Ankara’daki Bakanlık binasında, Conflict Zone programı için dün Kılıç’la gerçekleştirilen görüşmenin kayıtlarına el konmuştu. DW Genel Müdürü Peter Limbourg, sunucu Michel Friedman’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la ilgili sorularının ardından alınan kararı kınayarak “Bu Türkiye'deki basın özgürlüğünün bir kez daha apaçık şekilde ihlal edilmesi demektir” ifadelerini kullanırken; Bakanlık ise yaşananları yalanlayarak, “Bant kaydı olarak gerçekleştirilen röportaj sırasında sunucu tarafından ‘maksadını aşan ifadeler ve ithamlar' kullanılması üzerine ilgili televizyon yetkililerine söz konusu röportajın yayınlanmaması talebimiz iletilmiştir” açıklamasında bulunmuştu.
‘YANLIŞ CEVAP VERMEK TEHLİKEYSE ÖZGÜRLÜKTEN BAHSEDİLEMEZ’
DW Türkçe’de yer alan habere göre, Alman gazetecilerin yaşadıklarını değerlendiren Berliner Zeitung gazetesi, konuyla ilgili haberinde şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye’de basın özgürlüğü ölmüştür. Türk gazetecileri sadece hapisten çıkanlar ve hâlâ hapis yatanlar olarak birbirinden ayırmak mümkün. Ne o, ne de öteki durumun kendisi için geçerli olmadığı kişi gazeteci değildir; olsa olsa otokrat Recep Tayyip Erdoğan’ın bir yaratığıdır. Eğer bir ülkede yanlış cevap vermek tehlike anlamına geliyorsa, o zaman orada düşünce özgürlüğünden bahsedilemez. Ama eğer sadece yanlış sorular bile devlet makamlarının hışmını üzerine çekiyorsa, o zaman o ülke demokrasi açısından kayıp demektir.”