Genel Kurul, 26. Dönem 2. Yasama Yılı'nın açılışının ardından, Irak ve Suriye'ye sınır ötesi operasyon konusunda hükümete verilen yetkinin süresini 30 Ekim 2017'ye kadar uzatılmasına ilişkin Başbakanlık Tezkeresi'ni görüştü.
Hükümet, gruplar ve kişisel konuşmaların ardından yapılan oylamada tezkere, AK Parti, CHP ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.
Oylama öncesinde hükümet adına Milli Savunma Bakanı Fikri Işık konuştu. Türkiye’nin Suriye’den sınırlarına yönelik tehditlere karşı kendini korumasını ‘meşru müdafaa’ olarak tanımlayan Işık, şunları söyledi:
“Bu kapsamda; ülkemizin müteaddit uyarılarına rağmen hudutlarımız içine atışlarına devam eden Suriye ordusu ile DEAŞ'a Türk ordusu tarafından uluslararası hukuk ve mütekabiliyet prensibi çerçevesinde cevap verilmektedir. Bugün burada süresini bir yıl daha uzatmayı takdirlerinize sunduğumuz tezkere ile yetki vermeniz halinde söz konusu cevap misliyle verilmeye devam edilecektir. Hükümetimize yetki veren tezkerenin uzatılması, terör tehdidinin kalıcı bir şekilde ortadan kaldırılması amacıyla yürütmekte olduğumuz kapsamlı ve çok boyutlu faaliyetleri destekleyecek, ayrıca hem bölücü terör örgütünün, hem de DEAŞ'ın olası eylemlerine yönelik caydırıcı bir unsur olmaya devam edecektir.”
Tezkerenin, IŞİD karşıtı koalisyona dahil olan ABD, Almanya, Danimarka, Katar ve Suudi Arabistan'a ait insanlı ve insansız hava araçlarının Türkiye’ye konuşlandırılmasına da izin verdiğini kaydeden Işık, şöyle devam etti:
“Malumunuz olduğu üzere 60'ın üzerinde ülke ve uluslararası kuruluş DEAŞ'la mücadele amacıyla oluşturulmuş uluslararası koalisyona katkı yapmaktadır. Türkiye de bu uluslararası koalisyonun önemli bir üyesidir. Koalisyon'un en somut eylemi Irak ve Suriye'de DEAŞ'a karşı devam eden hava harekatıdır. Ülkemiz uluslararası koalisyonun faaliyetleri çerçevesinde çeşitli ulusal kaynaklarını gerekli gördüğü ölçüde seferber etmektedir. Bunun için gerekli yasal altyapı mevcuttur. Bu vesileyle, DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle kalıcı ve etkin mücadelenin, ancak Suriye'deki çatışma ortamının bir an önce gerçek bir siyasi dönüşümle sona erdirilmesiyle mümkün olacağına dair görüşümüzü bir kez daha ifade ediyorum.”
CHP grubu adına konuşan Öztürk Yılmaz ise geçen yılki ve bu yılki tezkere arasında metin olarak tek farkın, geçen sene ‘DAEŞ ve benzerleri’ olan ifadenin bu defa ise ‘DAEŞ ve diğer terör grupları’ olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin bölgeyle ilgili fahiş hatalar yaptığının altını çizen Yılmaz, ÖSO üzerinden Suriye'nin şekillendirilmesi düşüncesinin de büyük bir yanılgı ile sonuçlanacağına dikkat çekti. Bugün Suriye'de tek kazançlının PYD olduğunu ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:
“Türkiye'nin Fırat Kalkanı Operasyonu öncesinde Suriye'deki derinliği, Kilis ile Azez arasındaydı. Yaklaşık 7-15 kilometre arasındaydı. Bu operasyonla da derinlik 98 kilometreye çıkarıldı. Tartıştığımız operasyon 15 kilometreden 90 kilometreye çıktı. Bizi dinlemeyeceksiniz ama görev olarak bunu bir kez daha söylemek isteriz; Suriye'de Esad saplantısından lütfen vazgeçin, Irak'ta ise Sünni korumacılık refleksinden vazgeçin. Orduyu değil Rakka'ya, Musul'a, Şam'a ve Bağdat'a bile gönderseniz bu ancak askeri bir operasyon, başarılı bir operasyon olarak kalır. Sizin Suriye ve Irak'ta hem Suriye'nin, hem Irak'ın toprak bütünlüğüne ilişkin maalesef daha geniş bir stratejiniz yok. Olmayan stratejiyi lütfen geliştirin. En önemli konu bu iki ülkenin de toprak bütünlüğüdür.”
Yılmaz, ne kadar kötü olurlarsa olsunlar, Suriye'de ve Irak'ta toprak bütünlüğünü sağlayacak yegane iki unsurun Suriye'de Şam yönetimi, Irak'ta ise merkezi hükümet olduğunu kaydetti.
Oturumda MHP grubu adına söz alan isimse Antalya milletvekili Mehmet Günal’dı. Fırat Kalkanı operasyonunda hükümet destek veren Günal, “Huzurun ve barışın gelmesi, bölgenin sükunete kavuşması ve insani dramların sona ermesi için Fırat Kalkanı operasyonu, hedefleri sınırlı olmakla birlikte önemli bir adımdır. Bu adımın her iki ülkenin de bütün terör örgütlerinden temizlenmesi için devam etmesi gerektiği kanaatindeyiz” dedi.
Türkiye'nin bir taraftan IŞİD, diğer taraftan ise PKK ile istikrarsızlaştırılıp bir iç savaşa sürüklenmek istendiğini dile getiren Günal, bunun önlenmesi için Türkiye sınırları dışında yuvalanan bu terör yapılarının yok edilmesinin gerektiğini belirtti.
Suriye’nin IŞİD’den temizlemesinin elzem olduğunu ancak bunun hem PKK’nın hem de yeni terör gruplarının bölgede hakimiyet elde etmesine yol açmayacak şekilde yapılması gerektiğini savunan Günal, şunları söyledi: “Dolayısıyla PKK/PYD’nin etkinlik kurduğu alanlar da temizlenmeli, sınırımızın hemen dibindeki Afrin de bu temizliğe dahil edilmelidir. Fırat’ın doğusunda PKK’nın özgürce terörist faaliyetler içinde bulunmasına izin verilmemelidir. IŞİD ve PKK/PYD/YPG gibi örgütlerden Suriye temizlendikten sonra nasıl bir Suriye’nin kurulacağına Suriye’deki insanlar karar vermelidir.”