABD'den bu konuyla ilgili olarak verdikleri sözleri yerine getirmesini ve buradaki PYD/YPG unsurlarının Fırat'ın doğusuna çekilmesini sağlamasını bir kere daha talep ediyoruz."
Toplantıda, Milli Eğitim Bakanlığı'yla ilgili de sunum yapıldığını bildiren Kurtulmuş, "Milli Eğitim Bakanlığımızın Ekim ayının 9'unda mülakatla 20 bin öğretmeni daha alacağını bir müjde olarak ifade etmek isterim" diye konuştu.
‘OHAL HAYIRLI UĞURLU OLSUN'
Bakanlar Kurulu'nda devam eden Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasının da ele alındığını aktaran Kurtulmuş, şunları söyledi:
DİYARBAKIR, VAN VE MARDİN'E KAYYUM ATANACAK MI?
Bir basın mensubunun, "Tüm terör örgütleriyle mücadele kapsamında geçtiğimiz günlerde 28 belediyeye kayyum atanması olmuştu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır, Van ve Mardin'e yeni görevlendirmelerinin olabileceğine dair işaret verdi, 'müfettişlerin incelemesi sürüyor' dedi. Bu 3 ile görevlendirmelerin olması söz konusu mu?" sorusuna Kurtulmuş, şu yanıtı verdi:
"FETÖ mensubu olduğu, özellikle PKK mensubu olduğu için görevden alınan daha doğrusu yerlerine vekil atanan, kayyum tabiri yerine de 'belediye başkan vekili' tabirini kullanmamız daha doğrudur, belediye başkanı görevden alınarak vekil atanan 30 belediye vardır. Bu belediyelerin her birisi ya PKK terörüne verdikleri açık destek dolayısıyla bir kısmı da FETÖ örgütüyle irtibatları ve iltisakları dolayısıyla görevden alındılar, yerlerine vekiller atandı. Eğer ihtiyaç duyulursa terör örgütleriyle, herhangi birisiyle irtibatlı ve iltisaklı olduğu ortaya konulan, gerçek olduğu bilinen ve eldeki somut verilerle değerlendirmesi yapılan belediye başkanları hakkında da gerekli kararlar alınır. Bu Türkiye'nin teröre karşı verdiği mücadelenin tabii bir sonucudur. Bunları yaparken de hükümet olarak bunları 'keyifle, zevkle yapıyoruz' demiyoruz."
"Yozgat Valiliği aldığı kararla ildeki içkili mekanların kapatılmasına yönelik adım attı. Bu konu Bakanlar Kurulu'nda gündeme geldi mi, siz nasıl değerlendiriyorsunuz, hükümetin bu konuda çalışması ve yaptırımı olacak mı?" sorusuna Kurtulmuş, "Hayır, bu konu gelmedi. Zaten herhalde İçişleri Bakanlığı bu konuyla ilgili gerekli çalışmaları yapar. Bakanlar Kurulu'muzun gündemine gelmedi." karşılığını verdi.
‘ALMAN YETKİLİLER GELİP TÜRKLERİN YÖNETİMİNDEKİ İNCİRLİK ÜSSÜ'NÜ DENETLİYOR DEĞİLLER'
Gerek NATO kapsamındaki anlaşmalar, gerekse ikili anlaşmalar çerçevesinde bazı ülkelerin buradaki üsten Türkiye'nin verdiği izin çerçevesinde yararlandığını anlatan Kurtulmuş, "İncirlik'te Alman askerleri var. Alman askerler de karşılıklı anlaşmalar ve NATO çerçevesinde burada bulunuyorlar. Türkiye'nin vermiş olduğu bu izin tamamen Alman yetkililerin Alman askerleri denetlemesiyle ilgili bir meseledir. Bunun üzerinden bazılarının yanlış kanaat ve yorumlarla kamuoyunu meşgul etmesini asla istemeyiz. Alman yetkililer gelip Türklerin yönetimindeki İncirlik Üssü'nü denetliyor değiller ya da Türklerin yetkisinde olan bu üsle ilgili bir rapor hazırlayacak değiller. Burada tamamıyla kendi askerlerini denetleme ve onlarla görüşme çerçevesinde aldıkları bir karardır" diye konuştu.
Kurtulmuş, Meclis'te kurulacağı iddia edilen KHK Komisyonu'nun çalışma kapsamının nasıl olacağı yönündeki bir soru üzerine de şu değerlendirmeyi yaptı:
"KHK çıkarma yetkisi OHAL kapsamında bütünüyle hükümete aittir. Bizim burada yapmak istediğimiz, eğer diğer partilerin bu konularda görüşleri, tespitleri varsa bunların bildirilmesidir ve bu sürecin daha düzgün, daha iş birliği içerisinde yürütülmesini temin etmektir. Yoksa burada bir yetki devri değil, yetki tamamıyla hükümetin elinde olan bir yetkidir."