KHK'lar ile belediyelere kayyum atanmasına ilişkin eleştirilere yanıt veren AK Partili Turan, "İnsanlar belediyeye hizmet almak için oy verirler. Son dönemde görüyoruz ki adeta belediyelerin imkanlarını, araçlarını örgüte destek sağlamak için kullanan, finansal destek sağlamak için kullanan kişilerle karşı karşıyayız. Dolayısıyla bunla ilgili tedbirin mutlaka alınması lazım" dedi.
‘BOMBALAMA OLUYOR BAKIYORSUNUZ BELEDİYENİN ARACI ÇIKIYOR'
Şu andaki yasal mevzuatta İçişleri Bakanlığı'nın zaten bununla ilgili soruşturma açma ya da alma yetkileri olduğunu anlatan Turan, şöyle konuştu:
"Ama öyle bir durum oldu ki görevden aldığınız kişinin de yardımcısı yine aynı işleri yapan insanlar. Bombalama oluyor bakıyorsunuz belediyenin aracı çıkıyor, hendek kazılıyor terör örgütü için, bakıyorsunuz belediyenin kepçesi çıkıyor. Dolayısıyla kayyum meselesi, hukuki zemin içerisinde tartışılması ve karara bağlanması gereken bir konudu. O yüzden Türkiye'de terörle arasına mesafe koymayan kim varsa, hangi partiden kim varsa mutlaka devletin bu konuda tedbir alması lazım diye düşünüyorum. Bununla ilgili (adım atılmasını) en çok da yereldeki insanların talep ettiğini anketlerde, çalışmalarda görüyoruz. Çünkü o insanlar o belediye başkanına git bu araçla bomba patlat ya da git bu araçla hendek kaz diye oy vermediler. Siz belediye başkanından hizmet beklerken teröre destek olan bir kişi gibi davranırsanız bunlara devletin ya da vatandaşın sessiz kalması düşünülemez. Kayyum atamak bir haktır, bunu da hakkını idare yeri geldiğinde gösterecektir diye düşünüyorum."
Bu konuda HDP'nin itirazlarını anlayabildiğini kaydeden Turan, ancak CHP'nin, HDP söylemiyle 'kayyum atanmasın' demesini doğru bulmadığını belirtti. Turan, "HDP tarzı söylemle 'kayyum atanmasın' demekten önce ne yapmak lazım, onun söylenmesi lazım. Ana muhalefet partisinin 'hayır' demek yerine 'nasıl' sorusunun cevabını vermesi lazım. Kayyum atanması yasal zemin içinde nasıl yapılır destek olsunlar. Ama 'hayır' demek makul bir yaklaşım sorumlu bir siyaset anlayışı değil" dedi.
‘EN BÜYÜK SORUN ÖRGÜTÜN KENDİSİNİ GİZLEMESİ'
Turan, kamudaki görevden almalarla ilgili 'cadı avı' eleştirilerine de karşı çıktı. "Bu örgütün en büyük özelliği sessiz sakin, kendini gizleyerek var olmaya çalışması" diyen Turan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Karşımıza mertçe 'ben buyum' diyen bir insan yok. Şu an bakın hiç 'Ben FETÖ'cüyüm' diyen insan yok. Hepsi ‘yanlışlıkla' burada olmuş. En büyük sorunumuz o. Yani PKK'da bile 'Ben buradayım' diyor insan. Ama FETÖ dediğiniz örgüt yanınızda görev alıyor iyi çocukmuş rollerine giriyor ve siz bunu ayıklamakla görevlisiniz. O yüzden hata yapılması bence doğaldır. Hatanın oranı, yaklaşımımız önemlidir. 70 bin kişinin içerisinde yüzde 1 diye ifade edilen bir hata payından bahsediliyor. 70 bin kişinin alındığı yerde 1000 kişinin, 3 gün 5 gün alınmış olması, yanlışlıkla alınmış olması olağanüstü bir sorun değildir. Kaldı ki bununla ilgili Cumhurbaşkanımız da, Başbakanımız da, ilgili bakanlarımız da hata varsa revize ederiz, iade ederiz dediler. En büyük sorun bu örgütün kendisini gizlemesi.
Hata yapılmasını anlayışla karşılamak lazım. Tabii ki, daha dikkatli olmak lazım. O yüzden hata yapmayalım kabul ama fotoğrafın büyüklüğüne bakıp da hata yapma ihtimali de olduğunu, bunun da tolere edilebilir olduğunu bilmemiz lazım. Toplumdan da anlayış bekliyoruz. "
‘ZAMAN ZAMAN 'SELAHATTİN GÜLEN, FETHULLAH DEMİRTAŞ' DİYORUM ÇÜNKÜ…'
PKK ile FETÖ'nün bir farkı olmadığını ifade eden Turan, "Ülkeye verdikleri zarar açısından, uluslararası kamuoyunda Türkiye'yi ittikleri yer açısından, ölüm karşılığı olarak baktığımızda hiç fark yok. Biri bir günde 250 kişi öldürdü biri 30 yılda bilmem kaç kişi öldürdü. Bunların farkı yok birbirinden. O yüzden ben zaman zaman diyorum: Selahattin Gülen, Fetullah Demirtaş…" dedi.
‘DEMİRTAŞ'IN BİR KARAR VERMESİ LAZIM'
‘ÖĞRETMENLER İÇİN KRİTER TERÖR ÖRGÜTÜ İLE İLİŞKİ'
Turan, 11 bin öğretmenin görevden alınmasına ilişkin eleştirileri de değerlendirdi. İddia edildiği gibi görevden almalarda tek kriterin sendika üyeliği olmadığını kaydeden Turan, kriterin ‘terör örgütü' ile ilişki olduğunu kaydetti.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun görevden almalarla ilgili 'cadı avı' eleştirisine de yanıt veren Turan, 'Cadı avı başlatıldı, durdurulmalı' yaklaşımının FETÖ'ye destek anlamına gelebileceğini savundu. AK Partili Turan, "Cadı avı başladı diye avı mı bırakacağız? Biz adım atmayacak mıyız? Tabii ki atacağız, atarken yanlış attığımız varsa her zaman dile getiriyoruz, bunları revize ederiz. Ama durduğunuz yer çok önemli, siyasal dil çok önemli. Eğer örgüt sizin siyasal dilinizden güç alacaksa bir yanlışınız var demektir. Şu anda devletin yanında olma, destek olmak görevimiz var" diye konuştu. Turan, Kılıçdaroğlu'nu yeniden 15 Temmuz'daki duruşuna davet etti.
AK Partili Bülent Turan, ABD'nin Fethullah Gülen'i mutlaka iade etmesi gerektiğini de belirterek, şöyle konuştu:
"Terör örgütlerinin liderlerinin iadesi hukuki olmaktan ziyade siyasidir. Bence ABD'nin demokrasisi ve yargı sistemi bir sınavla karşı karşıya. Bu darbeyi Fethullah Gülen'in örgütünün yaptığıyla ilgili hiçbir endişe yok. Her şey ortada. Bununla ilgili çok özel iddialar da var. Eğer ABD demokrasinin yanında yer alacaksa, bizim egemenliğimize saygı duyacaksa mutlaka Fethullah Gülen'i zaman geçirmeksizin iade etmeli diye düşünüyorum. Er veya geç edecek. Bizden çok onun sınavı bu. Biz talep ettik, hukukun, siyaseten yapılması gereken her şeyi yapmaya çalıştık. Ama terör örgütü liderlerinin iadesi hukuki değil, siyasi bir konudur. O yüzden belge eksik, bilgi eksik değil, siyaseten verilmesinde fayda var veya yok diye bakılacaktır. Ben Fethullah Gülen'i kullanılmış ve miadı dolmuş bir örgüt lideri olarak görüyorum. O yüzden de iade edilmesi gerektiği kanaatindeyim, edilmezse tarihin notlarında bir kara leke olarak kalacaktır bu ABD üzerinde."