CEMAL: 1993'TE BİLE BANA SORUŞTURMA AÇILMADI
Hasan Cemal ifadesinde şöyle dedi: "Ben 47 yıllık gazeteciyim bu gazetecilik sürem içerisinde muhabirlikten başlayıp genel yayın yönetmenliğine kadar bir çok faaliyette bulundum. Özgür Gündem isimli gazetenin genel yayın yönetmenliğini de gazetecilik dayanışması olarak kabul ettim. Türk gazetecileri ne kadar özgürse Kürt gazetecileri de o kadar özgür olur anlayışına sahibim. Özgür Gündem genel yayın yönetmenliğini yapmış olmam bütün yayınların içeriğini kabul etmiş olmam anlamına gelmez ancak düşünce özgürlüğü kapsamında herkesin fikrini açıklayabileceğini kabul eden biriyim. 47 yıllık gazetecilik hayatımda Kürt meselesinin neredeyse bütün aşamalarında bir gazeteci olarak yaşadım. Kendim Kandil'e gittim burada örgüt yöneticileri ile görüştüm. 1993 yılında Beka'da Abdullah Öcalan ile görüştüm bu görüşmeler sonrasında bile hakkımda çeşitli dedikodular çıkmasına rağmen hiçbir soruşturma yapılmamıştır. Gazetecilik faaliyetlerinin temel hedefi barışı yakalayabilmektir suçlamaları kabul etmiyorum suçsuzum."
Mehmet Güç ise ifadesinde şunları söyledi: "Ben günlük yayın yapan Özgür Gündem isimli gazetenin 22 Mayıs 2016 tarihli nüshasının genel yönetmeniydim. Soruşturmaya konu yazıların basın ve düşünce hürriyeti kapsamında kaldığı kanaatindeyim. Suçlamaları kabul etmem, suçsuzum ben gazeteden çıkacak yazı ve haberleri görmüştüm ancak gazetenin baskısını görmeden gazeteden ayrılmıştım."
MATER: DAYANIŞMA AMAÇLI GİTTİM
Nadire Mater, savcıya, 2001'den beri yayınlanan BİA Medya Gözlem Raporları ile İPS İletişim Vakfı Yayınları'ndan çıkan İfade Özgürlüğünün 10 Yılı kitabını verdi ve ifadesinde şöyle dedi:
"Ben gazetecilik yapmaktayım. İPS İletişim Vakfı yönetim kurulu başkanıyım aynı zamanda bianet.org haber sitesinde danışman olarak çalışıyorum. Gazetecilerle dayanışma amaçlı olarak Özgür Gündem'e gittim. 1 günlük eş yayın yönetmeni olarak bulundum. Halkın haber alma hakkı ve gazetecilerin haber yapma özgürlüğüne inandığım için bu kampanyaya katıldım. Haber toplantısına da katıldım. Ancak tüm haberleri okuma imkanım olmadı. Ben yayınlanan haberlerin basın ve düşünce özgürlüğü kapsamında olduğu kanaatindeyim. Suçlamaları kabul etmiyorum."
Tuğrul Eryılmaz ise, ifadesinde şunları söyledi: "Yaklaşık 40 yıldır gazetecilik yapmaktayım. Gazeteciler Cemiyeti etik kurulu üyesiyim. Ben gazetecilerle dayanışma amacıyla Özgür Gündem'e gittim. Halkın haber alma hakkı ve gazetecilerin haber yapma özgürlüğüne inandığım için bu kampanyaya katıldım. Gazetecilik anlayışım bunu gerektirir. Bütün derdim mesleki dayanışmaydı."
27 Haziran'da Nadire Mater, Yıldırım Türker, Tuğrul Eryılmaz, Faruk Balıkçı ve Veysi Altay ifade için Çağlayan Adliyesi'ne gitmiş ancak savcı Gökhan Yolasığmaz makamına gelmemişti.
Cemal, Mater, Eryılmaz ve Güç, savcıya ifade vermelerinin ardından adliyeden ayrıldı.