Rusya Hava-Uzay Kuvvetleri, Suriye'deki meşru hükümeti destekleme konusunda önemli bir rol oynamasına rağmen, teröristler üzerindeki nihai zafer henüz uzak görülüyor. Bununla birlikte siyasi çözüm konusunda da herhangi bir ilerleme kaydedilmedi: Suriye hükümeti ile muhalefet arasında Cenevre'de yapılan müzakereler nisan ayında başarısızlıkla sonuçlandı ve yeni tur görüşmelerin yapılıp yapılmayacağı henüz belli değil.
Suriye krizinde bölgedeki durum üzerinde mutlak nüfuzu bulunan ülkeler arasında anlaşmazlıklar yaşanıyor. Moskova ve Washington arasında yapılan son ateşkes anlaşması, tüm anlaşmazlıkların ortadan kaldırılması için bir umut ışığı olurken, ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun Deyr Ez Zor'daki Suriye mevzilerine saldırısı, işbirliğinin güçlendirilmesine yönelik çabaları neredeyse tümüyle heba etti.
RUSYA SADECE ASKERİ DEĞİL İNSANİ ALANDA DA ÇABA GÖSTERDİ
Askeri alanda yoğun faaliyetlerini sürdüren Rusya, ateşkes ve insani yardım konularında da önemli çalışmalar gerçekleştirdi. Rusya'nın Suriye'deki ateşkes izleme merkezi, çeşitli grupları ve yerleşim birimlerini ateşkes sürecine dahil etmek için büyük çaba sarf ederken, 670'den fazla yerleşim biriminin ateşkese katılması sağlandı.
MOSKOVA, KISMİ ÇEKİLMEDEN SONRA YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ SÜRDÜRDÜ
14 Mart 2016'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye'deki Rus birliklerinin bir kısmını geri çağırdı. Ancak Rusya, Suriye hükümetine silah ve askeri teçhizat tedarik etme, Suriyeli askerleri eğitme taahhüdünü yerine getirmeye devam etti. Lazkiye'de Hmeymim Üssü ve Tartus limanındaki donanma tesisi, operasyonel seviyede hizmet vermeyi sürdürürken, S-400 füze savunma sistemleri ve Pantsir hava savunma sistemleri, ülkedeki Rus askerlerini korumak üzere faal olmaya devam etti.
Moskova'nın desteklediği Suriye ordusu, Şam'ın taşralarını ele geçiren cihatçıları başkentten çıkarmayı başardı. Rus uçakları, Palmira ve Şeyh Miskin'in kurtarılmasına, ayrıca Şam muhaliflerinin Suriye'deki bazı kentlere yönelik saldırılarının durdurulmasına ciddi katkı sundu.
Rusya Hava-Uzay Kuvvetleri'nin operasyonları, Moskova'nın başta Washington olmak üzere diğer başkentlerle tam kapsamlı işbirliği yapamaması nedeniyle birtakım zorluklarla da karşılaştı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, 9 Eylül'de Suriye için yeni bir ateşkes anlaşması yapıldığını açıkladı. Uluslararası toplumun anlaşmayla ilgili beklentileri yüksekti ancak 17 Eylül'deki Deyr Ez Zor saldırısı bunları boşa çıkardı. 83 askerin öldüğü olaydan sonra ABD Savunma Bakanlığı, saldırının hatayla gerçekleştiğini ve asıl hedefin IŞİD olduğunu savunmasına rağmen, saldırının ardından cihatçıların Suriye ordusuna yönelik taarruzları arttı.
19 Eylül'de Halep yakınlarında BM insani yardım konvoyuna yapılan saldırı da ateşkes için bir test niteliğindeydi.
Batılı ülkeler, 21 kişinin öldüğü ve 18 TIR'ın zarar gördüğü saldırı nedeniyle Rusya'ya suçlamalar yöneltti. Suçlamaları reddeden Rusya Savunma Bakanlığı, ABD'ye ait Predator insansız hava aracının olay sırasında bölgede bulunduğunu ve olaydan yarım saat sonra bölgeden ayrıldığını duyurdu.
SİYASİ ÇÖZÜM KONUSUNDAKİ BELİRSİZLİK DE OLUMSUZ ETKİ EDİYOR
Suriyeli taraflar, Putin'in kısmi çekilme talimatının ve yeni ateşkes ilanının ardından nisan ayında Cenevre'de yapılan müzakerelerde de anlaşma sağlayamadı ve Riyad destekli muhaliflerin oluşturduğu Yüksek Müzakere Komitesi masayı terk etti. O zamandan bu yana müzakere süreci çıkmazda bulunurken, BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'nın müzakerelerin yeniden başşlayacağına dair sözlerine rağmen, bu konuda olumlu bir gelişme yaşanmadı.
ABD'NİN BAŞARISIZLIĞI BİR DİĞER ETKEN
Öte yandan Moskova, ateşkes sürecinin başarısız olmasının bir diğer nedeni olarak ABD'nin ılımlı muhalifleri Fetih El Şam (El Kaide'den ayrılmadan önceki adıyla El Nusra Cephesi) ve IŞİD militanlarından ayırt etmedeki etkisizliğini gösterdi. 9 Eylül'de tarihli anlaşmada Washington, Fetih El Şam militanlarına karşı koyulması gerektiğini kabul ederken, Lavrov'a göre ABD, gerçekte Fetih El Şam'ın karşısında yer almıyor.