Uyuşturucu mafyasının çok tehlikeli ve etkili bir düşman olduğunu belirten Kolotov, Sputnik’e yaptığı açıklamada, “Filipinler’in nüfusu 100 milyonu geçiyor. Yaklaşık üçte biri de uyuşturucu bağımlısı. Güvenlik sistemi ve devlet kurumlarındaki yolsuzluğun yüksek düzeyde olduğu dikkate alınırsa, devlet başkanı halka uyuşturucu satıcılarını öldürme çağrısı yapmak zorunda kaldı” dedi.
Uyuşturucu mafyasının şimdiden büyük zarara uğradığını kaydeden Kolotov, “Memurlar ve polisler arasındaki suç ortakları da zarar gördü. Duterte’ye karşı darbeye katılabilirler, belki de kendileri darbeyi planlayabilirler” yorumunda bulundu.
Filipinler’deki ABD üslerinin jeopolitik önemi gibi başlıkların da dikkate alınması gerektiğini ifade eden Rus uzman, “ABD’nin askeri varlığının olduğu ülkelerin iç ve dış politikasına etki yapma imkanı olduğu artık bir aksiyom haline gelmiş. Washington’un istemediği devlet başkanlarını siyasi arenadan kaldırmaya çalıştığı sayısız olay bilinmekte” diye konuştu.
‘DUTERTE BAĞIMSIZ HAREKET EDİYOR, ABD’NİN HEDEFİ OLUYOR’
Sputnik’e konuşan Rus güvenlik uzmanı Yevgeniy Mihaylov da Duterte’nin eylemlerinin Batı ve ABD’nin anlayışına sığmadığını belirterek, şunları söyledi:
“Filipinler Devlet Başkanı kontrol altına alınamıyor ve bağımsız hareket ediyor. Böyle liderler, hükmetmeye ve kendi kurallarını dayatmaya alışık ABD’nin hedefi haline geliyor. Elbette anarşi ve suçun hüküm sürdüğü ülkeleri yönetmek Batı için daha kolay. Kontrollü kaos, ABD’nin sevdiği bir taktik. Çamurlu suda balık yakalamak daha kolay. ABD’nin Pasifik bölgesindeki üstünlüğünü daha da artırma amacıyla Filipinler’i sallama ve Devlet Başkanı Duterte’yi yıkma çabasında olmasına şaşırmam.”
‘FİLİPİNLER LİDERİ DIŞ MÜDAHALEDEN RAHATSIZ’
Duterte’nin tehdidin farkında olduğundan emin olan Kolotov, “Hiç şüphesiz riske girdi ama ne için?” diye sordu. Filipinler’de yüz binlerce kişi uyuşturucu çetelerin elinden ölürken ABD ve Batı’nın sustuğunu hatırlatan Kolotov, “Ama halk kendini korumak için ayaklanırken bu ülkeler ve sözde ‘hak savunucuları’ hemen kızmaya başladı. Yani suçlular insanları öldürürken herkes susuyor, ama insanlar suçlulara karşı geldiğinde bu protestoya neden oluyor. Elbette Filipinler’in güçlü ve iddialı lideri, dış müdahaleden rahatsız” dedi.
Uyguladığı politikalarla ABD ve Batı’nın tepkisini çeken Duterte’nin ülkenin dış politikasının yönünü Rusya ve Çin’e çevirme niyetini açıklaması dikkat çekici. Filipinler’in lideri, önümüzdeki ekim ayında Çin ve Rusya’yı ziyaret etmeyi planlıyor. Duterte, öngörülemez politikasının sonucu olan düşük ekonomik puanlarını dert etmediğini belirterek, “Reytinglerin canı cehenneme. Filipinler’i Rus ve Çinlilere açacağım. Burada iş yapsınlar. Ticaret anlaşması imzalayacağız” ifadelerini kullanmıştı. Filipinler lideri, devletin geleneksel olarak korumacı politika yürüttüğü telekomünikasyon ve havacılık sektörlerini yabancı şirketlere açma sözü de verdi.
‘ÜSLERİN KAPANMASI ABD’NİN KONUMUNA BÜYÜK DARBE OLUR’
Duterte’nin yaptığı açıklamalarının çok duygusal olduğunu belirten Kolotov, “Nelere yol açacağına, durumun nasıl gelişeceğine bakacağız. Devlet Başkanı duygu dolu niyet açıklamalarıyla yetinecek mi yoksa Pekin ve Moskova’ya somut teklifler ve projeler mi getirecek? Ancak Filipinler’in, ‘Asya’ya dönme’ politikasını ilan eden ve Japonya’dan Avustralya’ya füze savunma sistemini oluşturan ABD’nin gücünü gösterebildiği ülkelerden biri olduğu gözardı edilemez. Yani eğer Filipinler tamamen ABD askeri üslerinden kurtulursa bu ABD’nin konumuna büyük bir darbe olur. Ülkenin tam bağımsızlığı kazanma yönünde atılan büyük bir adım olur. Zira ABD askeri varlığının olduğu bir ülke bağımsız sayılamaz. Bunu Japonya örneğinde iyi görüyoruz” dedi.