DSG üyesi Rezan Hedo tarafından okunan açıklamada, ‘bölgenin yıllarca Osmanlı-Türk yönetiminde acılar çektiği, bu yönetimin bölge halklarına yalnızca cehalet, gerilik ve mezhepsel çatışma bıraktığı’ savunuldu. Açıklamada, Türkiye'nin bölge halkları olan Araplara, Ermenilere, Kürtlere, Yunanlara, Süryanilere ve Keldanilere karşı ‘soykırımın en berbat biçimlerini uyguladığı’ ileri sürüldü.
'TÜRK İŞGALİNE KARŞI MÜCADELE ETMEK'
Türkiye'nin Cerablus operasyonunu da ‘Suriyelilerin kendi arasındaki kavgalarından faydalanma’ olarak nitelendiren Suriye Ulusal Direnişi, siyasi hedeflerinin şunlar olduğunu kaydetti:
— Birleşik ve demokratik bir Suriye'nin inşası için, farklı Suriyeli bileşenler arasındaki ihtilafları çözmek ve onların güçlerini birleştirmek.
— Türk işgaline karşı mücadele etmek ve bu işgalin hedeflerine ulaşmasını engellemek; İskenderun Sancağı'ndan [bugünkü Hatay] Cerablus'a kadar tüm Suriye topraklarını geri almak.
— Suriye topraklarının her karışını özgürleştirmek için gelecekte bütün ulusal güçlerle birlikte çalışmak.
Lübnan'dan yayın yapan El Ahbar'a mülakat veren Hedo, örgütün destekçileri arasında ‘rejim destekçileri ile karşıtlarının da bulunduğunu’ söyledi.
PYD ya da YPG konuyla ilgili açıklama yapmazken, haber YPG'ye yakın ANHA'da yer aldı.
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.