Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, Daily Sabah gazetesi için kaleme aldığı 'Türkiye'nin Darbe Sonrası Direnci' başlıklı makalesinde, 15 Temmuz'daki darbe girişiminin engellenmesinden 6 hafta geçmeden Türkiye'nin, Suriye'nin Cerablus kentini IŞİD'den arındırdığını belirtti.
'FIRAT KALKANI OPERASYONU, ILIMLI SURİYELİ MUHALİF GRUPLARIN, SURİYE TOPRAKLARINI TERÖRDEN KURTARACAKLARINI GÖSTERDİ'
Kalın, "ÖSO'nun Cerablus'a başarılı şekilde girmesi ve kentin terör örgütü DAEŞ militanlarından temizlenmesiyle YPG'nin DAEŞ'e karşı savaşan tek etkili güç olduğu miti tamamen çöktü. Fırat Kalkanı Harekatı, diğer şeylerin yanında ÖSO gibi ılımlı Suriyeli muhalif grupların doğru şekilde desteklendiği takdirde Esed rejiminin yanı sıra DAEŞ'e karşı da savaşabileceklerini ve Suriye topraklarını terörden kurtaracaklarını gösterdi" değerlendirmesinde bulundu.
Kalın, Türkiye sınırını IŞİD ve YPG'nin de aralarında bulunduğu tüm terör unsurlarından temizlemeyi amaçladığını kaydederek, YPG'nin Menbiç kentini terk ederek Fırat Nehri'nin doğusuna çekileceğine dair anlaşma olduğunu vurguladı.
PYD ve YPG'nin, IŞİD'in boşalttığı alanlara yerleşmek ve daha fazla toprak ele geçirmek için koşullar oluşturduğunu vurgulayan Kalın, "Türkiye, PKK propagandasına ve onun Batı'daki destekçilerine karşı Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunuyor ve sınırı boyunca PKK'nın yönettiği bir devletçiğe izin vermeyecek" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin, kendi Kürt vatandaşlarıyla, Irak'taki Kürtlerle bir sorunu bulunmadığı gibi Suriyeli Kürtlerle de bir problemi olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, makalesine şöyle devam etti:
"Ancak hepimizin, Türk sivilleri ve güvenlik güçlerine saldırdığı kadar Kürtlere de zulmeden ve onları da öldüren PKK ile sorunu var. PKK ve PYD Suriye'de fiili bir terörist devlet oluşturmak için Suriye'deki savaşı utanmadan kullanıyor. Türkiye buna izin vermeyecek.
'TÜRKİYE DARBE GİRİŞİMİ ÖNCESİNDEN DAHA GÜÇLÜ'
Halk, Gülencilerin devleti ele geçirmek için suistimal ettiği değerler olan yönetim ve devlet-sivil ilişkilerinde liyakat, hesap verilebilirlik, şeffaflık ve güvenin tekrar inşa edilmesini istiyor. Bu önlemler gelecekteki muhtemel darbe girişimlerini de önlemek için gereklidir. Herhangi bir darbe girişimi herhangi bir ülkeyi istikrarsızlaştırabilir, ekonomisini çökertebilir ve toplumu bölebilirdi. Türkiye'de ise bunun tam tersi oldu ve Türkiye bir bütün olarak direncini gösterdi. Türk halkı bunu bir güç ve canlılık kaynağı olarak kutladı ve buna Türkiye'nin her yerdeki dostları katılmalıdır."
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.