'DÜNYA LİDERLERİ FIRAT KALKANI'NA BÜYÜK İLGİ GÖSTERDİ'
"Terörün küresel bir tehdit olduğuna, teröre karşı güç ve kararlılıkla savaşılmasına dair evrensel bir mutabakat olduğu halde teröristlerin kim olduğu konusunda anlaşmazlıklar bulunuyor. Uluslararası toplumun Suriye'deki savaşı durdurmada ve DAEŞ terörü tehdidini yok etmede başarısız olması jeopolitik güç gösterisi ile çok yakından alakalıdır. Ve maalesef ki Suriye savaşı, bunun ana sahnesi olmaya devam edecektir." değerlendirmesini yapan Kalın, dünya liderlerinin sahaya yeni giren bir dinamiğe, Fırat Kalkanı Harekatı'na büyük ilgi gösterdiğini kaydetti.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) 24 Ağustos'ta başlattığı Fırat Kalkanı Harekatı'nın Türkiye'nin Suriye sınırını DAEŞ'ten temizlediğini ve Azez-Cerablus kentleri arasında yaşayan binlerce Suriyeliye soluk aldırdığının belirten Kalın, harekatın son 2 yılda çok sayıda yenilgi alan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) için de önemli bir askeri zafer ve moral kaynağı olduğunu ifade etti.
'TÜRKİYE DAEŞ'İ YOK ETMEKTEKİ KARARLILIĞINI KANITLAMIŞTIR'
'ATEŞKES NEFES ALDIRACAK'
Halep'te gittikçe kötüleşen durumun Suriye'deki tüm taraflar için ciddi bir endişe kaynağı olduğunu, ABD, Rusya ve Türkiye arasındaki görüşmelerin gündeminde Kurban Bayramı'ndan önce çatışmaların durdurulması konusunun yer aldığını anımsatan Kalın, ateşkes anlaşmasının Halep'te ve çevresindeki sivil halka soluk alma imkanı sunacağını belirtti. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, anlaşma ile Halep'e güneyde Şam'dan, kuzeyde Türkiye'den insani yardım girişinin kolaylaşacağını, anlaşmanın belki de Birleşmiş Milletler çatısı altında rejim ve muhalifler arasında siyasi müzakerelerin yeniden başlaması için bir ortam sağlayacağını kaydetti.
'GEÇİCİ ATEŞKESLER BÜYÜK ZAFERLER GİBİ KUTLANIR OLDU'
'AVRUPA IRKÇI FİKİRLERDEN GİTTİKÇE DAHA ÇOK ETKİLENİYOR'
Az sayıda istisna dışında, son yüzyılın en ciddi sığınmacı krizine Avrupa'nın yanıtının en hafif deyimiyle utanç verici olduğunu vurgulayan Kalın, Avrupalıların birçoğunun sanki küresel ve birbirine bağımlı bir dünyada yaşanmıyormuş gibi davrandığını, sığınmacı sorunun kendi kendine yok olacağını ya da sadece Batılıların bir sorunu olarak kalacağını düşündüklerini kaydetti. Kalın, makalesinde "Daha da kötüsü, ana Avrupa siyasi akımları, gittikçe Avrupa'nın temiz ve medeni sokaklarını korumak ve yasa dışı göçü engellemek adı altında değer verilen ve desteklenen yabancı düşmanı ve ırkçı fikirlerden daha derinden etkileniyor. Bu ne ahlaki olarak kabul edilebilir ne de siyasi olarak savunulabilir. Eğer Avrupa mülteci krizini gerçekten önemsiyorsa, Suriye'deki savaşı sonlandırmak için daha büyük ve ciddi bir sorumluluk üstlenmeli, orada, Irak'ta ve bölgedeki diğer yerlerde barış ve düzenin kurulmasına yardımcı olmalıdır." ifadelerine yer verdi.
'TÜRKİYE, SURİYE'DEKİ KÜRTLERE KARŞI SAVAŞMIYOR'
Kalın, makalesini şu şekilde sonlandırdı:
DAEŞ'e karşı mücadele Müslümanlara karşı bir savaş olmadığı gibi, terör örgütü PKK ve onun uzantılarına karşı mücadele de Suriye ya da başka bir yerdeki Kürtlere karşı bir savaş değildir. Hac ibadetini ve Kurban Bayramı'nı kutlamaya hazırlandığımız şu günlerde, dünyada zulum gören sayısız halklardan biri olan Suriye halkının rahat bir nefes alması, tüm normal insanlar gibi barış ve sükunete ermesi için dua edelim."